Osmanlı Devleti’nin Son Zamanlarında Bir İlletle Yüzleşmek: Devletin Resmi Tutumu Bağlamında Dâü’l-kelb (Kuduz Hastalığı)

Dâü’l-kelb, Osmanlı dünyasında kuduz hastalığı için kullanılan bir terimdir. Viral bir hastalık olan kuduz hem insanlar ve hem de hayvanlarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalık, kuduza yakalanan başta köpek olmak üzere, kurt, tilki, çakal, kedi gibi hayvanların insanları ısırması ya da ısırığa bağlı yaralanmayla bulaşır. Bu hastalığa karşı en etkili mücadele Pasteur’un 1885 yılında kuduz aşısını tüm dünyaya tanıtmasından sonra başlamıştır. Osmanlı devletinde bu hastalıkla mücadele kararlılıkla sürdürülmüş ve kuduz hastalığının tedavisi konusunda Avrupa’daki gelişmelere samimi bir ilgi gösterilmiştir. Aynı zamanda kuduz hastalığının daha yakından tanınması ve bu hastalığa karşı etkin bir mücadele sürdürülebilmesi için, Avrupa’ya araştırma heyetleri gönderilmiş, kuduz hastalığının tedavisi üzerine çok sayıda yayın yapılmış ve hastaneler açılmıştır. Devlet görevlileri kuduz hastası olanların tedavi süreçlerini baştan sona takip etmiş ve hastaların tedavileri için çoğu zaman maddi yardımlar da sağlamıştır. Osmanlı devleti, toplum sağlığını ve güvenliğini tehdit eden kuduz hastalığına karşı koruyucu önlemlerin uygulanmasında da büyük titizlik göstermiştir. Bu çalışma, Osmanlı devletinin son zamanlarında kuduz hastalığına yönelik devletin resmi ilgisi, toplumun tutumu, hastalığa karşı alınan önlem ve elde edilen sonuçlar üzerine bir takım değerlendirmelerde bulunmayı hedeflemektedir. 

Confronting a disease in the late Ottoman State: Dâü'l-kelb (rabies disease) in the context of the state's official attitude

Dâü'l-Kelb is a term used in the Ottoman world for rabies disease. Rabies is a viral disease, which is infectious disease seen in both humans and animals. This disease is transmitted with animals especially rabies dogs, such as wolf, fox, jackal, cat that bite or injure related to bite people. The most effective fight against this disease began after Pasteur introduced rabies vaccine to the whole world in 1885. In the Ottoman state, the fight against this disease has been carried on with determination and sincere interest has been shown in the developments in Europe regarding the treatment of rabies. At the same time, research delegation have been sent to Europe and a number of publications have been published on the treatment of rabies, so that disease can be diagnosed more closely and an effective fight against it can be sustained and also hospitals were opened. The Ottoman state has shown great diligence in implementing preventive measures against rabies that threaten public health and safety. This study, aims to present some evaluations on the official interest of the state towards the rabies disease, the attitude of the society, the measures against the disease and the results obtained in the recent times of the Ottoman state.

___

  • Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Memurin Kalemi Babıali Evrak Odası Dâhiliye Mektubi Kalemi Dâhiliye Nezareti Umur-ı Mahalliye ve Vilayât Müdüriyeti Dâhiliye Nezareti İdare-i Umumiye Kalemi Ekleri Dâhiliye Nezareti Mebâni-i Emîriye ve Hapishaneler Müdüriyeti Müteferrik Dâhiliye Muhaberat-ı Umumiye İdaresi Dâhiliye Emniyet-i Umumiye Levazım Kalemi Dâhiliye Nezareti Tahrirat Kalemi İradeler Dâhiliye Yıldız Mütenevvi Mâruzat Yıldız Sadaret Hususi Maruzat Zabtiye Nezareti