1 Yirminci2 yüzyılın önemli ilgilerinden biri çeşitli kültürel toplulukların, etnik ve dinsel grupların, ulusların ve hatta daha dar ölçekte kabile ve aşiretlerin ‘biz kimiz?’ sorusuna nasıl yanıt verdikleri olmuştur. Bu grupların sahip oldukları değerleri, gelenekleri, yaşam tarzları, ilişkileri ve dünya görüşleri birbirlerinden çok farklı kabullere sahiptir. Kendileri için en anlamlı gelebilecek kültürel değerlere, tarihsel oluşlara, insansal başarılara göndermeler yaparak açıklanmaya ve tanımlanmaya çalışılan kimlikler, giderek bu grupların, benzerlikler bakımından, birbirlerine yaklaşmalarına ya da, farklılıklar bakımından, birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olmaktadır. Bu yakınlaşma ve uzaklaşmalar, geçen yüzyılın bu yüzyıla aktardığı geniş toplumsal ve düşünsel hareketliliğin kaynağı olarak, şu an Yeni Dünyanın önemli ve tehlikeli anlaşmazlıklarının sebebi görünmektedir. Ülkemizde birçok farklı kültürel topluluk olmakla birlikte, onların sahip oldukları temel kabullerin neler olduğu konusunda pratik felsefe çalışmaları yapılamamıştır. Oysa felsefi bir soruşturmayla yapılacak değerlendirmelerin bu geleneksel toplulukların düşünce ve eylem biçimlerinin çözümlenmelerinde ve anlaşılmalarında katkı sağlayacağı açıktır. Bu çözümlemelerden yola çıkarak onların birbirleriyle ilgili olumsuz, tehditkâr kabul ve önyargılarının ayıklanarak yerlerine olumlu ve uzlaşmacı olanlarının önerilmesi de mümkün olabilir. Bunun için ya

One of the most argued disputes of various cultural communities, ethnic and religious groups during the twentieth century, was revolving around the question of who we are. These groups had very different assumptions as regards to social/ethic values, traditions, lifestyle, inter-relationships and worldviews. These differences seem to have caused important and dangerous arguments in this century. Although many different cultural communities are present in our country, there has not been work of practical philosophy on their basic assumptions. However, to fi nd a solution to this problem is the philosopher’s task