ATAERKİL TOPLUMDA KADIN SANATÇILARIN KİMLİKLERİNİ GERÇEKLEŞTİRME ÇABASI OLARAK FEMİNİST SÖYLEM

Toplumsal cinsiyet kavramı kadın ve erkek için toplumun uygun gördüğü değer kalıpları doğrultusunda kurgulanmış olan roller ve beklentileri işaret etmektedir. Toplumsal yaşamda erkeklerin ve kadınların eşitsiz bir şekilde erkeğin kadına üstünlüğü ile belirlenen bir yapıda yer aldığı, bilimsel çalışmalarla da desteklenmiş, görülmektedir. Bir diğer husus; toplumsal cinsiyet rolleri, cinsiyete dayalı ayrımcılığı beraberinde getirmektedir. Bu ayrım, biyolojik özelliklerden yola çıkarak sosyal alanı kamusal alan ve özel alan olarak kurgulamış ve erkeğe kamusal alanı, kadına ise özel alanı tahsis etmiştir. Bu süreci ortaya çıkartan temel etmen ise eril tahakkümdür. Erkeğin sosyal alan üzerindeki iktidarı bu alanı kendi ihtiyaçları doğrultusunda oluşturması sonucunu ortaya çıkartmıştır. Bu süreçler sosyal alanın bir parçası olan sanat alanı için de söz konusudur. Sanat alanı eril tahakkümün etkisi altındadır. Bu anlamda eril tahakküm sanat aracılığıyla neyin erkeksi ve neyin kadınsı olduğunu belirleyerek sanat alanındaki değerlendirmeleri ortaya koymaktadır. Böylece sanat, estetik değerlendirmeler dışında, toplumsal cinsiyet rolleri bağlamında değerlendirilmiş olmaktadır.

FEMINIST DISCOURSE AS FEMALE ARTIST'S ATTEMPT TO REALIZE THEIR IDENTITY IN PATRIARCHAL SOCIETY

The concept of social gender refers to roles and expectations constructed in line with set of values appropriated for the male and female by the society itself. In social constructs, the fact that males and females are forced into a constructed social domain which appears unequal in terms of its tendency towards emphasizing superiority of male also seems to be supported in scientific studies. Another point is that social gender roles brought with themselves a discrimination based on gender. This particular discrimination divides social domain into public and private by means of erecting its division on the biological traits; it assigns public domain to male and private domain to female. The main factor behind this process is the masculine dominance. The dominance of male over the social domain emerges from the construction of this particular domain according to his needs. This tendency is applicable for domains of art as parts of social domain. Domains of art are under effect of male dominance. Male dominance presents the assessments in domains of art by means of determining what is masculine and what is feminine. So, art is assessed in terms of social gender roles, which is outside the domain of esthetic assessment. In this process, primary expectations of male dominance from the female are based less on her artistic identity and more on her roles such as mother, wife, sister and daughter in line with her biological nature.

___

Chinoy, Ely. (1964). Sociological Perspective, U.S.A. Random House. Erişim: 23.01.2016, http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/hasan_sankir_2_1010.pdf

Freeland, Cynthia. (2001). Sanat Kuramı (F. Demir, çev.). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları,

Kahr, Wadlyn Millner. (1982). Feminism and Art History. Nonna Broude and Mary D. Garrard

(Ed.). Online version Feminism and art history. 1st ed. New York: Harper & Row, c Paglia, Camille. (2004). Cinsel Kimlikler (D. Atay, Çev. ). Ankara: Apos Yayınları.

Parsons, Talcott. (1965). Essays in Sociological Theory. Erişim: 15.01.2016. https://books. google.com.tr/books?id=78ZeUXptaXEC&pg=P,

Peterson, Gouma. (2008). Sanat Tarihinin Feminist Eleştirisi. Ahu Antmen (Ed.). Sanat Cinsi- yet. İstanbul: İletişim Yayınları.

Sankır, Hasan. (2010). Eril Tahakküm ve Üstün Erillik Olgusunun Plâstik Sanatlar Alanında

Toplumsal cinsiyet Rollerinin oluşumuna Etkileri Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme. Erişim: 20.01.2016, www.sdergi.hacettepe.edu.tr

Ulusoy, Demet. (2005). Sanatın Sosyal Sınırları. Ankara: Ütopya Yayınları.

Watkins, Gloria. (2000). Feminizm Herkes İçindir (A. Yıldırım, B. Kurt, E. Aydın, çev.). İstanbul: Çitlenbik Yayınları.