Üslûp Açısından Mehmed b. Halil’in Türkçe Kaside Bürde Şerhi

Şiirin, ortaya çıkışından itibaren Arap edebiyatında önemli ve farklı bir yeri vardır. Şairler her dönemde pek çok alanda ve konuda şiirler söylemiş ve kaleme almıştır. Arap edebiyatının tasavvufa dair eserlerinden olan Kaside-i Bürde, Hz. Peygamber’e (sav) olan sevgi ve aşkı ihtiva etmesinden dolayı en önde gelen manzumelerinden biri olmuştur. Bu yüzden Osmanlı ulema ve üdebası arasında da meşhur olmuş ve medreseler, tekkeler, zaviyeler ve camilerde okunmuş ve okutulmuştur. Üzerine pek çok şerhler yazılmıştır. Osmanlı üdebasından Mehmed b. Halil de hicri 1087 tarihinde kendine has üslûbuyla kasideyi şerh eden önemli şârihlerden birisidir. Şârih, kendisi hakkında, kitabında bilgi vermediği gibi varsa, diğer eserleri de bilinmediği için hakkında fazla malumata rastlanmamaktadır. O diğer şârihlerden farklı olarak şiirin kendine has vezni ve kafiyesinden kaynaklanan takdim, tehir, hazif, takdir ve benzeri durumlara dikkat çekmiştir. Cümlelerdeki irâb olgusu başta olmak üzere her harf ve kelimenin detaylı bir şekilde tanıtımını yapmış, ayet ve hadislerden istişhâdlarda bulunmuştur. Ayetlerin sureleri ve rakamları belirtmemiştir. Yine hadislerin kaynağı konusunda Buhârî, Müslim, Tirmizî gibi bilgi vermemiştir. Şârih, beyitler isim cümlesi ile başladığı halde zaman zaman mübteda ve habere dikkat çekmemiştir. Yine şart edatlarını zikretmiş fakat şart ve cevap cümlesini genellikle belirtmemiştir. Özellikle zamirlerin cümle içindeki konumunu ve raci olduğu isimleri beyan etmiş, müstetir/gizli failleri ve ne olduklarını göstermiştir. Fiillerin cinsini, müştak olduğu mastarlarını ve mezid ise bablarını da vermiştir. Şârih, beyitlerde geçen edatların neyi ifade ettiklerini, önceki beyitlere yapılan atıfları ve hazf edilmiş lafızları da beyan etmiştir. Emr-i ve nehy-i hazırlara dikkat çekmiş, kaside sahibinin bunlarla kimleri kastettiğini belirtmiştir. Kasideyi okuyan her seviyeden insana sözlüklerden bilinmeyen kelimelerin bulunması için büyük kolaylıklar sağlamıştır. Böylece okuyucu kelimenin aslını tespit etmede sıkıntıya düşmeden sözlüğe başvurma imkânı bulmuştur. Şârih, az da olsa lafza verilen anlamın, dil bakımından felsefesine değinmiştir. Her beytin şerhinden sonra “(يعني)/yani” diye bir başlık altında beyitte anlatılmak istenen manayı da açıklamış, nazım şeklinde Türkçe ve Farsçasını da eklemiştir. Ayrıca O, kullandığı üslûbuyla şiirin doğru anlaşılmasına büyük katkı sağlamış, diğer Osmanlı şârihlerden ayrılmıştır. Böylece o, Arapça şiir sevdalılarının meşhur olan kasideyi anlama ve tahlil etme yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olmuştur. Ayrıca günümüzde kasideyi Osmanlıca metin üzerinde okumak isteyenlerin bu alanda seviyelerini yükseltmelerine vesile olacağını ifade etmek yerinde olacaktır.

In Terms of Method, Mehmed b. Halil’s Commentary on Turkish al-Qasīdat al-Burda

Poetry has an important and different place in Arabic literature since its emergence. Poets wrote and sang poems in many fields and subjects in every period. As one of the works of Arabic Literature about Sufism has been one of the most prominent poems because it contains love and passion of the Prophet Muhammad (p.b.u.h). Therefore, it was read and taught in madrasahs, dervish lodges, zawiyahs and mosques, which also became very famous among Ottoman scholars and writers. Many commentaries were written on it. Mehmed b. Halil, one of the Ottoman literature masters, is also one of the important commentators who annotated the ode with his unique method in 1087. The commentator does not give any information about himself in his book. If there is, there is not much information about him as his other works are not known. Unlike the other commentaries, he drew attention to the presentation, postponement, the falling word from the sentence, again fulfill, and similar situations arising from the specific meter and rhyme of the poem. He made a detailed description of every letter and word, especially “the phenomenon of ʾIʿrāb “ in sentences, and made quotations from verses and hadiths. He did not specify the suras and numbers of the verses of the Qur’an. Again, he did not give information about the source of the hadiths in the form of Bukhari, Muslim, Tirmidhi. Although the commentary begins with the noun phrase, the subject and the attribution did not draw attention from time to time. He also mentioned conditional prepositions, but generally did not specify conditional and response sentences. In particular, he explained the position of the pronouns in the sentence and the names they indicate, and showed the hidden subjects and what they are. He also gave the genus of the verbs infinitives from which it derives and If the verb is multi-letter, it also gives the group. The commentator also explained what the prepositions in the couplets express, the references to the previous couplets and the hidden words. He drew attention to the imperative and the negative imperative of the verbs, and stated who the owner of the ode meant by them. He provided great facilities to people of all levels who read the Qasīdat to find unknown words from dictionaries. Thus, the reader had the opportunity to consult the dictionary without having any trouble in identifying the original word. The commentator, albeit a little, touched on the philosophy of the meaning given to the word, in terms of language. After the commentary of each couplet, he explained the desired meaning of the couplet under an annotation “(يعني) / i.e.,”. He also added Turkish and Persian in the form of poetry. In addition, he made a great contribution to the correct understanding of the poem with his method and distinguished himself from other Ottoman commentators. Thus, he helped to improve the ability of Arabic poetry lovers to understand and analyze the famous ode. In addition, it would be appropriate to state that it will be instrumental for those who want to read the al-Qasidat on the Ottoman text today in raising their level. 

