Batı’nın Doğu’su, Avrupa Barbarlığının Küreselleşmesi

Bir giriş, dört bölümden oluşan kitabının bir ‘savunma’ değil, ‘eleştiri’ eseri olduğunu söyleyen yazarın amacı, Batı’nın kendisiyle ilgili dünyaya kabul ettirdiği tüm öncüllerinin yanlışlığını göstermektir. Bu kitap, onun ifadesiyle; “Avrupa’nın tarihte; karanlık bir barbarlığın, uslanmaz bir hoşgörüsüzlüğün, evrensellikten uzak bir yerelliğin mekânı olduğu hâlde, kendini nasıl bunların tam zıddı olarak kurguladığının ve bu kurguyu bütün dünyaya nasıl kabul ettirdiğinin öyküsüdür” (VII). Bir oksidantalizm çalışması olarak gördüğümüz bu kitapta konular, birincibölümünde Oryantalizm (19–107), ikinci bölümünde Sömürgecilik ve Oryantalizm (109–154), üçüncü bölümünde Doğu ve Batı (155–224), son bölümünde ise İki Dünya: Karşılaşmalar ve İlişkiler (225–311) başlıklarını taşımaktadır. Giriş bölümünde (1–17) Avrupamerkezcilik, Oryantalizm ve Sömürgecilikten bahseden yazara göre bu üç kavram dünyanın batılılaştırılmasını, sömürülmesini ve Avrupa dışındaki kültürlerin (öteki) aşağılanarak yok edilmesini ifade etmektedir. Ona göre, dünyanın kapitalist Avrupa tarihi tarafından işgal edilmesinin başlangıcı Rönesans’tır. Rönesans’ı 1492’de Amerika’nın keşfedilmesiyle başlatan Batılılar, bu tarihten itibaren fetih adı altında sömürgeciliğe başlarlar ve dünyanın tüm zenginliklerinin Avrupa’ya akmasını sağlarlar. İlk yaptıkları, köle ticareti yaparak zengin olmaktır.
Anahtar Kelimeler:

Batı’nın, Doğu’su, Avrupa