Covid-19 Pandemi Sürecinden Geçerken Sağlık Çalışanlarında Dini Başa Çıkma ve Psikolojik Sağlamlık İlişkisi Üzerine Bir Araştırma

COVID-19 tüm dünyaya yayılan yeni tip bir koronavirüs olup toplumun her kesimini etkileyen küresel bir salgına yol açmıştır. Bu hastalıkla mücadele sırasında koronavirüs tanısı alan hastaların tanı, tedavi ve bakımlarıyla yakından ilgilenen sağlık çalışanları fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da ağır bir yükün altına girmişlerdir. Salgın sürecinde sağlık çalışanlarının ruh sağlığını korumaya ilişkin yapılan yayınlarda salgından olumsuz etkilenmeyi önlemek amacıyla sağlık personelinin desteklenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak COVID-19 salgını, dünya çapındaki tüm sağlık çalışanları üzerinde daha önce benzeri görülmemiş bir yük oluşturması nedeniyle yeni duruma uygun stratejiler geliştirmeyi gerektirmektedir. Bu doğrultuda ön saflarda hizmet sunan sağlık çalışanlarının ruh sağlıklarının korunmasına yönelik etkili yaklaşımların belirlenmesi ve psikolojik sağlamlık gibi koruyucu faktörlerin arttırılması önem taşımaktadır. Olumlu dini başa çıkma içerikleri ise sağlık çalışanlarının psikolojik sağlamlığını etkileyen koruyucu faktörler arasında görülebilir. Allah’a sığınma, dua etme, Kur’an okuma gibi dini pratikleri içeren olumlu dini başa çıkma davranışları, yaşamın getirdiği sıkıntılara göğüs gererken manevi yönden güç kazandıran, aynı zamanda kontrol, huzur ve güven hissi sağlayan uygulamalardır. Bu araştırmada da COVID-19 pandemi sürecinden geçen sağlık çalışanlarında dini başa çıkma ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişki incelenmek istenmektedir. Araştırmanın yayınlanması için Atatürk Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Etik Kurul Başkanlığı’ndan (12.04.2021 tarih ve 88656144-000.E.2100103436 sayılı) etik onay alınmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama yöntemi ve korelasyonel/ilişkisel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini ülke genelinde faaliyet gösteren sağlık tesislerinde çalışan personel oluşturmaktadır. Örneklem ise bu sağlık kurumlarında görev yapan doktor, hemşire, eczacı, ebe ve diğer sağlık çalışanlarından oluşmaktadır. Kartopu örnekleme yönteminin kullanıldığı araştırmada 40’dan fazla ilde 293 sağlık çalışanına ulaşılmıştır. Bu kişilere internet üzerinden erişim sağlanmıştır. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Dini Başa Çıkma Ölçeği ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği kullanılmıştır. Uygulanan ölçme araçlarıyla olumlu ve olumsuz dini başa çıkma ile psikolojik sağlamlığın cinsiyet ve yaş değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığı tespit edilmek istenmiştir. Ayrıca olumlu ve olumsuz dini başa çıkma ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişki incelenmiştir. Demografik değişkenlere ilişkin analizlerde T-Testi ve ANOVA uygulanmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi test etmeye yönelik analizlerde ise korelasyon ve regresyon analizleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular sağlık çalışanlarının dini başa çıkma ve psikolojik sağlamlık düzeylerinin demografik özelliklere göre farklılaştığını ortaya koymuştur. Buna göre, olumlu dini başa çıkma yöntemlerini kullanmaları bakımından kadınlarla erkekler arasında anlamlı bir fark görülmezken, erkeklerin kadınlara göre olumsuz dini başa çıkma yöntemlerini daha sık kullandıkları anlaşılmaktadır. Aynı zamanda sonuçlar, yaş arttıkça olumlu dini başa çıkma yöntemlerinin daha sık kullanıldığını göstermektedir. Psikolojik sağlamlık da yaşa bağlı olarak artmaktadır. Korelasyon analizinde ise olumlu dini başa çıkma ile psikolojik sağlamlık arasında anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkide olumlu dini başa çıkmanın etkisini saptamak amacıyla yapılan regresyon analizi sonucunda olumlu dini başa çıkmanın psikolojik sağlamlığın anlamlı bir yordayıcısı olduğu görülmüştür. Bu sonuca göre, olumlu dini başa çıkma psikolojik sağlamlığı etkileyen önemli bir değişkendir. Araştırma bulguları ışığında sağlık personelinin psikolojik sağlamlığını arttırarak bu zorlu süreci daha rahat atlatmasına yardımcı olabilecek dini/manevi içerikli bir müdahale programı geliştirilmesi önerisinde bulunulmuştur. Ayrıca bu araştırmada ulaşılan sonuçların pandemi döneminde ve sonrasında sağlık personeline yönelik gerçekleştirilebilecek diğer rehabilitatif çalışmalara katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Bunun yanında araştırma, COVID-19 pandemisinde sağlık çalışanlarıyla ilgili yapılabilecek muhtemel akademik çalışmalara bilimsel veri sunması bakımından önemlidir.

