SİNANOĞLU’NUN ŞAKKU’L-KAMER MUCİZESİ HAKKINDAKİ MESNEVİSİ

Hz. Muhammed’e peygamberliği sırasında verilen mucizelerden biri de işaretiyle ayın ikiye ayrılıp tekrar birleşmesi, yani “Şakku’l-kamer” mucizesidir. Halk edebiyatına ve klasik edebiyata ait eserlerde sıklıkla görülen motiflerden olan “Şakku’l-kamer” mucizesi, mesnevilerde, kasidelerde veya diğer edebi eserlerde Miraç olayından sonra belki de en çok konu edilen mucizedir. Peygamber’in hayatı, mucizeleri gibi konuları içeren eserlerden bazıları bir iki saat içinde okunup bitecek küçük eserlerdir, bir kısmı manzumdur, dilleri basittir ve edebi olarak mükemmel değildirler. Tercümeler, nakiller ve adaptasyon yoluyla dilimize kazandırılan bu küçük mesnevilerin en belirgin şekil özelliklerinden biri, Türkçeye kolay uyarlanan fâilâtün fâilâtün fâilün vezniyle yazılmalarıdır. Bunlardan birisi de Sinanoğlu’nun “Şakku’l-kamer” mucizesi hakkındaki 272 beyitlik, başlığı olmayan küçük mesnevisidir. Eserde Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait bazı arkaik kelime ve ekler bulunmaktadır. Vezni, bu tip eserlerde sıklıkla görülen fâilâtün fâilâtün fâilün veznidir. Yine bu dönem eserlerinde görüldüğü gibi yer yer vezin hatalarına rastlanır. Eserin yazılış sebebine gelince, Sinanoğlu birgün bu mucizeyi okuyunca beğendiğini ve bunu Türkçe olarak nazmen söylemek istediğini belirtir. 14. yüzyıldan itibaren yazılan bu küçük dinî eserler, Müslümanlığı yerleştirme ve yayma amacına hizmet etmişlerdir. Bu eser de Anadolu’daki halk arasında dinî değerleri yaymayı/yerleştirmeyi amaçlayan küçük hacimli didaktik eserlere bir örnektir.

SİNANOĞLU’S MASNAVİ ABOUT MIRACLE OF ŞAKKU’L-KAMER

The miracle which is the only evidence that legitimize prophecy is a super-naturalistic / oracular event that its analogue cannot be actualized by another person. One of the miracles which bestowed on Mohammed during his prophecy is dichotomy of moon and its reunification with his sign that is called the miracle of Şakku’l-kamer, one of the most studied topic except the event of Miraj. In masnavis or qasidas belong to folk or classic literature, the Prophet’s miracle of the Şakku’l-kamer is one of the most frequent themes. Some of the works about prophet’s life and miracles are breef narratives which can be read in a few hours. These works were written in order to read in religious meetings. Some of them are anonymous, their language is very simple and they are not literary perfect. One of the most obvious formal features of these short masnavis, introduced into Turkish by the ways of translation, narration and adaptation, is their prosody of fâilâtün fâilâtün fâilün which can quite easily be adapted into Turkish. These short religious works which have been written since 14th century sub-served the process of strengthening and separation of Islamisation. Sinanoğlu wrote a mawlid named Ümîdü’l-müznibîn. He lived in 15th century as regards that mentioned work had been written in 884 (Hijri)/1478 (Gregorian). Sinanoğlu’s poetical work about the miracle, Şakku’l-kamer is a little masnavi which is consisted of 272 couplets. Its prosody is fâilâtün fâilâtün fâilün which is frequently seen in this kind of works. If it is taken note of the reason of why work was written, after the parts of eulogy to God and Mohammed, Sinanoğlu maintains that one day, when he read this miracle, he liked that and would like to narrate this in Turkish in verse. After that, Sinanoğlu gives a clue about the function of the text that ordinary people’s faith becomes stronger when they learn Mohammed’s miracle. The story of the work follows as; the prophet who was born in Mecca has taught religion of Islam to people in Mecca. On the other hand, Abu Jahl the swindler who has evil thinks about muslims, always again thinks a cheat. Abu Jahl, has various acquirements, says that we shall send a message to Samad Ibn Malik, well-educated and in debates no one can cope with him, only he can find a way to discuss with Mohammed. People accept this as appropriate. Abu Jahl writes a letter to him and in the letter he says that “There is someone among us. His all business is always trying to destroy our religion. We could not find a