Geçenlerde Tanin Gazetesi, Çekoslovakya’dan gelen futbolcular münâsebetiyle bir baş makale neşretmişdi; Tanin’in başmuharriri Hüseyin Cahit Beyefendi bu hâdisenin, “Türkiye hayat-ı ictimâîye ve siyâsiyesinde vukûa’ gelen inkılâbların şâyân-ı memnûniyet bir neticesi olmak itibariyle câlib-i dikkat” olduğunu kaydettikden sonra demişlerdi ki: “Bugün Çekoslovakya futbol takımının Türkiye’de bulunması Türklerle Garb milletleri arasında hatt-ı fasl teşkîl eden asr dîde efkâr-ı bâtile divârının yıkılmakda olmasına delâlet eder.” Müşârün-ileyhin bu fıkraları bize bundan kırk sene evvel, uzun zamanlar İstanbul Sefaretinde bulunan Fransız diplomatlarından Engelhardt’ın Türkiye ve Tanzîmât nâmıyla yazmış olduğu eserinin mukaddimesine mütâlaayı hatırladtı ve maziye doğru şöyle bir nazar-ı atfa bizi sevk eyledi.