ATATÜRK’ÜN TÜRK UYGARLIĞININ GELİŞMESİNDEKİ YERİ
Atatürkçülük Türk Rönesans’ı ve aydınlanmasıdır. Türk aydınlanması bir uygarlık mücadelesidir ve amacı çağdaş Uygarlığa ulaşmak ve ona öncülük etmektir. İnkılaplar bu amacın araçlarıdır. Evrim evrenin temel sürecidir ve uygarlıklar da bir evrim geçirir. Türk uygarlığı da diyalektik süreç içinde bir evrim geçirmektedir.Uzak Doğuda ortaya çıkan step kültürünün antitezi Çin’de Sarı Irmak Boylarında ortaya çıkan vaha kültürüdür. Bu iki kültürün sentezi Orta Asya’daki Uygur ve Tabgaç (Topa) Uygarlıklarıdır. Bu uygarlıkların Akdeniz-İslam uygarlığı ile sentezinden Maveraünnehir’de Türk-İslam Uygarlığı ortaya çıkmıştır. Bu uygarlık, olgunluğuna Osmanlı Uygarlığı ile ulaşmıştır. Avrupa’da XV. Yüzyıldan itibaren ortaya çıkan Rönesans, Osmanlı uygarlığının bir anti tezidir. Diyalektik süreç içinde antitez, tezin yerini almıştır. Geleceğin uygarlığı bu tezle antitezin yeni bir sentezi olacaktır. İşte bu yeni sentezi oluşturmak için Atatürk, ulusal hedef olarak çağdaş uygarlığın önüne geçmeyi belirlemiştir. İnkılaplar, Batı aydınlanmacılığının Türk toplumuna bir uyarlaması olarak yapılmıştır. Ancak malzeme olarak Türk kültür ve uygarlığının birikimi kullanılacaktır. Bu da çağdaş uygarlık sentezi olacaktır. Bu sentezle “Türklüğün unutulmuş olan medeni vasfı atinin medeniyet ufkunda bir güneş gibi parlayacaktır”.
ATATÜRK’ÜN TÜRK UYGARLIĞININ GELİŞMESİNDEKİ YERİ
Atatürkçülük Türk Rönesans’ı ve aydınlanmasıdır. Türk aydınlanması bir uygarlık mücadelesidir ve amacı çağdaş Uygarlığa ulaşmak ve ona öncülük etmektir. İnkılaplar bu amacın araçlarıdır. Evrim evrenin temel sürecidir ve uygarlıklar da bir evrim geçirir. Türk uygarlığı da diyalektik süreç içinde bir evrim geçirmektedir.Uzak Doğuda ortaya çıkan step kültürünün antitezi Çin’de Sarı Irmak Boylarında ortaya çıkan vaha kültürüdür. Bu iki kültürün sentezi Orta Asya’daki Uygur ve Tabgaç (Topa) Uygarlıklarıdır. Bu uygarlıkların Akdeniz-İslam uygarlığı ile sentezinden Maveraünnehir’de Türk-İslam Uygarlığı ortaya çıkmıştır. Bu uygarlık, olgunluğuna Osmanlı Uygarlığı ile ulaşmıştır. Avrupa’da XV. Yüzyıldan itibaren ortaya çıkan Rönesans, Osmanlı uygarlığının bir anti tezidir. Diyalektik süreç içinde antitez, tezin yerini almıştır. Geleceğin uygarlığı bu tezle antitezin yeni bir sentezi olacaktır. İşte bu yeni sentezi oluşturmak için Atatürk, ulusal hedef olarak çağdaş uygarlığın önüne geçmeyi belirlemiştir. İnkılaplar, Batı aydınlanmacılığının Türk toplumuna bir uyarlaması olarak yapılmıştır. Ancak malzeme olarak Türk kültür ve uygarlığının birikimi kullanılacaktır. Bu da çağdaş uygarlık sentezi olacaktır. Bu sentezle “Türklüğün unutulmuş olan medeni vasfı atinin medeniyet ufkunda bir güneş gibi parlayacaktır”.