solution. We have no alternative, only you can find a way to solve this problem.” Samad Ibn Malik accepts to discuss with Mohammed. At that day, all people congregate. Abu Jahl had announced Ibn Malik’s coming and his invitation to Mohammed. When Mohammed arrives, Ibn Malik says that all prophets revealed a miracle like Noah’s ship, Abraham’s resistance to power, Moses’ baton’s transformation of dragon and Jesus’ resurrection of the death people, “now, show us a ingenuity, a miracle”. Mohammed asks his desire. He says that Sun shall disappear and turns to night and Moon shall rise as full moon, after that it shall come to earth and arrives under your vestment and shall witness your prophecy, at the moment, it shall be divided into two parts and one rise from your right arm of your dress and the other shall rise from your left arm of your dress while they are witnessing your prophecy. That is my desire. Show us your evidence. The prophet gets back to him and asks that if this miracle comes true today, are you going to believe in God and his ambassador? He receives an answer as don't be concerned about that. Mohammed accomplishes the miracle by the grace of God. At the end of the work, Sinanoğlu addresses to Muslims and says that love Mohammed from the bottom of your heart in order to gain acceptance from God and choose the true way in order to gain Mohammed’s help at the time of apocalypse. He beg for mercy from God in this way. He maintains that my comrade shall be faith and my place shall be heaven. Hereby, this work about miracle which is considered as a distinct form of literature is a good example of short, religious, didactical works which purposes to effuse religious values and make them permanent among Anatolian people who do not have much knowledge about religious aspect in 14th and 15th centuries.

___

  • AKSOY Hasan, “Mevlid: Türk Edebiyatı”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 29, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2004.
  • AND Metin, Minyatürlerle Osmanlı-İslâm Mitologyası, Akbank, İstanbul 1998.
  • ASLAN Namık, “Manzum Dinî Hikâyeler ve Kirdeci Ali’ye Ait Olduğu Söylenen İki Hikâye Metni (Güvercin ve Geyik Destanları)”, Sosyal Bilimler Dergisi, sayı 20 (2006/1), s. 190.
  • ATİK Arzu, “Cevabî’nin ‘Mucize’ Kasidesi”, Journal of Turkish Studies=Türklük Bilgisi Araştırmaları 38, Harvard Üniversitesi, Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü, Cambridge Mass. 2012, s. 1-20.
  • BULUT Halil İbrahim, “Mûcize”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 30, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2005, s. 350-52.
  • BÜYÜKKARCI YILMAZ Fatma, “İki Şair Bir Eser: Ebu’d-Derdâ Hikâyesi”, Journal of Turkish Studies=Türklük Bilgisi Araştırmaları, Festschrift in Honor of Cem Dilçin I (Cambridge, Mass.: Harvard Üniversitesi, Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü, 2009): 127-52.
  • ÇELEBİ İlyas, “İnşikāku’l-Kamer”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 22, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2000, s. 343-45.
  • ÇELEBİ İlyas, “Muhammed: Mûcizeleri”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 30, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2005, s. 446-47.
  • ÇELEBİOĞLU Âmil, “Türk Edebiyatında Manzum Dinî Eserler”, Şükrü Elçin Armağanı, Ankara 1983, s. 153-66.
  • ÇELEBİOĞLU Âmil, “Türk Edebiyatında Manzum Dînî Eserler”, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul 1998.
  • DEMİR Nurettin, “Batı Türk Yazı Dilinin Oluşumu”, Türk Edebiyatı Tarihi 1, ed. Talât Sait Halman, Osman Horata, Yakup Çelik vd., Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul 2006, s. 290-99.
  • GÜZEL Abdurrahman, Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı, Akçağ, Ankara [1999]. F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z
  • KOCA Selen, “Sinanoğlu Mevlidi: Ümîdü’l-müznibîn, İnceleme, Metin, Sözlük”, Araştırma Projesi, Ahi Evran Üniversitesi, Kırşehir 2009.
  • KOCATÜRK Vasfi Mahir, Türk Edebiyatı Tarihi: Başlangıçtan Bugüne Kadar Türk Edebiyatının Tarihi, Tahlili ve Tenkidi, Edebiyat, Ankara 19 KÖKSAL M. Fatih, Mevlid-nâme, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara 2011.
