Max Weber’in “Protestan Meslek Ahlakı” Argümanı İzleğinde Rembrandt’ın “Üç Ağaç”ı

Rembrandt van Rijn, sanatsal üretimini Protestan bir anlayışın yönlendirdiği,XVII. yüzyıl Hollanda Altın Çağı’nın en önemli ressamlarındandır.Günümüze ulaşmış yazılı bir belge olmamasına rağmen sanatçının yapıtları,onun Protestan mezheplerinden Mennonitizme spiritüel yakınlığının enönemli tezahürleri olarak yorumlanabilir. Tıpkı Mennonitler gibi yaşamıboyunca İncil’in yalın gerçekliğini arayan Rembrandt’ın sanatına Mennonitizmin,insanî kutsallığın İncil’in derinden kavranması ve Tanrı sevgisiyoluyla yükseltilmesi anlayışı yansımış ve bu Mennonit ruh, yaşadığı dönemHollanda sanatı özelinde oldukça ayrıksı addedilen sanatçının dinîkonulu yapıtlarının ötesinde, portrelerini, manzaralarını da kapsayan tümüretimine sinmiştir. Altın Çağ’da Mennonitler, sınırlı dinî özgürlüğe sahipazınlıktaki bir topluluk olmuş olsalar da bu dönemde tüm Baptist hareketlerbağlamında Hollanda, Avrupa’nın en hoşgörülü ülkesi konumundadır.Menno Simons’un “Hıristiyanca yaşayın; barışçıl, merhametli, müşfik vegerçek bir tevazu içinde olun; Tanrı’nın kelâmına riayet edin” öğütleri,XVII. yüzyıl Mennonitizminin temel düsturu olmuştur. Ancak HollandaAltın Çağı’nın sunduğu fırsatlar, inzivaya çekilen, sakin bir yaşam sürdürenMennonitler’in birçoğunu cezbeder. Büyük oranda kentli bir nüfusolan Hollandalı Mennonitler, giderek sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomikalanlarda aktif roller almaya başlarlar ve Sjouke Voolstra’nın deyimiyle“tüccar vaize galip gelir”. Mennonit topluluk içerisindeki birçok varlıklı tüccar ve zanaatkâr, ekonomik yaşamda son derece etkin olur. ZenginMennonitler en fazla tekstil alanında faaliyet göstermişler, diyakozlarınbir kısmı, aynı zamanda kumaş tüccarlığı da yapmıştır. Baltıklar’da ticaretyapan Mennonitler, özellikle balina ve ringa balıkçılığında öncü olmuşlardır.Yine bu dönemde tıp doktorları arasında birçok Mennonit olduğu dabilinmektedir.Hollanda Altın Çağı, sanatsal faaliyetlere de ivme kazandırmıştır. Artıksanata yön veren yeni ekonomik ve siyasi elit sınıf- burjuva sınıfı bu dönemdekendi inançları doğrultusunda sanatçılara ahlâkî bir görev atfederekyapıtların Hıristiyanca bir yaklaşımla gerçekleştirilmesini talep etmiştir.Böylece Hıristiyan yaşam biçiminin yalnızca sözle değil amellerle de ifadeedilmesi gerektiği Mennonit anlayışı bağlamında, yalnızca Mennonittüccarın değil, Mennonit sanatçının da İncil’in rehberliğine sığınması gerektiğinevurgu yapılmıştır. Rembrandt da tüm sanatsal yaşamı boyunca buanlayıştan ayrılmamıştır.Sanatı, Rembrandt için “Tanrısal istemenin ona yüklediği özel birödev”dir. Bu Tanrısal ödev, “Protestan Ahlâkı” argümanını geliştirirkenWeber’in en önemli dayanağı olmuştur: Protestanlık, özel bir edinim ahlâkıiçerir; bunun da kaynağı doğruluk sadakati, dinî bir görev anlayışı ile inanankulun mesleki yükümlülüğünü bıkmadan, usanmadan yerine getirmeazmi ile karakterize edilebilecek “dünyevi asketizm”dir. Weber’e göre ekonomikdavranış biçimleri bağlamında Katolikler ve Protestanlar arasındakiayırt edilebilir farkın temelini dünyevi asketizm prensibi oluşturur. Buanlayış batı dünyasında modern burjuva kapitalizminin doğuşuna zeminhazırlamıştır. Protestanlık, kapitalizmin gelişimini sekteye uğratacak sınırlandırmalarıgevşeterek, çalışkanlık, kanaatkârlık, itidal, dürüstlük gibiekonomik erdemleri teşvik ederek kapitalizmin “ruhu”nun güçlenmesindepsikolojik destek sağlamıştır. “Meslek”, kulun Tanrı tarafından belirlenenyaşam durumudur. Böylece çalışma, salt ekonomik bir refaha ulaşma iledeğil, ruhani bir kurtuluşa ulaşma ile ilişkilendirilmektedir. Mesleki başarı,Tanrı’nın bir lütfudur; “seçilmişliğin” kanıtıdır. Weber’in savunduğuüzere Protestan ahlâkın yönlendirdiği çalışkanlık övgüsü ve mesleki başarıteşviki, kapitalizmin ortaya çıkışında hayati öneme sahiptir. DolayısıylaHollanda’nın, kapitalizmin büyük ölçekte geliştiği ilk ülke oluşu, tesadüfîgözükmemektedir. Hollandalı usta Rembrandt da, “Tanrı tarafından çağrıldığımesleğini” büyük bir aşkla yerine getirmiştir. O Weber’e göre “püriten anlayışın muazzam etkisinin somut bir örneğidir; özgürlük ve sefalet içinde yaşamış Protestan bir ruh”tur.Rembrandt’ın Protestanca yaklaşımı, özellikle dinsel konuları ele alışıbağlamında Katolik öncülleri ve çağdaşları karşılaştırması ışığında ayırtedilebilmektedir. Ancak sanatçının farklı türlere ait yapıtları da bu bakışaçısı üzerinden incelenebilir. Bu çalışmada Rembrandt’ın manzara yapıtlarıgelişimi ve sonrasında “Üç Ağaç” adlı aside yedirme baskısı, sanatçınındinsel yönelimi ve Weber’in “Protestan Ahlâkı” argümanı izleğindedeğerlendirilecektir.

