Beyzâvî ve Lütfullah el-Erzurûmî’nin Tefsirlerinde İrab Olgusu

İrap Arap dili ve İslami ilimlere dair tedvin faaliyetlerinin başlangıcından bu yana önemini devam ettiren bir olgudur. Bu sebeple farklı alanları konu alan İslami ilimlerin çoğunda esas alınan unsurlardan birisi olmuştur.  Bu alanlardan biri olan ve öncelikli hedefi Kur’ân’ın anlaşılmasına katkı sağlamak olan tefsirin de önemli bir parçasıdır. Zira dile ait özelliklerin tam manasıyla gözetilmesiyle ancak doğru bir tefsir faaliyetinden söz etmek mümkün olabilmektedir. Arap dilinin tefsirle ilgili en bariz özelliklerinden biri ise iraptır. Bundan dolayı her bir müfessirin tefsir yönteminde irap önemli bir yer işgal etmektedir. Tefsirinde iraba önemli bir yer ayıran müfessirlerden Beyzâvî, İslam âleminde ve özellikle Osmanlı âlimleri nazarında kabul görmüş bir müfessirdir. Nitekim tefsiri; şerh, haşiye, ihtisar vb. yönlerden başka çalışmalara konu olmuştur. Ayrıca bazı tefsir çalışmaları da bu tefsir esas alınarak oluşturulmuştur. Bu çalışmada Beyzâvî ve Osmanlı dönemi âlimlerinden olan Lütfullah el-Erzurûmî’nin tefsiri, irabı ele alışları noktasında karşılaştırılmıştır. Lütfullah el-Erzurûmî’nin iraba dair görüşlerinin çoğuna Beyzâvî’nin kaynaklık ettiği, Beyzâvî ile aynı düşündüğü noktalarda onun görüşlerini özetleme, açıklama veya yorumlama yoluna gittiği görülmüştür. Bazı durumlarda ise kendisinin dile ve özellikle iraba vukufiyetini gösteren bir tarzda Beyzâvî’nin görüşlerine katılmamıştır. Bu durumda Zemahşerî, Râzî, Ebû Hayyân başta olmak üzere daha başka müfessirlerin görüşleriyle kendi görüşünü desteklemiştir. Bazı örnekler üzerinden iki müfessirin iraba dair görüşlerinin karşılaştırmalı incelemesini yapan bu çalışmada bu iki müfessirin eserlerinden başka tefsirlerinde irabın önemli bir yer işgal ettiği zikri geçen müelliflerin eserleri de konuyla ilgisi bağlamında incelenmiştir. Özet: Açıklamak ve beyan etmek anlamlarına gelen i‘râb, Arap dilinde kelimelerin sonlarındaki alametleri düzenleyerek, kelimelerin birbirleriyle irtibatlarını kuran ve bu sayede anlam değerlerini belirleyen kurallar sistemidir. Dolayısıyla i‘râb, cümlede anlam belirsizliklerini ortadan kaldırarak anlam inceliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan ve bu sayede sözdeki derin anlamların anlaşılma yolunu kolaylaştıran bir role sahiptir. Bu yüzden i‘râb, Arap dilcilerinin yanı sıra hadis, fıkıh, kelam gibi dile ilişkin özelliklerin gözetildiği alanlarda eser veren müelliflerin de çalışmalarını dayandırdıkları temel noktalardan birisi olmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’in tefsirinde de i‘râb başta gelen unsurlardan biri olmuştur. Nitekim i‘râb kaidelerinin konulmasındaki temel dinamik, Kur’ân’ı Kerîm’i lahn adı verilen hatalı okumalardan korumak olmuştur. Tefsirciler de Kur’ân’ı Kerîm’i anlamada i‘râbdan çokça faydalanmışlardır. Tefsîr-i Beyzâvî diye de bilinen Envâru’t-tenzîl ve esrâru’t-te’vîl adlı eserinde Kur’ân’ı anlamada i‘râb özelliklerine sıkça başvuran âlimlerden birisi meşhur tefsirci Abdullah b. Muhammed el-Beyzâvî’dir (ö. 685/1286). Bu eser ilim çevreleri tarafından kabul görmüş bir tefsirdir. Beyzâvî gibi tefsirinde i‘râbı çokça kullanan bir diğer alim Muhammed b. Lutfullah el-Erzurûmî (ö. 1202/1788) olup Göğsügür Lütfullah Efendi olarak da bilinmektedir. Osmanlı