  • Kur’ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli, Haz. Ali Özek, Hayrettin Karaman, Ali Turgut vd., Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara 1993.
  • KUT Günay, “Osmanlı (Batı Oğuz) Sahası: Erken Dönem (1200-1512) Nazım”, Türk Dünyası Ortak Edebiyatı: Türk Dünyası Edebiyat Tarihi, C. 4, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara 2004, s. 304-564.
  • LEVEND Agâh Sırrı, “Dini Edebiyatımızın Başlıca Ürünleri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1972, sayı 371 (1973), s. 35-80.
  • LEVEND Agâh Sırrı, Divan Edebiyatı: Kelimeler ve Remizler, Mazmunlar ve Mefhumlar, İnkilâp, 2. bs. İstanbul 1943.
  • LEVEND Agâh Sırrı, Türk Edebiyatı Tarihi, I. Cilt, Giriş, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1973.
  • MAZIOĞLU Hasibe, “Türk Edebiyatında Mevlid Yazan Şairler”, AÜDTCF Türkoloji Dergisi, cilt VI, sayı 1 (1974), s. 31-62.
  • PEKOLCAY Neclâ. İslâmî Türk Edebiyatı, 1. bs. Cağaloğlu Yayınevi, İstanbul 1967; bs. Dergâh, İstanbul, 1981.
  • SİNANOĞLU, Şakkü’l-Kamer Hakkında Bir Risale, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, ŞR 488. (ŞR) SİNANOĞLU, Mu’cizât-ı Mustafâ, Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, YZ A 3367/2, 75b-84b. (MK)
  • YENİTERZİ Emine, Divan Şiirinde Na’t, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara 1993.
  • XI-XX. Yüzyıllar El Yazması Metinler ve Özetleriyle Mesnevi Edebiyatı Antolojisi, Haz. Numan Külekçi, 2 c. Aktif, Erzurum 1999. Eserin Nüshaları
  • Sinanoğlu tarafından yazılan “Şakku’l-kamer” mucizesi hakkındaki eserin şu SİN A N O Ğ L U ’N U N Ş A KK U ’L -KA ME R M U C İZ ESİ H F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Beyit 42: Bunuñla ŞR, bunuñ ile MK Beyit 43: Söylemek-ile ŞR, Söylemekle MK Beyit 46, 47: Dāyimā ŞR, Dā’imā MK Beyit 57: virmezlerdi ŞR, viremezlerdi MK Beyit 111: dınmadılar ŞR, šınmadılar MK Beyit 147: Giceyi ŞR, gice’i MK - Her iki nüshada da “derd” kelimesi çoğu kez “dert” olarak yazılmıştır (beyit 19, 31). - “İy” seslenme edatı açık hece gerektiğinde “i”, kapalı hece gerektiğinde “iy” şeklinde okunmuştur. - Dipnotlarda zihaflara işaret edilmiştir. - “Allāh” kelimesinde, “med”li okunduğunda vezni bozabilecek durumlarda da bu kelimeye müdahale edilmedi (“Allah” şeklinde okunmadı, ilk beyitte olduğu gibi.) METİN 1b (ŞR) Bismi’llāhi’r-raģmāni’r-raģīm 75b (MK) 1 Evvel Allāh’dur Ķadīm ü lā-yezāl Āĥir Allāh’dur şakīm ü bī-zevāl 2 Ferd-i Vāģiddür Ŝameddür ol muķīm şayy u Ķayyūm u şalīm ü hem Kerīm 3 Ol bir Allāh’dur aña yoķdur nažīr Ne şerīk ü ne miśāl ü ne vezīr 4 Ķullarına ol virür hem ma‘rifet Dürlü dürlü yaradur erde ŝıfat 20 ŝıfat: ŝan‘at MK SİN 6 Kimine nušķ virdi söyletdi 21 kelām Kimini dilsüz yaratdı ve’s-selām 7 Kimisinüñ ķalbine ķıldı nažar Ĥalķ içinde anı ķıldı mu‘teber 8 İş anuñ ķudret anuñ oldur İlāh Ķamu ‘ālem ķulıdır