Her Şey Adam ile Başladı

Kastettiğim, bir iktisat tarihi kitabı yazmayı yeni tamamlamış biri olarak,2 Murray Rothbard’ın itirazlarına ve diğer eleştirenlere rağmen, 18. Yüzyıl ahlâk filozofu ve Milletlerin Zenginliği’nin takdire şayan yazarı Adam Smith’in, modern iktisadın kurucu babası olarak adlandırılmayı hak ettiği sonucuna vardım. Zira, Adam Smith, refah ekonomilerinin ilk temel teoremi olarak bilinen görünmez elin ne olduğunu derinlemesine tasvir eden ilk büyük kişidir: rekabetin görünmez eli, kişisel çıkarları kendiliğinden ortak yarara dönüştürmektedir. George Stigler, Smith’in laissez-faire kapitalizm modelini, (ki Smith asla bu tabiri kullanmadı) haklı bir şekilde, Milletlerin Zenginliği’nin “tacı” ve “iktisat biliminde en önemli muhtevaya sahip teşebbüs” olarak nitelendirmiştir. Stigler şöyle söyler, “Smith fevkalâde önemli bir zafer elde etmiştir: Rekabet şartları altında kendi kişisel çıkarlarını takip eden bireylerin davranışlarının sistematik analizini iktisadın merkezine yerleştirmiştir.