Kişilik Gelişimindeki Kritik Dönemlerin Din Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi

Kişilik Gelişimindeki Kritik Dönemlerin Din Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi Kişide istenilen yönde davranış değişikliğini hedefleyen eğitimin, bunun yollarını ve imkânını psikoloji biliminin sağladığı verilerden elde etmesi gerekmektedir. Eğitimin ihtiyaç duyduğu şey, araştırma kanıtlarına ve test edilmiş teoriye dayanan bir dizi bilimsel olarak geçerli öğretim metodudur. Bu ihtiyacın karşılanmasında yardım, tam da psikolojinin sunması gereken verilerden gelmektedir. Psikoloji biliminin sağladığı veriler, belli davranışların belli dönemlerde kazanılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Zira insan hayatında bazı uyarıcıların etkisinin en güçlü olduğu zaman dilimleri bulunmaktadır. Bireyin gelişim sürecinde belli dönemlerinin karakterine uygun oluşturulacak etkiler, gelecekteki gelişim üzerinde oldukça önemli olacaktır. Bu dönemlerin öncesinde ve sonrasında oluşan etkiler ise bireyin gelişimine katkı sunmayacağı gibi zaman zaman olumsuz sonuçlar da doğuracaktır. Farklı psikanalistler tarafından ortaya konulan teoriler de, insanın gelişiminin belli dönemlerinin, hayatın bir dönüm noktası niteliğinde kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır. İlk kişilik kuramı olma özelliğini taşıyan Psikanalitik yaklaşım, kişilik gelişimine ve eğitime dair önemli veriler sunmaktadır. Dikkatle incelendiğinde, Psikanalitik kuramların dinî ve ahlakî gelişim açısından da dikkatlerden kaçırılmaması gereken bilgiler sağladığı görülecektir. Psikanalitik yaklaşımın özellikle dört döneme kritiklik uyarısı yaptığı söylenebilir. Bunlar; ilk çocukluk dönemi, ergenlik dönemi, orta yaş ve yaşlılık dönemidir. Bu dört dönemden ilkinin sonraki dönemler için temel; diğer üçü için ise karakterleri gereği kırılma noktaları olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra üst-benlik gelişimi ve bilinçaltı kavramlarının da din eğitimi açısından önem taşıdığı söylenebilir. Freud ve Adler ilk beş yaşın kritik önemine vurgu yaparak kişiliğin bu yaştan itibaren değişmeyeceğini dolayısıyla din ve ahlak eğitimi bakımından çocuğa kazandırılması arzulanan tüm tutumların beş yaşına kadar verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadırlar. Bu psikologların ileri sürdüğü teori doğrultusunda, çocuğun gelecek hayatının mimarı anne ve babası olacaktır. Ebeveynin bu süreçte, doğru ve etkili dinî ve ahlakî eğitimin yanında, çocuğa örnek olacak güzel davranışlar sergilemeleri, belki de bireyin hayatında oluşturacağı izler bakımından silinmez bir karakterin kazınmasına imkân sağlayacaktır. Bireyin özdenetimi olarak tarif edebileceğimiz vicdan, Freud’a göre ilk beş yaşına kadar ana hatlarıyla şekillenmektedir. Bu süreçte anne ve babaların çocuklara koyacakları kurallar, güzel, çirkin, doğru, yanlış vb. değerlendirmeler, çocuğun vicdan oluşumunu etkileyecektir. Doğru ve güçlü bir vicdan oluşumu ebeveynin çocuğa doğru yaklaşımlarıyla ilişkilidir. Bu nedenle anne ve baba eğitimlerinin yaygınlaşması, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumların kadınlara yönelik yaygın eğitim faaliyetleri içerisinde ilk çocukluk döneminin özelliklerini kavratmaya yönelik eğitimler verilmesi sağlıklı bir toplum açısından önemlidir. Ruhsal bakımdan sağlıklı bireylerin yetiştireceği çocukların, daha mutlu ve sağlıklı yetişeceği gerçeğinden hareketle, kadınların çocuk gelişimi üzerindeki bilgilendirilmelerinin tesirinin daha sonraki yıllarda da sürüp gideceği unutulmamalıdır. Bilinçaltı, birçok psikolog tarafından eleştirilse de hiçbir bilimsel teori ile yanlışlanmamıştır. Dolayısıyla hala geçerliliğini koruyan bilinçaltı teorisi doğrultusunda, insanlar birçok etkilenme girişimine maruz kalmaktadır. Çocuğun ebeveyninin ve yetişkinlerin istemedikleri halde, adeta bir işgal denecek nitelikte subliminal mesajlara maruz bırakılması, her ne kadar kabul edilmese de bir gerçektir. İzni ve onayı olmadan adeta çocukları, gençleri ve yetişkinleri kodlar gibi, davranışlarına bilinçsizce etki edecek bir kısım olumsuz ve istenmedik bilgiler yüklenmesine karşılık, gelecek hedeflerine ve sağlıklı bireyler yetiştirmeye dönük, çocuklar için ebeveynlerin bilgisi ve isteği doğrultuda, bir kısım olumlu bilinçaltı mesajlarının verilmesi, bu alanın boş bırakılmaması, bilinçaltı gerçeğine sırt dönülmemesi bağlamında önem arz ettiği söylenebilir. Psikanalist ekolün ortaya koyduğu önemli verilerden biri de ilk beş yaşın verimli bir şekilde geçirilmemesi halinde her şeyin bitmediğine dair kapının açık bırakılmasıdır. Psikanalitik ekolün önemli simalarından biri olan Sullivan’ın ilk çocukluk dönemini, üzerinde dikkatle durulması gereken kritik dönemlerden biri olarak addetmesi, okulun ve dolayısıyla öğretmenlerin çocuğun kişilik gelişimi üzerinde ne kadar önemli bir role sahip olduklarını gün yüzüne çıkarmaktadır. 

