‘YENİ’ TÜRKÇE’NİN DOĞUŞU: TÜRK DİL DEVRİMİ

Bu çalışmanın ana teması, Erken Cumhuriyet döneminde (1932-1938), Türk toplumunun ve ulusal kimliğinin kuruluş sürecinde Türk Dil Reformunun oynadığı rolü incelemektir. Dil ve dil mühendisliği yeni bir ulus ve ulusal kimliğin yaratılması için gereklidir. Türkiye’de ulusun oluşmasını engelleyen Arap-İslam kültürü ve Osmanlı mirası gibi kültürel unsurların izlerini silip yeni, modern, seküler ve homojen bir ulus yaratmak için dil mühendisliğine -harf devrimi, dili saflaştırma ve dil mitleri yaratma- başvurulmuştur. Ayrıca, Türk modernleşmesinin izlerine dilin Türkçeleştirilmesi sürecinde de rastlanabilir. Dil reformunun temel amacı sadece yeni, seküler, homojen bir ulus yaratmak değil, aynı zamanda üzerinde yaşayanlarla birlikte Anadolu Türklüğünü meşrulaştırmaktır. Dil reformunun Türk dilini ve toplumunu dönüştürmedeki başarısı iki farklı periyotta (1932-1938 ve 1938-2002) ele alınmalıdır. İlk süreçte okur-yazar oranın düşüklüğü ve kitle iletişimin yaygın olmaması nedenleriyle dil reformu amaçlarını gerçekleştirme noktasında başarılı olmamıştır. İkinci dönemde ise gerek dilin Türkçeleşmesi ve bu dilin yayılması, gerekse Arab-İslam kültürü ve Osmanlı mirasının izlerinin silinmesi açısından dil reformu başarılı olmuştur.

___

  • Zafer Çelik, "‘YENİ’ TÜRKÇE’NİN DOĞUŞU: TÜRK DİL DEVRİMİ", Muhafazakar Düşünce, Yıl: 2, Sayı: 6, 2005.