MÂTURÎDÎLER’DE İLAHÎ FİİLLERİN TA‘LÎLİ

İlahî fiillerin varlıkla olan ilişkisini gaye bakımından konu edinen kelamcılar, birçok aklî ve naklî delile dayanarak varlığa ilişen bu fiillerin birçok hikmet ve maslahatı amaçladığını söylemektedirler. Kelamcılar buradan hareketle ilahî fiillerin insana dönük birçok maslahatı barındırdığını ittifakla kabul etmektedirler. Ancak onlar bu maslahatların bilinme yolunun akıl mı vahiy mi olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir. Mâturîdîler hüsün-kubuh adıyla bilinen bu meselede orta bir yol izlemişlerdir. Kelamcılar, kulların maslahatını amaçlayan ilahî fiillerin ontolojik niteliği hakkında farklı düşünmüşlerdir. Mutezile bu tür ilahî fiilleri aklî açıdan vacib görürken, Eş‘arîler bu fiilleri mümkün kategorisine dâhil etmektedirler. Mâturîdîler ise anılan ilahî fiilleri ontolojik açıdan mümkün görmekle birlikte, bu fiillerin insana dönük maslahatları içermesini ilahî hikmet gereği/tafeddülen vacib görmektedirler. Mâturîdîler ilahî fiillerin kullara dönük maslahatlarla muallel olduğu görüşünü temelde Yüce Yaratıcının hikmet sıfatına dayandırmaktadırlar. Mâturîdîler ilahî hikmet kavramına farklı bir anlam yüklemiş ve dolayısıyla Eş‘arî ve Mu‘tezilî kelamcılardan farklı bir ta‘lîl anlayışını benimsemişlerdir. Mâturîdî mütekellimler benimsedikleri ta‘lîl anlayışını ispat sadedinde birçok naklî ve aklî argümana başvurmuşlardır.

MÂTURÎDÎLER’DE İLAHÎ FİİLLERİN TA‘LÎLİ

The Islamic Theologians who take the relation of divine actions to existence as their subject in point of aim, depending on a good many rational and conveyed argument, say that these actions related to the existence aim infinite number of wisdom and benefit. Moving from here, Islamic Theologians accept unanimously that these actions keep a number of benefits from the point of human being. They fall into disagreement with each other on the issue that whether these actions are known by reason or revelation. Maturidith Theologians followed a midcourse in this problem known as goodness and evilness. Islamic Theologians thought differently about the onthological quality of divine actions which aim to the benefits of creatures. While Mutezila Theologians consider those actions as incumbent on a Muslim from the point of reason, Eşari Theologians count them in probable category. But Maturidith Theologians, while they regard divine action mentioned probable from the point of ontological viewpoint, because of the divine wisdom they consider obligatory that these actions contain benefits for human. Mraturidith Theologians, too, attribute the idea that divine actions are justified by the benefits of creatures basically to the profoundness quality of Holy God. Maturidith Theologians ascribed to the conception of divine wisdom a different meaning and so they adopted a different understanding of deduction from the other Islamic Theologians. Maturidith Islamic theologians applied to a good deal of rational arguments to prove the understanding of deduction they adopted.

___

  • -Beyâzîzâde, Kemâlüddîn Ahmed Efendî, İşârâtü’l-merâm min ibârâti’l-İmâm, thk. Yûsuf Abdürrezzâk, 1. baskı, Dârü’l-kitabi’l-İslâmî, İstanbul 1949. -Eş‘arî, Ebü’l-Hasen Alî b. İsmâil, el-Lüma‘ fi’r-reddi alâ ehli’z-zeyği ve’l-bida‘, thk. Hamûde Ğarabe, 1. baskı, Mektebetü’l-Hancî, Kahire 2010.-Farâbî, Ebû Nasr Muhammed b. Muhammed b. Tarhan, Uyûnü’l-mesâil (es-Semeretü’l-mardiyye fi ba‘di’r-resaili’l-Farâbiyye içinde), Liden 1890.-İbn Ebî Şerîf, Kemâlüddîn Muhammed b. Muhammed b. Ebî Bekr, el-Müsâmere bi-şerhi’l-Müsâyere, (İbn Kutluboğa’nın hâşiyesi ile birlikte), Çağrı Yayınları, İstanbul 1979.-İbn Sînâ, Ebû Alî Hüseyn b. Abdillâh, eş-Şifâ, İlâhiyât, thk. Kanavatî-Saîd Zayed, y.y., t.y. ,en-Necât fi’l-mantıki ve’l-ilahiyât, thk. Abdurrahman Umeyre, Dârü’l-cîl, Beyrut 1992. ,et-Ta‘ikât, thk. Abdurrahman Bedevî, Mektebü’l-i‘lâmi’l-İslâmî, Kum 1404.-İbnü’l- Hümâm, Kemâlüddîn Muhammed b. Abdilvâhid, el-Müsâyere fî ilmi’l-kelâm, thk. Muhyiddîn Abdülhamîd, Dâru Bibliyon, Lübnan 2005.-İbrahim, Özdemir, Fıkıh Usûlünde Ta‘lîl Tartışmaları(Hicrî IV-VIII. Asırlar), Rağbet Yayınları, İstanbul 2016. -Kâdî Abdülcebbâr, el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl, thk. Mahmûd Kasım, t.y. y.y.-Kandîl, Muhammed, el-Esâs fi’t-tahsîn ve’t-takbîh, Mektebetu Külliyeti usûli’d-dîn, Kahire t.y.-Kangirî, , Kayyımzâde Abdullah b. Hasen, Hâşiye ala’l-Hayâlî ala Şerhi’t-Teftâzânî, Dârü’t-tiba‘ati’l-Âmire, Bulak, Kahire 1254.