DÖNÜŞÜM VE HAYAL: KİTLESEL SEFERBERLİK SÜREÇLERİNDE ETNİK KİMLİĞİN OLUŞUMU

20. viizvılın son çeyreğinde yükselen etnik bilinç çağdaşlaşma ve endüstrileşme süreçlerinin yol açtığı değer krizine karşı bir tepki olarak görülebilir. Bu süreçlerin önemli bir yönü yerel yaşam biçimleri arasındaki kültürel farklılıkları gözetmeksizin ortak ve genelleşmiş bir amaç olarak ulusal kalkınma doğrultusunda kitlelerin seferberliğine dayanmasıdır. Yaşam biçimlerinin artan aklileşmesi ve büyiibozuınıı geleneksel yaşam değerlerinin yeni yaşam koşullarında etnik kimlik olarak yeniden inşasına yol açmıştır. Ulus-devletin kalkınmacı amacına hizmet edecek yeni ve türdeş bir zihin yapısına ve eylem biçimine gereksinim duyması ve bu doğrultudaki politikaları, etno-dilsel toplulııkann tarihsel mitler ve semboller vasıtasıyla diğerlerinden farklılıklarını vurgulamayı ve özgünlük hayallerini yeniden üretmeyi sağlayıcı bir işlev görmektedir. Bu vurgu ve özgünlük hayali aslında daha çok bıı toplulukları temsil iddiasına davalı entelektüel söylemin bir parçası olarak ortaya çıkmaktadır.