Anglikan Kilisesi’nin Osmanlı’daki Sancaktarı Church Missionary Society Üyeleri Ve Gelir Kaynakları - II

Türkiye’deki modern kültürün gerek yaşam tarzı gerekse dünya görüşü açısından Batılı kültür-medeniyet anlayışına, değerler sistemine istinad ettiği, başka bir ifadeyle Avrupa merkezli (Eurocentric) olduğu söylenebilir. Misyonerlerin, milletlerin kendilerine has inanç sistemlerine dayalı kültürlerini, değerlerini, algılama biçimlerini ihmal etmelerinde, hatta küçümsemelerindeki katkısı, paternalist tutumları tartışmaya değer bir mevzudur. Gerek kullandıkları metodlar gerekse siyasetle olan yakın ilişkileri nedeniyle yüzyıllardır kuşkuyla karşılanmalarına rağmen, günümüzde de faaliyetlerini sürdüren misyonerlerin, sömürgecilik çağındaki planlarını nasıl gerçekleştirmeye çalıştıklarını ve motivasyon unsurlarını göstermek, hiçbir zaman gündemdeki yerini kaybetmeyen/kaybetmeyecek olan misyonerlik tartışmalarının bugününü anlamak noktasında aydınlatıcı olmalıdır. Bu bağlamda, imparatorluğun Arap vilayetlerinde en etkin olarak faaliyet göstermiş bir misyonerlik cemiyetinin teşkilat yapısının ve misyon anlayışının ne olduğunun, bu anlayışı ifade etmek için geliştirdiği argümanların araştırılması, gerek ülkemizde gerek dünyada artarak devam eden misyon hareketinin daha iyi değerlendirilmesi açısından önemli olmalıdır

The Bannerman Of Anglican Church In The Ottoman Empire: Church Missionary Society-Its Members And Resources - II

It is possible to say that the modern culture in Turkey leans against the Western culture-civilization understanding, system of values in terms of both lifestyle and philosophy of life in other words it is a European-based (Eurocentric) culture. Missionaries’ paternalistic attitudes and contribution to the fact that nations neglect and even despise of their cultures, values and perceptions based on their own belief systems is worth discussing. To reveal the struggles to achieve their plans during the colonialism age, and motivational elements of the missionaries who sustain their activities today although they have been suspected for centuries due to the methods they have used and the close relations they have had with the politics should be enlightening in understanding the present of missionary discussions which has not lost/ will never lose its place in the agenda. In this context, it is necessary to research the organizational structure and mission understanding of missionary societies that worked most effectively in Arab provinces of the empire, and the arguments developed to identify this understanding for the purposes of better assessment of the missionary movement that is still in progress both in our country and around the world