Gerek açılış, gerekse diğer oturumlarda Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce bir çok sunumlar; hoşgörünün yüceltildiği, ön yargıların bir kenara itildi­ ği, b i l i m ve düşüncenin öncelendiği sahneler; sadece akademisyen ve davetlilerin değil halkın da oldukça yoğun bir ilgi gösterdiği oturumlar ve daha bir çok şey. Tüm bunlara, sempozyumun tarihî ve ilmî bir mekânda, Kırmızı Medrese'de yapılmış olmasını da ilave etmek gerek. Bir de b u tarihî ve ilmî mekânda sempozyumun birinci gününün gecesinde gerçekı leştirilen Molla Ahmed Cezirî Divan'ını okuma programı, vurgulanmadan geçilmemesi gereken bir etkinlik oldu. Bu sayede her şeyden önce böyle bir divan okuma geleneğinin var olduğunu öğrendik. Özellikle vahdet-i vücûd felsefesinin yoğun olarak işlendiği böylesine önemli bir eserin, Divan'ın, doğu medreselerinde ve halk arasında yüzyıllardır müzikal bir tarzda okunduğunu ve böyle bir geleneğin günümüzde de devam ettiğini öğrenmek oldukça ilginçti. İlginçti, zira doğu medreselerinden yetişen bir kısım fakihin b u tür içerikli eserlere hoş gözle bakmadıkları bilinmektedir. Buna rağmen Divan'ın hem medreselerde hem de halk arasında benimseı nerek yıllar boyu okunması, herhalde Cezirî'nin bölgedeki etkisiyle izah