ol pādişāh 9 Andan artuķ yoķ durur Allāh Hū Gel berü ‘ışķ-ıla di Allāh Hū 2b (ŞR) 10 Hūsını irgüre bir yire i yār Vir ŝalavāt ‘ışķ-ıla 22 cānı uyar Bir gün oturmışıdum 23 ģayrān olup Dünyenüñ işinde sergerdān olup Fikr iderdüm ģikmetin ol Ĥāliķ’uñ Źikr iderdüm adını ol Rāzıķ’uñ Hem Muģammed aña olduġın şabīb Eyledügin anı dertlere šabīb söyletdi: söyledi MK ‘ ışķ-ıla: cān-ıla MK oturmışıdum: ošurmışdı şöle ŞR F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z 76a(MK) 15 Yine kāfirleri düşman itdügin Ol Ebū Cehl’üñ aña hem nitdügin Fikr iderdüm gördüm işbu mu‘cizāt Oķuyıcaķ ķalbüme 25 virdi ģayāt Göñlüm eydür Türki 26 dilce sen bunı Söyle 27 ĥayr-ıla añalar tā 28 seni Anı nažm eylemege ķıldum šaleb Umaram kim ‘avn ide baña Çalab Dertlü göñlüme benüm ire 29 şifā Ĥürmetine rūģ-ı pāk-i Muŝšafā 20 Ķaŝdı ķıldum kim açam bir genci uş Nažm idem bu mu‘cizātı bunda uş 30 Ŝıġanup 31 ŝıġınup ol Allāh’a ben Vir ŝalavāt ‘ışķ-ıla gel 32 imdi sen Bu beyit ŞR’de yoktur. ķalbüme: ķalbe ŞR Zihaf vardır. ŞR nüshasında kelime harekeli, “kef”in altında esre ile yazılmıştır. “Söyle: ŝoñra MK tā: -ŞR ire: ide MK Ŝıġanup: –ŞR SİN Yine meclis içine nūr ŝaçalum 33 Ķayġulu göñülleri hep açalum 34 24 Yine dertlülere dermān ideyim Yine ‘āşıķları ģayrān ideyim 35 Yine virem ümmetine bir ĥaber Nice mu‘ciz gösterür Ĥayrü’l-beşer Zīre arturur bu sırlar 36 i‘tiķād İ‘tiķāddur er olanlardan 37 murād 76b (MK)27 İ‘tiķād olmasa kişide tamām Sen aña insān ayıtma iy hümām 38 İ‘tiķād-ıla gel Allāh diyelüm Derd-ile göñil-ile āh idelüm 39 4a (ŞR) 29 Muŝšafā’ya ĥoş ŝalavāt virelüm gel: -ŞR ŝaçalum: ŝaçayım M açalum: açayım MK Bu beyit ŞR’de yoktur. sırlar: sözler MK olanlardan: olandan ŞR MK’da 28. beytin ikinci mısraı ve 29. beytin birinci mısraı yoktur. F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Söze andan başlayuban girelüm Çünki šoġdı Mekke şehrinde Resūl Ķavl u fi‘li ģaķķ-ıdı dīni uŝūl 40 Mekke ķavmin da‘vet iderdi şabīb Oldı hem dertlü dillere šabīb Ögredürdi 42 dīn-i İslām ķavmine Göz šutardı dāyimā şaķ emrine Ol Ebū Cehl-i la‘īn ol bed-fi‘āl Dāyimā işi anuñ mekr-ile āl 4b (ŞR) 34 Yine görüñ nice ģīle eyledi Ķavmi arasına girüp söyledi Bu Muģammed cāźū 43 ķopdı nidelüm Bilimezüm nice tedbīr 44 idelüm 36 Ķatline çoķ ķaŝdı ķıldum bu ‘aceb Rāst gelmez ne ķadar ķılsam šaleb 45 37 Eyledügüm ģīleye dutuluram Ne ķadar oynar-ısam utularam Ķavl u fi‘li ŞR : Ķavli fi‘li MK Oldı hem ŞR : Olur idi MK Ögredürdi: Añladurdı MK tedbīr: çāre MK SİN Didiler buyur ne dirsin bilelüm Yardım itmek ise 49 yardım ķılalum 5a (ŞR) 40 Didi Şām’da İbni Mālik kim olur Dürlü dürlü ‘ilmi ol kişi bilür 50 Çoķ kitāblar oķumışdur mu‘teber Gönderelüm aña didi bir ĥaber Gele bunuñ ile baģś eyleye ol Ol bulur bulursa ancaķ buña yol 51 77a (MK)43 Yoĥsa 52 kimse buña söz yitüremez Söylemekle kimse iş bitüremez Maŝlaģat gördi çü ķavmi küllī 53 