Hattat-Şâir Abdülkadir Efendi’nin Arınâme’si

Öz: Osmanlı Dönemi’nin son devir hattatlarından olan Abdülkadir Efendi [Saynaç], aynı zamandahikemî tarzda manzûmeler yazan bir şâirdir. Arınâme onun arı ve bal mihverinde yazdığı şiirlerinitopladığı bir mecmuadır. Bu mecmuadaki şiirleri hutût-ı mütenevvia ile bizzat yazan AbdülkadirEfendi böylelikle hem göze hem kalbe hem de -düşünmeye sevkeden beyitleriyle- akla hitâp etmektedir.Arınâme’de dîvân edebiyâtının yanı sıra halk edebiyâtı formlarına da yer verilmiş, arûzla birliktehece ölçüsü de kullanılmıştır. Balın şifâ olduğunu ifâde buyuran âyetten (en-Nahl 16/68-69)ve Hz. Peygamber’in konuyla ilgili hadîslerinden yola çıkılarak kaleme alınan bu mecmua birçokahlâkî ve ictimâî mevzuya değinen son devir nasîhatnâmelerinin önemli örneklerindendir.Anahtar Kelimeler: Abdülkadir Efendi, Arınâme, bal, arı, “şifâeyn” hadîsi, şiir.Calligrapher and Poet Abdulkadir Saynaç’s “Arınâme”Abstract: Abdülkadir Saynaç who was one of the last period calligraphers in Ottoman State. Hewas also one of the most famous calligraphers. He collected his poems regarding bees and honey inhis work called Arınâme. Abdülkadir Efendi addresses to reason with different styles motivating tothink and good emotions. Arınâme has covered both the forms of folk literature and divan literature.It was written by using verses regarding the healing feature of honey (an-Nahl 16/68-69) andhadiths on honey. It was one of most important works covering advices mentioning a lot of socialand moral matters.Keywords: Abdulkadir Efendi, Arınāme, honey, bee, hadith of “şifāeyn”, poetry

-

Abdülkadir Saynaç who was one of the last period calligraphers in Ottoman State. He was also one of the most famous calligraphers. He collected his poems regarding bees and honey in his work called Arınâme. Abdülkadir Efendi addresses to reason with different styles motivating to think and good emotions. Arınâme has covered both the forms of folk literature and divan literature. It was written by using verses regarding the healing feature of honey (an-Nahl 16/68-69) and hadiths on honey. It was one of most important works covering advices mentioning a lot of social and moral matters.

___

  • Aclûnî, Ebü’l-Fidâ İsmâil b. Muhammed, Keşfü’l-hafâ (nşr. Muhammed Abdülazîz Hâlidî), I-II, Beyrut 1997. el-Alûsî, Şihâbüddîn Mahmûd, Rûhu’l-Me‘ânî fî tefsîri’l-Kur’âni’l-azîm ve’s-seb‘i’l-mesânî (thk. Ali Abdülbâki el-Atiyye), Beyrut 1415.
  • Buhârî, Câmiü’s-Sahîh, I-XVIII, Beyrut 1432 (2011).
  • Burhânüddîn ez-Zernûcî, Ta‘lîmü’l-müte‘allim fî tarîki’t-te ‛allüm, Beyrut 1987.
  • Dârimî, Sünen, I-II, Dımaşk 2007.
  • Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ ve tabakātü’l-asfiyâ, I-X, Kahire 1938.
  • İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, I-XXVI, Beyrut 2006.
  • İbn Mâce, Sünen, I-IV, Riyad 1984.
  • İbnülemîn Mahmud Kemâl İnal, Son Hattatlar, İstanbul 1970.
  • İsmâîl Hakkı Bursevî, Tefsîrü Rûhi’l-Beyân, İstanbul 1389.
  • Karataş, Ahmet, “‘Âlim’den ‘Aydın’a Geçiş Sürecine Bir Örnek: ‘Hattat’ Abdülkadir Saynaç Efendi ve ‘Yazı Ustası’ Oğlu Sait Yada Bey, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 44 (İstanbul 2013), s. 123-181.
  • Nâbî, Hayriyye, İstanbul 1307. en-Nîsâbûrî, Nizâmüddîn el-A‘rec Hasan b. Muhammed Nizâmüddin, Garâibü’l-Kur’ân ve Reğâibü’l-Furkān (thk. Zekeriyyâ Umeyrât), Beyrut 1416.
  • Onay, Ahmet Talât, Türk Halk Şiirlerinin Şekil ve Nev’i, Ankara 1996. Süleymaniye Kütüphanesi, Süheyl Ünver Arşivi, Dosya Nr. 81.
  • Taşköprüzâde Ahmed Efendi, Mevzû‘âtü’l-ulûm, I-II, İstanbul 1313.
  • * Arınâme burada bitmektedir. Risâlenin 36. ve 38. sayfaları boştur, 37. sayfada Ek 1’deki levhâ, 39. sayfada ise “Sübḥânallâhi ve’l-ḥamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu v’allâhu ekber Ve lâ ḥavle ve lâ ḳuvvete illâ billâhi’l‛aliyyi’l-‛aẓîm Allâhümme ṣalli ‛alâ seyyidinâ Muḥammedin ve ‛alâ âli seyyidinâ Muḥāmmed ve bârik ve sellim” ‛Abdülḳādir 1379 [1960-1961] ibârelerinin bulunduğu levha vardır.
  • Ek 1: Abdülkadir Efendi’nin kalemiyle Şifâ’eyn Hadîsi, el-Burûc 85/ 21-22. âyetler ve el-Mâide 5/ 15. âyetin son kısmı. “‘Aleyküm bi’ş-şifâ’eyni’l-‘aseli ve’l-Ḳur’ân. [Bel hüve] Ḳur’ânün mecîd. Fî levḥin maḥfûẓ. Minallâhi nûrun ve kitâbün mübîn.” (Şu iki şifâlı şeye devâm ediniz: Kur’an ve bal. / [Hakikatte o] Levh-i Mahfûz’da bulunan şerefli bir Kur’an’dır. / [Size] Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir.)