Evaluation of Critical Periods During the Development of the Personality In Terms of Religious Education

It cannot be thought that academic study of behavioral changes in the individual will yield successful results unless it takes into account the data from psychology examining human behavior. This process, which requires full collaboration, compels education, whose topic and input is the person, to carefully review the data provided by psychology. The science of psychology talks about the existence of critical periods and turning points in a person's life. So much so that if these periods, which are vital in the development of the personality, cannot be evaluated correctly it will become that much harder for the expected development and change to be provided. Psychoanalysis, which we can accept as the first theory of personality, presents us with important data concerning the critical periods in a person's life. It will be seen that this study conducted by the documentation method points out important processes that should not be neglected in terms of religious education when the data are examined carefully. According to Freud, personality development is largely completed in the first five years. No notable change in personalityever takes place after the age of five. It can be said that Adler also advocates this opinion to a large extent. Taking a more optimistic approach, Sullivan points out that mistakes made in the first five years can be made up for in the preadolescent period. The onus here largely falls on schools. Advocating life-long development, Erikson places the greatest importance on the adolescent period. Known as the ideological period, this cycle expresses a period in which major breaks in adolescents' development can take place. According to Jung, the middle-age period is replete with risks and opportunities. Similarly, Erikson states the importance of ego integrity in old age. The concept of the subconscious and the development of the superego as expressed by Freud are important elements that must not be overlooked by religious educators. Organized and widespread religious education institutions, the first and most important of which is the family, must offer educational services by paying attention to the peculiarities of the critical phases in a person's life. Just as failure to take not of these phases' peculiarities could mean missing opportunities in terms of religious and moral development, it can also result in serious risks. 