hep Gönderüp ol 54 eri ķıldılar šaleb 5b (ŞR) 45 Ol 55 Ebū Cehl yazdı bir biti aña 46 Zihaf vardır. eyledüm: eyledügüm ŞR uş: ĥoş ŞR itmek ise: olmalu-y-ısa ŞR ol: kim ol ŞR buña: aña MK Yoĥsa: Nice MK Zihaf vardır. ol: bir MK F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Gördi mektūbı hemān 60 ķıldı yaraķ Didi kim hep 61 ehl-i Şām Mıŝır ‘Irāķ ol: -ŞR dir: di MK içümüzden: içümüzde MK Kelime harekeli olduğu için “söz-ile” şeklinde okundu, “sözüyle” şeklinde okunması anlamı güçlendirir düşüncesindeyiz. Alubanı: Alup anı MK hemān: hem ol MK hep: -ŞR SİN Ulu-y-ıdı ol vilāyetde tamām Bilür-idi anı cümle ĥāŝ u ‘ām 6b (ŞR) 55 Oķumışdı pes 62 ķamu Tevrīt’i ol Hem daĥı İncīl’i de 63 iy pür-uŝūl Bilür-idi ol Zebūr’ı iy aĥı Ma‘rifet ehli-y-idi kendü daĥı Çoķ selefden görmiş-idi ol kitāb Degme kişi viremezlerdi cevāb 77b (MK)58 Līki ķalmış idi žulmetde ‘azīz İdemezdi yolunı kendü temīz Çünki ķıldı ol yaraķ gitmeklige Gelübeni 64 anda baģś itmeklige 7a (ŞR) 60 On iki biñ kişi eydürdi tamām Diñle nolısar bu ģāli iy hümām Ķaŝdı ķıldı gitdi Mekke yolına Çavı yayıldı o 65 Ka‘be iline 62 pes: -MK İncīl’i de: İncīl’den ŞR Gelübeni: Gelüp anı MK F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Mekke ķavmi ķarşu çıķdılar aña Didiler müştāķ-idük biz de saña Geldi Bū Cehl-i la‘īn ol fi‘li mār 66 Biñ ķulını bile eylemiş süvār 64 Geldi secde ķıldı 67 ayaġın’anuñ Lāt u ‘Uzzā elüñ alsun dir senüñ 7b (ŞR) 65 Eyü geldüñ bize dermān eylegil Neylemek gerek durur 68 bize digil Aramuzda ķopdı didi bir kişi Kendü keźźāb siģr ķılmaķdur işi 69 Anca dürlü herze aña söyledi 70 Niçe dürlü fitne aña eyledi 71 Döndi eydür İbni Mālik bunlara Baña virüñ siz ĥaber dir anlara şāli nedür baña deñ ol kişinüñ Eydivirüñ ba‘żısından işinüñ o: ol ŞR fi‘li mār: bed-fi‘āl MK ķıldı: itdi MK gerek durur: gerekdür ŞR Bu beyit ŞR’de yoktur. Anca dürlü herze aña: Nice herze daĥı anda MK dürlü fitne aña: dürlü dürlü fitne MK SİN F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Kiçiden adı anuñ ola 77 emīn Ĥāyın u keźźāb dimeñ aña hemīn Bir ģaseddür andan artuķ nesne yoķ Kim anuñ ģaķķında herze yirse çoķ İbnü Mālik anı eyledi šaleb Gele 78 benümle buluşa 79 dir ‘aceb Anuñ-ıla söylesem bir ķaç kelām Bilsem anuñ ģālini dir ve’s-selām Didi aña ol Ebū Cehl-i la‘īn Bir ķuluñ gönder getürsün iy emīn İbnü Mālik bir ķulına söyledi Var ķıġır Muģammed’i gelsün didi Çünki gitdi ķul 80 ķıġırmaġa anı Diñle ne dir anda ol murdār denī 81 9b (ŞR) 86 Didi gönderdüñ velīkin anda ol 82 Ben bilürem bunda gelmez didi ol anuñ ola: ola anuñ MK Gele: gelse MK buluşa: buluşsa MK ķul: -ŞR denī: eri MK ol: ķuluñ ŞR SİN 78b (MK)88 Şöyle güc-ile getürsünler anı şīle ile aldamasunlar seni İşidicek bunı şamza nāmdār Šurı geldi ķılamadı ol ķarār 90 Didi mel‘ūn ne durur söyledügüñ 85 Ortada mekr-ile āl eyledügüñ 86 10a (ŞR) 91 Ya‘nī 87 kimseden mi ķorķar