PEYAMİ SAFA'NIN EDEBÎ ROMANLARINDA BATILILAŞMA PROBLEMİ VE DİNÎ HAYATIN İZLERİ

Hiç şüphe yok ki Peyami Safa (1899-1961), son dönem kültür, sanat, edebiyat ve düşünce hayatımızın en dikkate değer şahsiyetlerinden birisidir. Muallim Naci (1850-1893)'nin "şâir-i mâder-zâcf (anadan doğma şâir) olarak nitelediği şâir İsmail Safa (1867-1901 )'nın oğludur. Soyunda, uzak yakın akrabaları arasında başka şâirler, sanatkârlar ve ilim adamları da olan Peyami Safa, içinden çıktığı aile çevresinin bütün bilgi birikimini, zengin kültürünü ve sanat yeteneklerini tevarüs etmiş gibidir. Hârika çocuklardan biri olarak dünyaya gelmiş, zaman içinde zekâsı parlak, ufku geniş, kültürü zengin, sanat ve yazma yeteneği yüksek bir kalem sahibi olarak temayüz etmiştir.Sağlığı pek iyi olmamasına, cılız cüssesine rağmen zekâsı ve insanı hayrete düşüren çalışkanlığı sayesinde sıkıntılarla dolu hayat merdivenlerini adım adım tırmanmış, küçük yaşlarda öksüz kaldığı için devamlı çalışmak ve yazmak zorunda kalmış, bu sebeple de düzenli bir tahsil yapma imkânı bulamamıştır. Ancak çok erken yaşlarda ve mükemmel bir şekilde öğrendiği Fransızcası ile Batı'daki sanat, edebiyat, hattâ psikoloji ve felsefe sahalarındaki gelişmeleri ve fikir hareketlerini çok yakından izlemiş, yerli ve yabancı pek çok değerli ilim ve sanat eserini hiç durmadan ve büyük bir iştiyakla okumak suretiyle kendi kendisini fevkalâde yetiştirmesini de bilmiştir.
Anahtar Kelimeler:

PEYAMİ, SAFA'NIN, EDEBÎ

PEYAMİ SAFA'NIN EDEBÎ ROMANLARINDA BATILILAŞMA PROBLEMİ VE DİNÎ HAYATIN İZLERİ