MEDYADA KLASİK ETİK KODLAR BİR İLLÜZYON MU?

Gazetecilik mesleğinin ortaya çıkmasıyla birlikte, bir taraftan her geçen gün kendisini hissettiren  'olağanüstü etkileme gücü' ve diğer yandan da bu güçten, bu güce sahip olanlardan ve yararlanmak isteyenlerden kaynaklanan sorunlar 'basın özgürlüğü' kavramı etrafında bir meslek etiğinin gelişmesinin yolunu da açmıştır. Medya kuruluşlarının ve üst meslek organlarının okur nezdinde saygınlıklarını ve güvenilirliklerini korumak ve geliştirmek için ortaya koyduğu ve artık 'klasikleşmiş olan' etik kodlar bu çalışmanın ana temasını oluşturmaktadır. Öncelikle etik ve meslek etiği  kavramlarının çerçevesinde 'medya etiği' kavramından ne anlaşılması gerektiği üzerinde durulmuş; bu bağlamda, kamu yararı, basın özgürlüğü, basın denetimi konuları ele alınmıştır. Yine çalışmada, medyada tekelleşme (yoğunlaşma), medyanın ve  sahiplerinin basın dışı işleri üzerinde durulmuştur. 'Medya Ahlakı Üzerine Düzenlemelerde Genel Kabul Görmüş İlkeler (Klasik İlkeler)'  başlığı altında, başta doğruluk- dürüstlük kuralı olmak üzere, tarafsız ve objektif olma kuralı, haber ve yorum ayrımı kuralı, meslek sırrı-haber kaynağına saygı ve sadakat kuralı, mahremiyet veya özel hayatın gizliliğine saygı kuralı, eleştiri sınırını aşmama-iftira, hakaret, kötüleme ve mesnetsiz iddialardan kaçınma kuralı, cevap ve düzeltme hakkına saygı kuralı, kişisel çıkarların ve çek defteri gazeteciliğinin reddi kuralı, kurumsal çıkarların gerçeklerin önüne geçirilmemesi kuralı, terörizm, şiddet ve pornografiye karşı tavır alma kuralı örneklerle ortaya konulmaktadır.Çalışmanın sonuç kısmı, bir taraftan uygulamalardaki sorunları ve diğer yandan da uygulamanın  nasıl kolaylık ve sağlıklı bir zemine oturtulabileceğine ilişkin önerileri kapsamaktadır.