ol şabīb Söyledügüñ sözlerüñ durur ‘acīb Herze yime bunda gelür didi ol Ya‘nī 88 kimseden alur mıdur (?) Resūl 93 Ķo bunuñ sözini dir sen yā İmām Gönder ol ķulı bile gelür hümām 89 Gönderürler ol ķulı gitdi i yār Vir ŝalavāt cān-ıla ķalbüñ uyar 90 Ol varan: O gelen MK Kelime her iki nüshada da “nāmudār” şeklinde harekelenmiştir. durur söyledügüñ: šurursın söyledüñ MK āl eyledügüñ: sen āl eyledüñ MK Zihaf vardır. F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z SİN Zīre İbnü Mālik’üñ geldügüni Bū Cehil aña ĥaber ķılduġunı Ĥalķ işitmişlerdi 97 geldi ol eri Ķıġırup baģś 98 eyler ol Peyġāmber’i İzdiģām olmuş-ıdı pīr ü cüvān Gördiler kim geliyorurdı o 99 cān Çün Resūl’i gelür-iken gördiler İĥtiyārsuz ayaġ üzre šurdılar 11b (ŞR)109 Ayuñ on dördi gibi geldi Resūl Geldi aralarına girdi Resūl Kürsī 100 iģżār eylediler ol zamān Geçüben oturdı ol faĥr-ı cihān Şöyle heybet düşdi bunlara i yār Ķamusı dilsüz gibi dınmadılar 112 Boynın uzatdı Resūl-i mu‘teber murtażā: Muŝšafā MK işitmişlerdi: işitmişler ki MK baģś: - ŞR o: ol ŞR 100 Zihaf vardır. F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Baķdı bu ĥalķa birez ķıldı nažar Heybetinden kimse šoġrı baķamaz Epsem oldı kimse hīç nesne dimez 12a (ŞR) 114 Bir zamāndan 101 İbnü Mālik söyledi Yā Muģammed sen ĥo bilürsin didi Enbiyālar dünyāya 102 kim geldiler Her birisi ĥalķı da‘vet ķıldılar Gösterüpdür her biri bir mu‘cizāt Mu‘cizāt gerek 103 nebīden mu‘cizāt Nūģ Peyġamber’e hem 104 oldı gemi Hem daĥı od yaķmadı İbrāhim’i 79b (MK)118 Mūsā’nuñ 105 oldı ‘aŝāsı ejdehā Ölüleri diri ķılurdı ‘Īsā 106 12b (ŞR) 119 İmdi bize sen de 107 göster bir hüner Mu‘cizāt gerek bize iy pür-hüner 108 Başını ķaldurdı andan Muŝšafā zamandan: zamanda MK Zihaf vardır. gerek: kārı MK Peyġamber’e hem: Peyember mu‘cizi MK sen de: senden ŞR bize iy pür-hüner: didi bize ol er MK SİN 121 İste ne ister-iseñ senden 109 baña Kendüñi cem‘ eyle uş didüm saña 110 122 Bir zamān fikr eyledi pes 111 ol kişi İde misin didi didügüm işi 123 Didi Allāh’dan olur-ısa meded İste ne-y-ise yardım ide 112 Aģād 13a (ŞR) 124 Didügüm budur saña dir 113 yā aĥı Şimdi güneş orta yirdedür daĥı 125 İāyib ola ol güneş ol aradan Bilmeyeler kim bu iş oldı 114 neden 126 Šoġa ay ol aradan bedr oluban Ķopa andan yir yüzine gelüben 127 Etegüñ altına gelüp gire ol Kim şehādet eyleye sensin Resūl senden: sen de MK uş didüm saña: didüm ben de saña ŞR pes: -ŞR ne-y-ise yardım ide: ne isterseñ ide yardım MK dir: -ŞR oldı: noldı MK F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z SİN F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z 15a (ŞR) 144 İndi Cebrā’il didi yā Muŝšafā Dertlü göñüllere sen olduñ şifā şaķ te‘ālā saña ķıldı dir 133 selām Didi kim ģüzn eylemesün ol İmām 134 Ayı vü güni 135 müsaĥĥar eyledüm Ķamu ĥalķa anı rehber eyledüm Giceyi gündüzi ģükminde ķodum Yā Muģammed şaķ sözin saña