MAX BECKMANN'IN "AYRILIŞ" ADLI ESERİNİN ANALİZİ

Alman sanatçı Max Beckmann'ın 1932-33 yılları arasında, alegorik bir dil kullanarak Frankfurt'ta tamamladığı 'Ayrılış' (Departure) adlı eser, Almanya'da yükselen Nazi hareketinin sanatçı üzerinde yarattığı travmaları ve kendi toplumuna dönük kimi eleştirilerini içermektedir. Sanat tarihinde, pek çok sanatçının, içinde yaşadığı dönemin toplumsal travmalarına karşı kayıtsız kalmadıkları bilinmektedir ve bu tarihsel tanıklığı kendi yaratıcı etkinliklerinin bir parçası olarak görerek, ortaya koydukları eserlerle yeni tartışma alanları açmışlardır. Kuşkusuz sanat tarihi, bu türden örneklerle doludur. Yaşanan her tarihsel süreç, sanatçının yaratım bilincinden geçerek, izleyiciyle buluşmakta ve yeni bir toplumsal bilince evrilerek, insan uygarlığının sorunsalları ve olanakları arasında bir tür bağ kurmaktadır. Bu türden kurulan bir bağ, tüm bu sürecin bileşenlerini bir de sanat alanı içerisinden görmeyi olanaklı hale getirmektedir. Beckmann'ın resimleri ile tanıklık ettiği tarihsel dönem arasında kurduğu ilişki ve eserlerinin yarattığı tartışmalar, tam da bu noktada önem kazanmaktadır. Beckmann'ın "Ayrılış" adlı eserinin tarihsel bağlamı, resimde kullanılan imgelerin taşıdığı anlam ve üslup açısından değerlendirildiğinde; modern resim sanatına yaptığı katkının ne denli büyük olduğu görülmektedir.

THE ANALYSIS OF MAX BECKMANN'S 'DEPARTURE'

In 'Departure' completed in Frankfurt by the German artist Max Beckmann between the years of 1932 and 1933, we see that the upcoming Nazi movement in Germany created a trauma on the artist and he used an allegorical language to criticize his own society. In the history of art, it is known that many artists did not stay indifferent to the social traumas of their century and they started new discussion areas by regarding those historical testimonies as a part of their creative activities. The history of art, without doubt, is full of such examples and each experience from the course of history is processed by the creative mind of the artist, meets the audience, is evolved into a new form of social consciousness and relates to the problems and the possibilities of the human civilization. That kind of a relationship makes it possible to see all the components of the process from an artistic perspective. Beckmann's relating the course of history with his art work gets more meaningful at this point. When the historical context of Beckmann's 'Departure' is evaluated from the perspectives of the images and the genre used in the work, it is clear to see how great a contribution he made into the pictorial art.

___

Aslan, Engin. (2013). Otto Dix, Pablo Picasso, Leon Golub Ve Fernando Botero'nun Savaş Temalı Resimlerinden Seçilmiş Örnekler Üzerine Bir İnceleme Çalışması. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çukurova Üniversitesi, Adana.

Baraz, Yahşi. (2009). "Entartete Kunst -Dejenere Olmuş Sanat-" Erişim: 22.03. 2015, http:// lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=0&articleID=383&bhcp=1

Gezer, Tanzer. (2010). Fernando Botero: "İçimdeki Her şeyi Söyleyemedim", Erişim: 23.10.2015, http://tanzergezer.tumblr.com/post/131705596879/fernando-botero-i%- C3%A7imdeki-her%C5%9Feyi-s%C3%B6yleyemedim

Kosuth, Joseph. (1980). Felsefenin Sonu Sanatın Başlangıcı (Ş. Aysan, S. Kiraz, A. Öktem. Haz/Çev.). İstanbul: STT Yayınları.

Lynton, Norbert. (2004). Modern Sanatın Öyküsü (C. Çapan, S. Öziş, Çev.). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Ulay, Faruk. (1985). Geç Kalmış Bir Yazı: Max Beckmann, Milliyet Sanat, 113/1, s. 32