___

  • Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdillâh eş-Şeybânî el-Mervezî. Müsned. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1412/1992.
  • Atmaca, Veli. “Hadislerde Hastalık ve Sağlık Anlamında Kullanılan Genel Kavramlar” Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) 8/1 (Haziran 2010), 83-105.
  • Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmâil. el-Câmiu’s-Sahîh. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1412/1992.
  • Bulut, Ali, Belagat Terimleri Sözlüğü, İstanbul: İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2015.
  • Ceviz, Nurettin vd. Yedi Askı Arap Edebiyatının Harikaları. Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2004.
  • Civelek, Yakup. Arap Dilinde İrab Olgusu. Ankara: Araştırma Yayınları, 2003.
  • Ebû Dâvûd, Süleyman b. el-Eşa’s es-Sicistânî. es-Sunen. thk. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid, Beyrut: Dârul-Fikr, ts.
  • Fîrûzâbâdî, Mecduddin Muhammed b. Yakûb. el-Kâmûsu’l-Muhît. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1416/1995.
  • Hâşimî, Ahmed. Cevâhiru’l-Belâğa fî’l-Meânî ve’l-Beyân ve’l-Bedi’. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, ts.
  • Gürkan, Nejdet. Şiir ve Dil Arap Edebiyatı. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2005.
  • İbn Manzûr, Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem, Lisânu’l-Arab. Beyrut: Dâru’l-Fikri, 1415/1994.
  • Katip Çelebi. Keşfu’ẓ-Ẓunûn. İstanbul: Behiyye Matbaası, 1362/1943.
  • Kaya, Mahmut. “Kasidetü’l-Bürde”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. 24/568-569. İstanbul: TDV Yayınları, 2001.
  • Kaya, Mahmut. “Bûsirî Muhammed b. Saîd” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. 6/368-469, İstanbul: 1992.
  • Küçükkalay, Hüseyin. Kur’an Dili Arapça. Konya: Denizkuşları Matbası, 1969.
  • Mecdi Vehbe-Kamil Mühendis. Mucemu’l-Mustalahâti’l-Arabiyyeti fi’l-Lugati ve’l-Edeb. Beyrut: Mektebetu’l-Lubnan, 1404/1984.
  • Mehmed b. Halil. Türkçe Kaside Bürde Şerhi. İstanbul: Uhuvvet matbaası, 1327/1909.
  • Kutubî, Muhammed b. Şâkir. Fevâtu’l-Vefeyât. thk. Dr. İhsan Abbas, Beyrut: Dâru Sâdır, 1404/1984.
  • Muradî, Hasen b. Kâsım, el-Cenâ’d-Dânî fî Hurûfi’l-Meânî, thk. Fahreddin Kabâve vd. Beyrut: Dâru’l-Kutubu’l-İlmiyye, 1412/1992.
  • Müslim, Ebu’l-Hüseyin Müslim b. el-Haccâc el-Kuşeyrî. el-Camiu’s-Sahîh. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1412/1992.
  • Sekkâkî, Ebû Yakub Yusuf b. Ebî Bekr Muhammed b. Ali. Miftâhu’l-Ulûm, thk. Abdulhamid Hendâvî, Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiye, 1421/2000.
  • Sîbeveyh, Ebû Bişr Osman b. Kanber. el-Kitâb. thk, Abdusselâm Hârun, Kahire: Mektebetu’l-Hancî, 1403/1982.
  • Tâhiru’l-Mevlevî. Edebiyat Lûgati. İstanbul: Enderun, 1973.
  • Taşdelen, Damla. “Zâtî’nin Manzûm Kasîde-i Bürde Tercümesi”. İstanbul Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Dergisi 60/1 (Haziran 2020).
  • Tebrîzî, Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Alî b. Muhammed el-Hatîb. el-Vâfî fî’l-Arudi ve’l-Kavâfî. thk. Fahruddin Kabâve, Dimaşk: Dâru’l-Fikr, 1428/2007.
  • Teftâzânî, Sa’duddin. Muhtasaru’l-Meânî. İstanbul: Salâh Bilici Kitapevi, 1304/1887.
  • Tehânevî, Muhammed Ali. Keşşâfu İstilâhati’l-Funûn ve’l-Ulûm. thk. Refik el-Acem, Beyrut: Mektebetu Lübnan, 1417/1996.
  • Tirmizî, Ebu İsâ Muhammed b. İsâ. es-Sünen. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1413/1992.
  • Yalavâcî, Hacı İbrahim Muhammed. el-Mecmuatu’l-Kubrâ min Kasâidi’l-Fuhrâ. İstanbul: Şirket-i Hayriyye, 1302/1889.
  • Yurttaş, Tahsin. Arap Dilinde İʻrâb-Anlam İlişkisi. Ankara: Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2016.
  • Ziriklî, Hayreddin. el-A’lâm. Beyrut: Dâru’l-İlim li’l-Melâyin, 1428/2008.