didüm 80b (MK)148 şükm eyle 136 ķamu olmışdur 137 mušī‘ şaķ te‘ālā ķadrüñi ķıldı refī‘ 15b (ŞR) 149 Ķamu didiklerin eyler ol İlāh Sen ķayurma dile Allāh’dan i şāh Hem saña böyle dimişdür ol İanī İbnü Mālik imtiģān eyler seni Göñlüm içinde ne vardur bil diye Saña aña daĥı dermān ķıl diye dir: -ŞR İmām: hümām MK Ayı vü güni: Ay u güni hep MK eyle: ile ŞR olmışdur: olmışlardur ŞR SİN F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Gün yerinden bedr oluban 141 çıķdı ay Gördi anı cümle hep yoĥsul u bay İndi andan ŝoñra yirüñ yüzine Dolanurdı 142 ķamu ĥalķuñ gözine 81a (MK) 163 Bir işāret eyledi andan Resūl İki şaķķ oldı ol ay iy pür-uŝūl Eteginüñ altına girdi gelüp Yeñlerinden çıķdı iki şaķķ olup 17a (ŞR) 165 Şol faŝīģ dil birle söyledi ol ay İşidürdi sözini bay u gedāy Didi Allāh bir durur sensin Resūl şaķ ķatında işbu söz olur ķabūl Kim inanursa saña yā Muŝšafā Oldı ol ŝıdķı anuñ aña devā Kim inanmazsa saña dir yā Emīr Oldı anuñ yatacaġı yir sa‘īr Ŝāģibü’l-ümmetsin iy Ĥayrü’l-beşer Źī-sa‘ādetdür kime ķılsañ nažar 143 bedr oluban: ġā’ib olup MK Dolanurdı: Göründi MK SİN Didi şekküm ķalmadı sensin Resūl Ola kim göñlümde 149 bir nesne var ol Aña daĥı didi eyleseñ şifā Döndi aña didi ol dem Muŝšafā İşbu göñlüñdeki ķızuñ ģālidür Nice lušf itdi aña Allāh gör Źī-sa‘ādetdür kime ķılsañ nažar: Źī-sa‘ādet anda eyledi ķamer MK Bu beyit MK’da yoktur. MK’da önce “ol” yazılmış ve üstü çizilmiş, “ay” kelimesi biraz üste sonradan yazılmış. Bu mısra ŞR’de yoktur. bu: -ŞR i: -ŞR kim göñlümde: göñlümde çü MK F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Anı ŝaġ eyledi didi ol İanī Bunuñ ile imtiģān itme beni 150 81b (MK) 179 Elini ayaġını baġışladı Ol keremler issi gör ne işledi Gözleri daĥı görür şimdi ķızuñ Didi budur göñlüñüzdeki sizüñ 151 Çün işitdi İbni Mālik bu sözi Ayaķ üstine šuruban kendüzi Çaġıruban didi inandum saña Eyle telķīn dīn-i İslām’ı baña Bir durur Allāh şerīki yoķ durur Her ne kim sen söyler-iseñ ģaķ durur Ben šanuķluķ virürem sensin Resūl Ĥatm-i mürselsin didi 152 iy pür-uŝūl Kendü-y-ile ol gelenlerden i yār Üç bigi gelüp Müselmān oldılar Ol Ebū Cehl 153 gördi bunları yener didi: di ŞR F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z SİN Ol Ebū Cehl: Ebū Cehil MK bilimez: bilmeyüp MK Geldügüñde: Geldükden ŞR iy bed-baĥt-ı: sen i baĥt-ı MK Nite ki: ŝanki ŞR küllī senüñ ģīle vü: senüñ küllī ŞR Vezin bozuktur. “Aluban destūr girü Şām’a gider” şeklinde okunursa düzelir. F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z 82a (MK) 195 Çünki geldi Şām 163 ķaŝrına girü Gördi ķızı ayaġı üzre šuru 164 Didi ķızum noldı ģālüñ di baña Didi baba ben daĥı ķaldum šaña Uyur-ıdum uyĥum içinde’y 165 baba Geldi baña didi hātifden nidā Babañ īmān getürüpdür didi ol Baña eydür sen daĥı müslümān ol Uyĥum içinde müsülmān oluram Allāh’a çoķ çoķ şükürler ķıluram Gözlerüm görür ķulaġum