Ebü’t-Tayyib Muhammed b. Ahmed b. İshâk b. Yahyâ el-Veşşâ’ el-A‘râbî, Kitâbü’l-Müveşşâ (eẓ-Ẓarf ve’ẓ-ẓurefâʾ), Tah. Kemâl Mustafâ, Mektebetu’l-Hâncî, 1953, 294 s.

İlk vaz edildiği mana itibariyle “Değer/Valere”, iktisadi anlamda maddi bir kıymeti ifade ediyorken, modern yaşam tarzıyla beraber gelen manevi yozlaşmanın ağır faturası tüm dünya uluslarına ağır gelmeye başlayınca kavram, zaman içinde “etik”le beraber anılmaya başlamıştır. Değer denilen şeyin sadece daha konforlu bir yaşam imkânı sunacağı düşünülen “maddi varlık”tan ibaret olmadığını, hemen hemen tüm toplumlarda yaygınlık kazanan “değerler eğitimi”nden anlayabiliyoruz. Maddeye değer katan ruhun, mana ve maneviyat olduğunu kavramaya yönelik küresel teşebbüslerin hatırı sayılır manada yaygınlık kazanması hakikaten de sevindirici bir gelişmedir Mevlana Celaleddîn-i Rûmî’ye, (ö. 672/1273) “İnsan ile hayvan arasında fark edeptir.” özdeyişini söyleten acaba hangi hayvanın hangi davranışıydı? Bilmiyoruz; belki de buldukları kemik parçasını tek başına götürmek için birbirlerine hırlayan köpek sürüsünün bencillik akan sahnesidir bu sözü söyleten. Veyahut uluorta çiftleşmeye çalışan edepsiz kedileri görmüştür. Sözün neden söylendiğini bilmiyorsak da insanım diyen hiçbir şuur sahibinin inkâr edemeyeceği bir hakikattir ki: Edep olmadan insanca bir hayat mümkün değil.

Ebü’t-Tayyib Muhammed b. Ahmed b. İshâk b. Yahyâ el-Veşşâ’ el-A‘râbî, Kitâbü’l-Müveşşâ (eẓ-Ẓarf ve’ẓ-ẓurefâʾ), thk. Kemâl Mustafâ, Mektebetu’l-Hâncî

Mevlâna Celaleddîn-i Rûmî’ye, (ö. 672/1273) “İnsan ile hayvan arasındafark edeptir.” özdeyişini söyleten acaba hangi hayvanın hangi davranışıydı?Bilmiyoruz; belki de buldukları kemik parçasını tek başına götürmek içinbirbirlerine hırlayan köpek sürüsünün bencillik akan sahnesidir bu sözü söyleten.Veyahut uluorta çiftleşmeye çalışan edepsiz kedileri görmüştür. Sözün nedensöylendiğini bilmiyorsak da insanım diyen hiçbir şuur sahibinin inkâr edemeyeceğibir hakikattir ki: Edep olmadan insanca bir hayat mümkün değil.İlk vaz edildiği mana itibariyle “Değer/Valere”, iktisadi anlamda maddi birkıymeti ifade ediyorken, modern yaşam tarzıyla beraber gelen manevi yozlaşmanınağır faturası tüm dünya uluslarına ağır gelmeye başlayınca kavram, zaman içinde“etik”le beraber anılmaya başlamıştır. Değer denilen şeyin sadece daha konforlu biryaşam imkânı sunacağı düşünülen “maddi varlık”tan ibaret olmadığını, hemenhemen tüm toplumlarda yaygınlık kazanan “değerler eğitimi”nden anlayabiliyoruz.Maddeye değer katan ruhun, mana ve maneviyat olduğunu kavramaya yönelikküresel teşebbüslerin hatırı sayılır manada yaygınlık kazanması hakikaten desevindirici bir gelişmedir

___

  • Aycan, İrfan. “İslam Toplumunda Eğlence Sektörünün Ortaya Çıkışı”. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1702/18201.pdf (Erişim: 09 Eylül 2019)Delice, Ali. “Emevi Devletinin Yıkılış Nedenleri Üzerine Bazı Mülahazalar”. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 3 (1999): 299-320. Duman, İsmail Serdar. Emevilerde Sosyal Hayat. Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, 2004.Durmuş, İsmail. “Veşşâ” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2013, 43, 72-73. Özpınar, Ömer. Hadîs Ve Fıkıh Edebiyatında Ortak Bir Kavram: Mürûet. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 32 (2011): 107-142.Öztürk, Levent. “İbn Yayhâ el-Veşşâ’ya Göre Abbasi Toplumunda Hediyelerin Gizli Dili”. İstem 6/12 (2008): 9-15. Sağlam, Abdülkadir. “Değerler Eğitiminin Öğrenci Davranışlarına Etkisinin Veli Görüşlerine Göre İncelenmesi”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi (2016): 723-742. Veşşâ, Ebu’t-Tayyib. ez-Zarf ve’z-zurafâ, tah. Kemâl Mustafâ, (Mısır: Mektebetu’l-Hâncî, 1953), 6. Yılmaz, İbrahim. “Edep ve Âdâb Kavramlarının Semantiği ve Tarihsel Seyri”, Marife 2 (Güz 2006): 165-177.