A Look Rembrandt’s “The Three Trees” Etching in the Light of Max Weber’s Protestant Ethic Argument

Rembrandt van Rijn is one of the most prominent painters of the XVII.century Dutch Golden Age whose artistic production had been guided through a Protestant comprehension. Despite the lack of any documented proof, Rembrandt’s works may well be argued as explicit manifestations of his spiritual affinity to Mennonitism. As the Mennonits who sought for the unvarnished truth of the Gospel, Rembrandt’s art reveal the Mennonit belief that humane sanctity would be exalted through a deep insight of the Gospel and with the love of God and this Mennonit spirit fills his not only religious works but also his whole artistic production including his portraits and landscapes.For Rembrandt, his art was a “calling”- a task set by God. The concept of “calling”, had played a pivotal role for Max Weber in developing his famous “Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism” argument: Protestantism comprises a specific ethic of acquisition and the source of this ethic is “worldly asceticism” which can be characterized as the believer’s devoutness to fulfill his vocational obligation assiduously with a loyalty to the Holy Truth and a sense of religious duty. According to Weber, worldly asceticism principle was the keystone of the distinction between the Catholics and the Protestants in the context of economic behaviour and this perception laid the foundation of the birth of modern bourgeois capitalism in the Western world. Protestantism had provided a psychological support for strengthening the “spirit” of capitalism, by loosening the limitations that would disrupt the development of capitalism and by encouraging the economic virtues such as diligence, frugality, sobriety. “Calling” is the worldly condition of the believer which is determined by God. Thus working is not associated with mere economic prosperity but with spiritual salvation.Vocational success is God’s blessing, the proof of the believer’s predestination. According to Weber’s argument, praise to diligence and encouragement to vocational success which are led by the Protestant ethic had been vital in the emergence of capitalism. Therefore Netherland’s being the first country where capitalism grew on a large scale doesn’t seem coincidental. The Dutch master Rembrandt too had accomplished his “calling” so keenly. As Weber defines, he was the embodiment of the mighty effect of the Puritan idea; he was a Protestant soul grown up in freedom and poverty.Rembrandt’s evangelical approach can easily be distinguished from his Catholic predecessors and contemporaries especially in the context of handling the religious themes. However the master’s works of the other genres may also be analyzed from this perspective. In this essay, subsequent to an introduction about the evolution of Rembrandt’s landscapes, his “The Three Trees” etching will be evaluated in the light of his religious orientation and Weber’s “Protestant Ethic” argument. From his apprenticeship years to his mastery period, Rembrandt had performed his “calling” with the same Protestant spirit. His artistic production had been shaped by the Protestant Ethic. In “The Three Trees” etching, while revealing the impeccability of the divine order created by the Mighty God, Rembrandt also lays stress to successfully fulfilling his “calling”, his “task set by God”, the proof of his predestination, with the painter figure he had portrayed over the hill.

___

  • Akpınar, Nurtaç Elçi, Rembrandt van Rijn’ın Kimi Yapıtlarında Max Weber’in “Protestan Ahlâkı” Anlayışının İzleri, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2013.
  • Brown, Christopher, Dutch Landscape: The Early Years, Haarlem and Amsterdam 1590-1650, National Gallery, London, 1986.
  • Campbell, Colin, “Rembrandt’s Etsen Het Sterfbed van Maria en De drie Bomen”, De Kroniek van het Rembrandthuis XXXII, 1980, s.16-17.
  • Edmonds, Kenneth, Rembrandt and the Waterlander Mennonites, The Study and Research Comission on Baptist Heritage and Identity, Baptist World Alliance Gathering, Ede., Netherlands, July 29, 2009.