IV. Yüzyıl İslâm Kelâmında İrade Hürriyeti Anlayışları: Tarihî Bağlamında Bâkıllânî’nin İnsan Fiilleri Teorisi

Kişilerin bireysel sorumluluğu İslâm kelâmında çok merkezî bir kavramdır. Ahlâkî sorumluluğun rasyonel temelleri, insanın fiilleri üzerinde bir şekilde kontrol sahibi olduğu ön şartına dayanmaktadır. Bu nedenle insanın fiillerini kendisinin belirlemesini (self-determination) yeteri kadar tutarlı düzeyde açıklayan eylem teorileri oluşturmak, kelâmcıların temel ilgi alanlarından olmuştur. Bu makale, Bâkıllânî’nin insan fiilleri hakkındaki görüşlerini incelemektedir ve onun düşüncesini dönemindeki tartışmalar kapsamında bağlamsallaştırma girişiminde bulunmaktadır. Eş‘arî mezhebinin, sahip olduğu pozisyonu kendisine karşı geliştirdiği Mu‘tezile’nin eylemlerdeki özgürlük teorisini kısaca yeniden inceleyeceğim. Sonra insanın fiillerini belirlemesini ihtiyâr (voluntariness) üzerine dayandırmayı teklif eden Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî tarafından benimsenen karşıt görüşün temel ilkelerini özetleyeceğim. Son olarak, Bâkıllânî’nin Eş‘arî’nin fikirlerinden nasıl etkilendiği ve onları nasıl daha ileriye taşıdığını tartışacağım. Bâkıllânî’nin Hidâyetü’l-müsterşidîn adlı eserinin günümüze kadar gelen ciltlerine dayanarak onun, mezhebin meşhur “kesb” teorisine ilişkin anlayışını; a) “İnsanın eylemleri Allah tarafından yaratılmıştır, b) Yine de insan ve kesb ettiği eylemleri arasında gerçek bir ilişki vardır,” şeklinde ifade edilen iki temel prensip ortaya koyarak tutarlı bir şekilde düzenlemeye çalıştığını iddia ediyorum.

Conceptions of Self-Determination in Fourth/Tenth-Century Muslim Theology: Al-Bāqillānī’s Theory of Human Acts in Its Historical Context

Man’s individual responsibility is a very central notion in Muslim theology. Rational foundations for moral responsibility presuppose, however, that man has in some way control over his actions. It was therefore of central concern to theologians to formulate theories of action that were coherent enough to account for human self-determination. This article examines al-Bāqillānī’s reflections on human acts and attempts to contextualise his thought within the discussions of his time. I will briefly review the Muʿtazilites’ theory of freedom of action, against which the Ašʿarite school developed its own position. I will then outline the fundamentals of the opposing standpoint adopted by Abū al-Ḥasan al-Ašʿarī, who proposed to base human self-determination on voluntariness. Finally, I will discuss how al-Bāqillānī drew on and further developed al-Ašʿarī’s ideas. Based on the extant volumes of al-Bāqillānī’s Hidāyat al-mustaršidīn, I argue that he attempts to coherently organise the school’s understanding of the famous theory of “acquisition” (kasb) by affirming two fundamental principles: a) that human acts are created by God and b) that there is nevertheless a real correlation between man and his “acquired” acts.