işidür Ellerüm šutar ayaġum da yürür Uyĥum içinde bu kez uyanuram Ĥoş ŝalavāt Muŝšafā’ya virürem Çünki geldi Şām: İbni Mālik geldi MK Kelime “šurur” şeklinde yazılmışsa da kafiye gereği “šuru” okundu. iy: -MK SİN F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Ķullar eydür bize mevlāmuz didi Bu Resūl’üñdür deyüp ģüccet ķodı Ol Ebū Cehl-i pelīd ider 171 ‘inād Bu Muģammed’üñ elinden didi dād Benüm-içün gönderüldi didi bu Mekke ķavmi didiler aña ķamu İşbu ķullar ĥod ĥaber virür saña Ne didiler işbular diñle saña Çün ĥaberler söylenildi niçe bol Gösterildi birini diñlemez ol Zīre olmışdı için šaşın 173 ģased Her kişinüñ didügin iderdi red Döndi ol Teñri resūli Muŝšafā şükm ideyim var-ısa sizde rıżā Didiler ne emr iderseñ eyle sen Diñlerüz sözüñi iy ĥulķ-ı ģasen Bu develeri ķoñ ol alsun didi 171 Ebū Cehl-i pelīd: Ebū Cehl eydür ŞR söylenildi: söyleşdi ŞR için šaşın: içi šaşı MK SİN F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Bu Muģammed niçe baġlar yolumı Yarın ol develeri söylet baña Yalvaruram şimdi anuñ-çün 180 saña İtdi ķurbānlar o 181 gice ol pelit 182 23a (ŞR) Putları öñinde ol murdār it Çün ŝabāģ oldı ķamu ĥalķ geldiler Ol develeri de iģżār ķıldılar Ortaya getürdiler 183 cümlesini Anda ģāżır oldılar bay u ġanī Geldi Ebū 184 Cehl deveyi šolanur Lāt u ‘Uzzā ĥaķķı dir andlar virür Baña söyleñ dir kimüñ-çün 185 geldüñüz Bu arada şimdi ģāżır olduñuz Şol ķadar söyledi çāre olmadı Hīç birisinden cevāb alınmadı şadden aşdı ĥalķ çekerler intižār Didiler 186 Bū Cehl’e sen šur yüri var şimdi anuñ-çün: uşda geldüm MK o: ol MK ŞR nüshasında “pelīd” kelimesi “pelit” olarak yazılmış. getürdiler: çökerdiler MK Ebū: Bū ŞR dir kimüñ-çün: kimüñ içün MK Didiler: Didi ŞR SİN tuģfeler: armaġan MK ol: -ŞR gele midür: gele midi MK Šurı: Šurdı MK F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z Bu: -ŞR işüñ ola: ola işüñ MK SİN F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z 25b (ŞR) Aldı içümüz bizüm renc ü ġınā 262 Bir ķapu yoķ kim İlāhī varavuz Senden artuķ yā kime yalvaravuz 201 Yüzümüz 202 ķarası-y-ıla ķıl ķabūl Ol Muģammed ģaķķı kim dostuñdur ol Bizi eyle bu belālardan ĥalāŝ şaķķ-ı Aģmed 203 kim ķatuñda oldı ĥāŝ Raģmet eyle ķamu ķalmışlaruña Bu günāh baģrine šalmışlaruña Bu Sinān oġlı’na daĥı raģmet it Yoldaşın īmān yirini cennet it Hem daĥı geçmişlerini yā İanī Raģmetüñle šoyla yarın anı 268 Yā İlāhī yā Kerīm ü yā Raģīm Yā ‘Alīm ü yā Şekūr u yā şalīm 204 ‘Afv eyle ŝuçumuzı iy Ĥudā Uşda geldük ķapuña ĥor u gedā 205 Bu beyit ŞR’de yoktur. Yüzümüz: Yüzüm ŞR şaķķ-ı Aģmed: şaķķ ģamdi ŞR SİN 84b (MK) 271 Söz bu arada tamām oldı tamām Vir ŝalavāt Muŝšafā’ya ve’s-selām 206 Ol kişinüñ ģāceti olsun revā Bizim-içün eyleye bunda 207 du‘ā Temmet bi-‘avni’llāhi’l-meliki’l-vehhāb 208 ve’s-selām: iy hümām MK bunda: anda MK Bu ibare MK’da yoktur. F at ma BÜ Y Ü K K A R C I Y IL M A Z