İCTİMÂİYÂTTA MUHAFAZAKÂRLIĞA NİÇİN MUHTACIZ?

İ’dâd‐ı kuvvet, iktisâb‐ı ilm u irfan emrinde tervîc eylediği mükellefiyet‐i kati’a hasebiyle terakki ve teceddüdün en hakikî ve samimî tarafdârı olan muhafazakârlık; müstakil ictimâiyâtı, esâsâtı ve maâliyâtı ihtiva eden medeni‐yet‐i İslâmiyenin ruhunu daima göz önünde bulundurmakla inkişâfâtımız için en müsâid ve en tabii yolu görmüş oluyor. Bu tarik‐i ictimâide rûhî, hissî, tabiî, medenî ihtiyaclarımızdan maddî, sınâî, iktisadî, hususâta kadar gerek hey’et‐i ictimâiyemiz, gerek fertlerimiz için tesâdüf edilebilecek her türlü müşkilâta çaresâz olmak imkânı mevcuddur. Çünkü bir kitle‐i ictimâiyenin mes’ûd olarak tanınması, yüksek bir ma’neviyâta, rasîn bir ahlâkiyâta, metîn bir tesânüde merbût vesâit‐i refah ve serveti, vesâit‐i müdâfa‐yı ümmeti câmi’ ve kâfil bir medeniyeti, bir mevcudiyeti hâiz olmasına vâ‐bestedir. Umrân ve maddiyâtı kuvvetli, fakat ma’neviyatı bozuk bir hey’et‐i ictimâiye saâdeti, kemâl‐i iktitâf etmekten uzakdır. Milletlerin hayatında öyle mühim ve tehlike‐li zamanlar olur ki, secâyâ‐yı müsbeteleri azm u metânetleri, müşkilâta karşı koyabilecek evsâfı hâiz değilse inkırâz ve perişanı emr‐i vâki’ halini alır. Ne vesâit‐i maddiye, ne de servet ü sâmân bu dönüm noktalarında tarihi kurtar‐mağa kâfi değildir. Tarihin bir silsile‐i tekerrür halinde sahifelerine kayd eylediği bu müteârifenin en son hadisesi mücâhede‐i milliyemiz bir kere daha ib‐ret‐i alem için beşeriyetin iz’ânına hak etmiş, asırların kin ve husûmetiyle eskiyen imhâ siyasetini yalnız imân kuvveti kökünden sarsmış; sâde millî inkişâfatımız için değil, belki bütün dünyanın selamet ve ümid‐i refah namına güzel bir eser, velûd bir numûne teşkil eylemişdir. Binaenaleyh, hakâyik‐i eş‐ya ve hâdisâtın tecelliyâtı karşısında muhafazakârlık meslek‐i ictimâisi iman ve ahlâka istinâd eden rûhuyla bünye‐i milliye için en lüzumlu ve kıymetli bir mesneddir.

___

  • Hasan Hikmet, "İCTİMÂİYÂTTA MUHAFAZAKÂRLIĞA NİÇİN MUHTACIZ?", Yayıma Haz.: Adem EFE, Muhafazakar Düşünce, Yıl: 5, Sayı: 19-20, 2009