Türk Dış Politikasında Balkan Misakı ve Önemi

Balkanlar, Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası dünya politikasında her zaman önemli bir konum olmuştur. Türkiye açısından sınırlarının muhafazası için özel bir önem arz eden Balkanların önemli durumundan dolayı Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’nin batı sınırlarının korunabilmesi için Balkan ülkeleri ile dostluk ve iş birliği yapmanın gerekliliğine inanmaktaydı. Bu sebeptendir ki Balkan ülkeleri ile ilişkilerin iyileştirilmesi Atatürk dönemi Türk Dış Politikasında üzerinde hassasiyetle durulan bir mesele olmuştur. Atatürk’ün dış politika anlayışında ülkeler arasında diyalog ve iş birliğinin ön planda olması düşüncesi hakimdir. Nihai bir barışın ancak milletlerin problemlerini savaş meydanlarında değil müzakere masalarında çözmeye çalışması ile mümkün olduğunu düşünen Atatürk, Türk Dış Politikasını da bu doğrultuda yönlendirmiştir. Türkiye’nin bölgesel bir güç olması gerçeğinden hareketle Atatürk, küresel güçler karşısında güç dengesine yönelik politika takip etmeye gayret etmiştir. Bunu gerçekleştirebilmek için ise özellikle komşu ülkeler ile çözülemeyen problemlerin halledilmesi yolunu tercih etmiştir. Bu dış politika anlayışının pratiğe geçmiş hali ve yurtta sulh cihanda sulh anlayışının ilk tecrübelerinden birisi olan Balkan Misâkı onun zihninde tüm Balkan Milletlerinin sosyal, kültürel, ekonomik ve askeri açıdan birliğini teşkil etmekteydi. Bu politika anlayışı hem Atatürk dönemi hem de sonrası Türk Dış Politikasında etkili olduğundan dış politika araştırmaları içerisinde üzerinde önemle durulması gereken konulardan bir tanesidir. Bu bakımdan amaç Türk Hükümeti’nin aralarında yüzlerce yıllık kadim sorunlar bulunan Balkan devletleri’ni ortak bir paydada buluşturabilmek için sarf ettiği çabayı ortaya koyabilmektir.

The Balkan region has always been an important position in world politics before and after the First World War. The Balkans was important region to be followed precisely in terms of preservation of the borders of Turkey. Mustafa Kemal Ataturk believed in the necessity of making friendship and cooperation with Balkan countries to protect the Turkey’s western borders. For this reason, relations with the Balkan countries became an important agenda in Atatürk's foreign policy. Dialogue and cooperation among the countries are at the forefront in the foreign policy of Atatürk. Considering that a real and lasting peace is possible only by trying to solve the problems of the nations at the negotiating tables. Atatürk, also directed Turkish Foreign Policy as said direction. Turkish Foreign Policy followed a path towards power balance against global Powers. Turkey was a regional power. In order to achieve this, he opted for the solution of important problems that cannot be solved especially with neighboring countries. Balkan Pact, which was the practice of this foreign policy approach and one of the first experiences of peace understanding in the homeland, was a social, cultural, economic and military unity of all Balkan Nations in his mind. This understanding of policy has been effective in Turkish Foreign Policy both in the Atatürk period and after. Therefore, it is one of the issues that should be emphasized in foreign policy research. The aim of this article is to demonstrate the efforts of the Turkish Government to bring together the Balkan States, which have hundreds of years of problems, on a common ground.

___

  • Referans 1: Cumhurbaşkanlığı Cumhuriyet Arşivi Referans 2: TBMM Zabıt Ceridesi