Hurufat Defterlerine Göre Tunus’ta Dini ve Sosyal Yapılar

Tunus, günümüzde Kuzey Afrika’nın en küçük ülkesi olup, batıda Cezayir, güneydoğuda Libya, kuzeyde ve doğuda Akdeniz kıyıları ile çevrilidir. Tunus, Kanuni Sultan Süleyman dönemine 1534 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Tunus’un fethedilmesinden sonra bu bölge Osmanlı’nın eyaleti haline geldi. İdari birim olan eyaletin yönetiminde, Osmanlı Devleti’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi beylerbeyi bulunuyordu. Beylerbeyi ilk dönemlerde oldukça güçlüydü. Daha sonra ise yeniçeriler, reis taifesi ve dayılar, yönetimde oldukça etkili olmaya başladılar. Bunun sonucunda yeniçerilerden meydana gelen “dayı” ünvanlı kişiler ortaya çıkmaya başladılar. Böylece Tunus’ta dayılar devri başlamış oldu. Tunus’ta dayı ünvanlı kişilerden sonra hâkimiyet Beylere geçmiştir. Bu Beyler asayişi sağlamak ve vergi toplamak ile görevli kişilerdi. Dayıların hâkimiyeti yeniçerilere dayanırken, Beyler daha çok kırsal kesimdeki halk üzerinde etkiliydiler. Tunus’ta yönetim Beylerden sonra Muradilere geçmiş ve Muradi hanedanı seksen üç yıl Tunus’ta hâkimiyetini sürdürmüştür. Muradilerden sonra Tunus, 1705’den Fransız işgaline kadar Hüseyiniler tarafından yönetilmiştir. Üç yüz yıl Osmanlı egemenliği altında kalan Tunus’ta Osmanlı döneminde kurulmuş vakıflar mevcuttur. Bu çalışmanın temel kaynağını Tunus hurufat defterleri oluşturmaktadır. Şehir tarihi açısından son derece önem taşıyan hurufat defterleri bir bölgenin sosyal, dini, iktisadi ve kültürel yapısı hakkında bilgiler ihtiva etmektedir. Bu araştırmada hurufat defterleri ışığında Tunus’ta kurulan vakıf, câmi, medrese, zaviye, mescitler ve mektepler tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca vakıf kurumlarının gelirleri, vakıf görevlileri atama şartları ve ücretleri hakkında da bilgiler verilecektir. Hurufat defterlerine göre 1759-1816 yılları arasında Beyrut’ta sekiz cami ve beş zaviye bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak hurufat kayıtlarında mektep, medrese gibi vakıf eserleri ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmada adı geçen kurumlardan bahsedilmemiştir.

Religious and Social Structures in Tunisia Based on the Pious Foundations’ Registration (Hurufat) Books

Today, Tunisia is the smallest country in northern Africa and it is surrounded by Algeria in the west, Libya in the southeast and the Mediterranean in the north and east. Tunisia was added to the Ottoman territories in the Kanuni Sultan Süleyman period in 1534. After the conquest of Tunisia, this region became a state of the Ottoman Empire. Tunisia has been under Ottoman rule for 300 years and there are foundations established during the Ottoman period and most of these foundations are made up of zürrî (family or native) foundations.After the conquest of Tunisia, this region became the Ottoman state. In the administration of the province, which was the administrative unit, there was a beylerbeyi, as in the other regions of the Ottoman Empire. Beylerbeyi was very strong in the early days.Later, the janissaries, chiefs and uncles began to be very effective in the administration. As a result, people with the title of "uncle", who were composed of janissaries, started to emerge. Thus, the age of uncles started in Tunisia.After the uncle titles in Tunisia, the sovereignty passed to the Beys. These gentlemen were responsible for maintaining order and collecting taxes. While the domination of the uncle was based on the janissaries, the Beys were more influential on the people in the countryside. The administration in Tunisia passed to the Muradis after the Beys, and the Muradi dynasty continued its dominance in Tunisia for eighty-three years. After the Muradis, Tunisia was ruled by the Huseyin from 1705 until the French occupation.The main source of this study is Tunisia Hurufat Registry. The Hurufat Registry, which is very important for the history of the city, contains information about the social, religious, economic and cultural structure of a region. In this research, foundations, mosques, madrasas, zaviye and masjids established in Tunisia will be tried to be determined in the light of the Hurufat Registry.

___

  • Alkan, M (2010). Türk Vakıf Tarihi Araştırmaları Açısından Hurufat Defterleri: Adana Örneği. XV. Türk Tarih Kongresi (Ankara 11-15 Eylül 2006) Sempozyum Bildirileri IV/I, 825-842.
  • ……………(2007). Türk Tarihi Araştırmaları Açısından Vakıf Kayıtları Arşivi. Vakıflar Dergisi 30, 1-34.
  • Barkan, Ö. L. (1942). Osmanlı İmparatorluğunda Bir İskân ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakıflar ve Temlikler I, İstilâ Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler. Vakıflar Dergisi II, 279-386.
  • Beyazıt, Y. (2013).Hurufat Defterlerinin Şehir Tarihi Araştırmalarındaki Yeri. History Studies International Journal of History 5/1, 36-69.
  • Çakar, E. (2018). Hurufat Defterlerine Göre 18. Yüzyılda Palu. Vakıflar Dergisi 49, 21-40.
  • Çınar, H.-Koyuncu Kaya, M. (2015). Vakıflar Kaynakçası. Ankara: Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları.
  • Demirtaş, H. (2012). Vakıf Araştırmalarında kaynak Olarak Hurufât Defterleri: Kangırı Örneği, Vakıflar Dergisi 37, 47-92.
  • Eroğlu, M. (2013). Osmanlı Toplumsal Tarihi Kaynaklarından Hurûfât ya da Askerî Rüznamçe Defterleri ve Önemi: Kazâ-i Kudüs-i Şerîf Örneği. Vakıflar Dergisi 29 ,115-146.
  • Köprülü, F. (1942). Vakıf Müessesesinin Hukukî Mahiyeti ve Tarihî Tekâmülü. Vakıflar Dergisi II,1-35.
  • Pektaş, K. (2000). Tunus’ta Osmanlı Mimari Eserleri. Ankara: TTK Yayınları.
  • Uzunçarşılı, İ. H. (1982). Osmanlı Tarihi. c.III. Ankara: TTK Yayınları.
  • Yediyıldız, B. (2012). Vakıf. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 42/479-486.