İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu'nun Düşünce Dünyasında Devlet ve Din

İ. Hakkı Baltacıoğlu, Osmanlı/Türk tarihi açısından önemli kırılmalara tanıklık eden bir kişi olarak dikkat çeken görüşler paylaşmıştır. Bilhassa din, milliyet, modernleş- me/batılılaşma ve bağlantılı pek çok kavramla yakından ilgili olmuş, bu kavramları, Cumhuriyet döneminde yoğun olarak değerlendirmiştir. Rejimin resmi ideolojisi olan Kemalizm de pozitivist bir modernlik anlayışını benimseyerek rotasını belirlemiştir. Kemalist rejim, ilk iş olarak; ulus-devlet idealine dayanacak, İslamiyet'in siyasal ve kamusal alandan ayrıştırılacağı, yani bağının koparılacağı, dahası kendilerinin biçimlendireceği Türklük lehine yeni bir İslamiyet projesi çizecek ve tatbik etmeye çalışacaktı. II. Meşrutiyet döneminden başlayan ve Cumhuriyet döneminde keskinleşerek yeniden üretilen milliyetçiliğin sarsılmaz müdafii Baltacıoğlu da kaçınılmaz olarak din, laiklik, milliyet, modernleşme konularına eğilir ve atmosferin uygunluğuyla bu arzusuna yönelik olarak din konusunda radikal görüşler paylaşır. 1930'larda dinin vicdanlarda olması gerektiğini söylerken 1950'lerde toplumsal alanda yaşanan din coşkunluğundan memnun olur ve dinin milliyetçilik ile doğrudan bağına dikkat çeker. Bu tarihlerde dinin toplumsallığına olan vurgularına rağmen, dine belirli bir alan çizme gayreti taşır ve 1950'lerde Aleviliğin milliliğini işlerken Sünniliğe eleştirel yaklaşır

State and Religion in İ. Hakkı Baltacıoğlu's Thouht

İ. Hakkı Baltacıoğlu shared remarkable opinions as someone who had witnessed breaking points in Turkish/Ottoman history. He was particularly interested in concepts such as religion, nationality, modernization/westernization, and he evaluated these concepts in detail in the Republican period. The official ideology of the Turkish regime, Kemalism, determined its policies by assuming a positivist understanding of modernism. The Kemalist regime would first and foremost rest on an ideal of nation state and try to draw up and implement a project of Islam in favour of Turkishness where Islam would be separated from political and public sphere. Baltacıoğlu was a defendant of nationalism which started to emerge in the Second Constitutional Period and became sharper and was reproduced in the Republican period. Baltacıoğlu thus became interested in religion, secularism, nationalism and modernization and he shared radical opinions on religion. While he says religion should be a matter of individual conscience in 1930s, his contentment from the religious zeal of the 1950s drives him to draw attention to the direct relationship between nationalism and religion. In this period, despite his emphasis on the social aspect of the religion, he tries to determine the boundaries of religion and puts an emphasis on the nationalistic aspect of Alevism while criticizing Sunnism.