___

  • Apaydın, H. (2016). Psikolojiye Giriş. İstanbul: Bilim Kent. Ayten, A. (2013). Empati ve Din. İstanbul: İz.
  • Burger, J. M. (2006). Kişilik. İnan Deniz Erguvan Sarıoğlu (Çev.). İstanbul: Kaknüs.
  • Certel, H. (2016). Din Psikolojisi. Isparta: Berkan Yayınevi.
  • Cihandide, Z. N. (2014). Okul Öncesi Din ve Ahlak Eğitimi (2. Baskı). İstanbul: DEM.
  • Dam H. (2014). Çocukluk Dönemi Din Eğitimi. Köylü, M. (Ed.). Gelişimsel Basamaklara Göre Din Eğitimi içinde (ss. 13-64). Ankara: Nobel.
  • Dodurgalı, A. (2011). Ailede Din Eğitimi. İstanbul: Timaş Yayınları.
  • Erikson, E. (1968). Identity: Youth and Crisis. New York, W.W. Norton Company İnc.
  • Erikson, E. (2014). İnsanın 8 Evresi. İstanbul: Okuyan Us.
  • Ertürk: (1972). Eğitimde Program Geliştirme. Ankara: Meteksan.
  • Feist, J., Feist, G. J. (2006). Therories of Personality. Boston: Mc Graw Hill.
  • Fordham F. (1994). Jung Psikolojisi. Aslan Yalçıner (Çev.). İstanbul: Say.
  • Freud, S. (2012). Dinin Kökenleri. İstanbul: Payel.
  • Freud, S. (2014). Psikanaliz Üzerine. Kamuran Şipal (Çev.). İstanbul: Cem.
  • Fowler J. W. (2000). İman Bilincinin Evreleri. Ali Ulvi Mehmedoğlu (Çev.). M. Ü. İlalıiyat Fakültesi Dergisi, 19, 85-104.
  • Gündoğdu, Y. B. (2016). Psikanalitik Kişilik Kuramlarına Göre Gelişim ve Değişimin İmkânı/The Possibility of Development and Change by Psychoanalytic Theory of Personality, TURKISH STUDIES -International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, pp.373-404.
  • Gündüz T. (2014). Gençlik Dönemi Din Eğitimi. Köylü, M. (Ed.). Gelişimsel Basamaklara Göre Din Eğitimi içinde (ss. 65-104). Ankara: Nobel.
  • İnanç, B. Y. and Yerlikaya, E. E. (2016). Kişilik Kuramları. Ankara: Pegem Akademi.
  • Jung, C. G. (1959). Aion, Researches into the Pheomenology of the Self. R. F. C. Hull (Trans.). New York: Pantheon Books.
  • Jung, C. G. and von Franz, M.-L. (1964). Man and His Symbols. New York: J. G. Ferguson Publishing.
  • Jung, C. G. (1989). Memories, Dreams, Reflections. Jaffé, A. (Ed.). Richard and Clara Winston (Trans.) New York: Vintage Books.
  • Jung, C. G. (1993). C. G. Jung Speaking, Interviews and Encounters. McGuire, W. and Hull, R. F. C. (Ed.) New Jersey: Princeton University Press.
  • Jung, C. G. (1999). Keşfedilmemiş Benlik. Barış İlhan, Canan Ener Sılay (Çev.). İstanbul: İlhan.
  • Kağıtçıbaşı Ç. and Cemalcılar Z. (2017). Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar Sosyal Psikolojiye Giriş. İstanbul: Evrim.
  • Kaymakcan, R. and Meydan, H. (2014). Ahlak Değerler ve Eğitimi. İstanbul: DEM.
  • Kızılgeçit, M. (2015). Yalnızlık, Umutsuzluk ve Dindarlık Üzerine Psiko-Sosyal Bir Çalışma. Ankara: Gece Kitaplığı.
  • Köse, A. and Ayten A. (2016). Din Psikolojisi. İstanbul: Timaş.
  • Küçükbezirci, Y. (2013). Bilinçaltı Mesaj Gönderme Teknikleri ve Bilinçaltı Mesajların Topluma Etkileri. Turkish Studies, 8(9), 1879-1894.
  • Mayer, R. E. (2001). What Good is Educational Psychology?. Educational Psychologist, 36(2), 83-88.
  • MEB, Talim ve Terbiye Kurulu, 2010/53 sayılı genelge. (08/09/2010 tarihli ve 6312 sayılı yazı)
  • Mehmedoğlu, A. U. (2013). C. G. Jung’un Tanrı Anlayışı. Toplum Bilimleri Dergisi, 7 (14), 15-26.
  • Mehmedoğlu, Y. (2005). Okul Öncesi Çocuklarda Dinî Duygunun Gelişimi ve Eğitimi (2. Baskı). Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
  • Murphy, J. (2009). Bilinçaltının Gücü. İstanbul: Koridor.
  • Özbaydar, B. (1970). Din ve Tanrı İnancının Gelişmesi Üzerine Bir Araştırma. İstanbul: Baha Matbaası.
  • Öztürk, O. (1989). Psikanaliz ve Psikoterapi. İstanbul: Evrim.
  • Pazarlı O. (1982). Din Psikolojisi (3. Baskı). İstanbul: Remzi Kitapevi.
  • Schultz, D, P. and Schultz: E. (2005). Theories of Personality. Belmont: Wadsworth Cegage Learning.
  • Selçuk, M. (2005). Çocuk Eğitiminde Dini Motifler. Ankara: Diyanet Vakfı Yayınları.
  • Selçuk, Z. (2015). Eğitim Psikolojisi. Ankara: Nobel Yayınları.
  • Semerci, B. http://www.sabah.com.tr/yazarlar/cumartesi/bsemerci/2015/06/06/ergenlikte-gelisen-degerler, Erişim tarihi: 01.12.2016.
  • Ünal Y. ve Gündoğdu Y. B. (2014). Din Eğitiminde Ardışıklık, Süreklilik ve Bütünlük Sorunu, 5. Din Şurasında Sunulan Tebliğ, Ankara.
  • Vergote, A. (1978). Çocuklukta Din. Erdoğan Fırat (Çev.). AÜİFD, 22, 315-329.
  • Yavuz, K. (2012). Çocukta Dinî Duygu ve Düşüncenin Gelişmesi. İstanbul: Boğaziçi.
  • Yavuzer, H. (2007). Bedensel, Zihinsel ve Sosyal Gelişimiyle Çocuğunuzun İlk 6 Yılı. İstanbul: Remzi Kitabevi.
  • Yorulmaz, B. (2013). Din Eğitimine Yardımcı Bir Araç Olarak “Tebliğ Filmleri”: “Horton Hears A Who” Örneği. Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 44(1), 247-262.
  • Zengin, Z. S. ve Yapıcı A. (2006). İlköğretim Okullarındaki DKAB Dersleri İçin Öğretmen Yetiştirilmesi ve Eğitim Fakülteleri: Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Örneği, Değerler Eğitimi Dergisi, 4(11), 127-154.