A Research on the Relationship Between Religious Coping and Psychological Resilience in Healthcare Professionals During Covid-19 Pandemic

COVID-19 is a new type of coronavirus that has spread all over the world and has caused a global epidemic that affected all parts of society. Healthcare professionals that are involved in the diagnosis, treatment, and care of patients diagnosed with coronavirus have been under a heavy burden both physically and psychologically during the fight against this disease. Articles published on protecting the mental health of healthcare professionals during the epidemic have stated that healthcare professionals should be supported to prevent the negative effects of the epidemic on them. This new situation requires developing appropriate strategies for coping with the COVID-19 pandemic, due to the given heavy burden by healthcare professionals. Therefore, the determination of effective approaches for the protection of mental health of healthcare professionals and increasing their protective factors, such as psychological resilience, has got great importance. Positive religious coping contents can be seen among the protective factors that affect the psychological resilience of healthcare professionals. Positive religious coping behaviors, such as refuge in Allah, praying, and reading Qur'an, not only provides a spiritual strength against the troubles of life but also provides a sense of control, peace, and security. This research aims to examine the relationship between religious coping and psychological resilience in healthcare professionals during the COVID-19 pandemic. Ethical approval for this research was obtained from Atatürk University Social and Human Science Ethics Committee (12.04.2021 dated and 88656144-000.E.2100103436 numbered). Descriptive research and correlational methods were used in the study. The population of the research consists of personnel working in health facilities operating throughout the country. The sample consists of doctors, nurses, pharmacists, midwives, and other health workers working in these health institutions. The Snowball sampling method was used in this study. For this aim, a Google Forms was established and 293 health workers in more than 40 provinces have filled this form. Personal Information Form, Religious Coping Scale, and Brief Psychological Resilience Scale were used as data collection tools. These data collection tools were used to determine whether positive and negative religious coping and psychological resilience differs according to gender and age. In addition to the above-mentioned aim, the relationship between positive and negative religious coping and resilience was examined in this study. T-test and ANOVA were applied in the analysis of demographic variables. Correlation and regression analysis were used to test the relationship between the variables. Findings obtained from this study have revealed that the levels of religious coping and psychological resilience of healthcare professionals differ according to their demographic characteristics. Results have shown that while there is no significant difference between women and men in terms of using positive religious coping methods, men use negative religious coping methods more frequently than women. Results have also revealed that positive coping methods are used more frequently as age increases and psychological resilience increased with age. Correlation analysis has shown that there is a significant relationship between positive religious coping and psychological resilience. Results of regression analysis have shown that positive religious coping is a significant predictor of psychological resilience. This result shows that positive religious coping is an important variable that affects psychological resilience. Results have suggested that there is a need to develop a program with religious/spiritual content that can help healthcare professionals to overcome this difficult process more easily by increasing their psychological resilience. Results obtained from this study may not only contribute to other rehabilitative studies that can be carried out for healthcare professionals during and after the pandemic but also provide scientific data for possible academic studies on this subject.

___