Allah'ın Varlığı Konusunda Erken Dönem İslam Teologları

“Tanrı öldü”  demenin dünyanın bu kısmında hala popüler olup olmadığını tam olarak bilmiyorum. O’nun varlığı keşfedildiği gibi Tanrı hakkındaki fikirler de ölümlüdür. Ancak, biz şundan iyice emin olabiliriz ki, biz O’nu inancımızla beslemeyi kestiğimiz için, O da ehemmiyetini kaybetti. Çok iyi bilindiği üzere Orta Çağlar O’na farklı davranıyordu: O zamanlar O evrensel düzeyde saygı görmekten hoşnut güçlü bir aile babasıydı (pater familias).  Hal böyleyken bazen O’nun varlığını kanıtlamaya girişilmesi gariptir. O’nun gözden kaçma ya da görmezden gelinme ihtimali yoktu. İnsanlar bu ispat işine öyle büyük varoluşsal ıstıraplar çektikleri için değil, sistematik olma gayretiyle girişiyorlardı. Bu durumda, kendi yaptıkları işi fazla ciddiye almayan bu insanların yaptıklarını ciddiye almanın ne kadar makul olduğunu sormak, gayet makul görünüyor. Benim burada onların Allah’ın varlığı için getirdikleri normal deliller hakkında konuşmak istemememin sebebi budur. Tanrı’nın var olmadığını kanıtlamaya çalışan insanlar hakkında da aynı şey geçerlidir, zira o dönemde böyle insanlar yoktur. Dolayısıyla ben Tanrı’nın varlığını kanıtlamada çok fazla delil kullanılmasından şüphe duyanlar ve onların muhalifleri hakkında konuşmak istiyorum. Affınıza sığınarak, Batı’nın resme ancak üstü kapalı bir mukayese ile girdiğini belirtmeliyim: başlangıçta Müslüman teolojisinin kökleri bazen Hıristiyan düşüncesindeki ile aynıdır ve sonda bu Müslüman teologlar tarafından tasarlanan fikirlerden biri modern Batı düşüncesinin bir ayrıcalığı addedilir. Aradaki gelişme bana ziyadesiyle İslâmî karakterde görülen dahili bir süreçtir. Makale Dosyaları Tam Metin