18. Yüzyılda Karadeniz İskelelerinin İstanbul’un İaşe Teminindeki Rolü (Rumeli Kıyısındaki İskelelere Göre)

18. Yüzyılın son çeyreğine kadar “Türk Gölü” olma özelliği ile tanınan Karadeniz uzun bir koridor şeklinde üzerinde birçok önemli limanı barındırmaktadır. Bugün Bulgaristan ve Romanya sınırları içerisinde kalan Balçık, Kavarna, Bergos, Mankalya, Köstence, Karaharman ve Varna bilinen iskelelerden bir kaçıdır. Karadeniz’in batı sahilinde bulunan bu iskeleler İstanbul halkının iaşe gereksiniminde büyük bir paydaya sahipti. İskelelerin hem İstanbul’a yakın hem de önemli miktarda zahire üretimi yapan kazaların iskelelerine bağlanmış olması dikkatin hep üstlerinde olmasını sağlamış, bu şekilde iskeleler birer pazar haline gelmişti. Çalışmada Karadeniz’in Rumeli iskeleleri devlet, tüccar ve halk üçlemesi ekseninde anlatılmaya çalışılacaktır

The Role That Black Sea Wharfs Played in the Food Supply for Istanbul in the 18th Century (The Wharfs on the Rumelian Shore)

The Black Sea, which had been known as a “Turkish Lake” until the last quarter of the 18th century, holds many ports on a long corridor. Balchik, Kavarna, Burgas, Mangalia, Constanta, Caraharman and Varna, which are now located within the Bulgarian and Romanian borders, are a few of them. These wharfs that are situated on the western shore of the Black Sea were vital for the food supply of the public of Istanbul. The fact that they were close to Istanbul and that towns which produced important amounts of cereals were connected to them ensured their continuous popularity and they each became a market. This study provides information on the Rumelian wharfs based on the triad of State, merchants and public.