BATI DÜŞÜNCESİNDE YENİ ARAYIŞLAR VE ROY BHASKAR'IN ELEŞTİREL REALİZM FELSEFESİ

Hint asıllı sosyal bilim felsefecisi Roy Bhaskar Batı'da son dönemlerde ortaya çıkan en orjinal tartışmalardan birini yürütmektedir. Bu tartışmalar son yirmi yıldır yerleşik düşünceler tarafından ısrarla sansürlense ve kısıtlansa da artık geri dönülemez derecede yaygınlık kazanmıştır. Post-modern eleştirinin bir alternatif önermeyen eleştirisinin aksine Bhaskar yeni bir metodoloji ve kavramsallaştırma geliştirmektedir. Bhaskar sosyal bilimlerdeki pozitivizm ve anti-pozitivizm üzerinden yürüyen tartışmaya tüm batı düşünce tarihini inceleyerek yeni bir açılım önermektedir. Ona göre günümüzde bilimsel düşünüşün tıkandığı en önemli nokta bir ontolojik temele sahip olmayışıdır. Bu ontolojik temele sahip olmayışın yarattığı boşluk epistemolojik olarak doldurulmakta ve dolayısıyla Bhaskar'a göre Aristo ve Platon ile başlayarak Batı düşüncesinde içkin olarak var olan ontik dualizmlerin yarattığı gerilim sürekli yeni bir tıkanmaya yol açmaktadır. Bu makalede öncelikle Roy Bhaskar ve onun eleştirel gerçekçiliğinin oturmuş olduğu bağlam belirlenecek ve bu düşüncenin ne tür bir arayışın neticesi olduğu incelenecektir. Ardından Bhaskar'ın Batı sosyal bilimleri içerisinde tespit ettiği temel ikilemlere önerdiği üçüncü alternatifler tartışılacak ve bu alternatiflerin geçerlilikleri tartışılacaktır. Sonuç bölümünde ise bu arayışın Batı düşüncesi için bir yenilik sunup sunamayacağı analiz edilecektir.

-

Roy Bhaskar started to his academic life at Oxford by studying economics. During his studies in economics he finds the fact that the philosophy of social science is dominated by a dispute between positivism and hermeneutics, and they all seemed to be dominated by an empiricist philosophy of science. After this discovery he moved to a realist direction. He questioned the necessity of such ontology instead questioning the sufficiency of this ontology. He implicitly called into question the sufficiency of the Humean, Hegelian, Popperian orthodoxy. He opposed both empiricism and anti-empiricism and founded the critical realism thought that is basically redefining the ontology. After his ‘Realism and Human Sciences' conferences critical realism has started to spread in academia. And in 1995 a center for critical realism has been instituted working on different sides of critical realist thought. In this article the place of Bhaskar in the western thought and the possibility of new dimensions will be discussed basing on the current developments.