dönemi âlimlerinden olan ve birçok ilim dalında eser veren Lutfullah el-Erzurûmî’nin tefsirinin adı Râmûzu’t-tahrîr ve’t-tefsîr olup bu tefsirin dil ve i‘râb özelliklerine geniş yer ayırması sebebiyle lugavî tefsir olarak da nitelendirilmesi mümkündür. Müellif bu tefsirinde Beyzâvî’nin i‘râba dair görüşlerinden istifade etmenin yanında çoğu zaman onun görüşlerini açıklama yoluna gitmiştir. Bununla birlikte i‘râba dair mevzularda Zemahşerî, Râzî, Ebû Hayyân ve daha başka âlimlerin görüşlerinden de yararlanmıştır. Bu çalışmada Beyzâvî’nin Envâru’t-tenzîl ve esrâru’t-te’vîl’i ile Lütfullah el-Erzurûmî’nin Râmûzu’t-tahrîr ve’t-tefsîr’i, i‘râbı ele alışları açısından karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışmada bu iki tefsirin seçilmesindeki belirleyici etken eserlerin i‘râbı ele alış yöntemlerinin benzerlik arz etmesidir. Bazı örnekler üzerinden konuyu karşılaştırmalı olarak inceleyen bu çalışmanın amacı iki müfessirin Kur’ân ayetlerini anlamada i‘râba yaklaşımlarını tespit etmek suretiyle bu iki müfessir arasındaki i‘râb değerlendirmeleri bağlamındaki ilişkinin niteliğini belirlemektir. Çalışmanın diğer bir amacı Beyzâvî’den sonra yaşamış olan Lütfullah el-Erzurûmî’nin onunla aynı düşündüğü veya farklı görüşe sahip olduğu noktalardaki değerlendirmelerini incelemektir. Bu noktada, her iki eserde yer alan i‘râb örnekleri üzerinden incelenen konu, eserlerinde i‘râba geniş yer veren Zemahşerî, Râzî, Ebû Hayyân ve daha başka tefsircinin görüşleriyle de mukayeseli olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmada i‘râba dair görüşleri değerlendirilen her iki alim kuşkusuz çeşitli yönleriyle birçok çalışmaya konu olmuştur. Yıllar geçtikçe şöhreti daha da artan ve eserleri daha çok ilgi gören Beyzâvî hakkındaki çalışmalar daha fazladır. Konumuzla alakalı olarak tefsirindeki yöntemi ve ayetleri anlamlandırmada i‘râbı kullanış tarzını inceleyen çalışmalar bulunmaktadır. Ancak bu çalışma, önceki çalışmalardan farklı olarak Beyzâvî’nin tefsirindeki yöntemi ve tefsirde dile ait özellikleri ve i‘râbı nasıl kullandığını açıklamaktan ziyade Beyzâvî ile ondan sonra yaşamış olan Lütfullah el-Erzurûmî’nin tefsirlerinde irabı ele alış tarzlarını mukayeseyi konu edinmektedir. Diğer taraftan Lütfullah el-Erzurûmî, Beyzâvî kadar çalışılmamış olsa da bazı eserlerinin çeşitli çalışmalara konu olduğu görülmektedir. Eserlerini dil yönünden inceleyen çalışmalar da bulunmaktadır. Ancak bu çalışma Beyzâvî’nin tefsirde i‘râbı ele alışını da değerlendirmekle birlikte iki müellifin bu konudaki görüşlerinin kıyaslamasını yaparak tefsirinde Beyzâvî’nin i‘râba dair görüşlerine başvuran Lütfullah el-Erzurûmî’nin onunla ittifak ettiği ve farklı düşündüğü tarafları ve bu farklılıkların kaynaklarını ortaya koymaya çalışmaktadır. Ayrıca Lütfullah el-Erzurûmî’nin Beyzâvî’yle ortak görüşe sahip olduğu noktalarda onun görüşlerini ele alış tarzının alıntılama, açıklama veya atıf yapma gibi şekillerden hangisiyle gerçekleştiğini tespit ederek buradan bir değerlendirme yapmayı amaçlamaktadır. Öte yandan farklı düşündüğü noktalarda ise bu görüşün önceki âlimlerin görüşlerinin değerlendirilmesi neticesinde birinin diğerine tercih edilmesi şeklinde mi yoksa bizzat müellifin kendi görüşü mü olduğu belirlenmeye çalışmaktadır. Çalışmaya konu olan iki eserdeki i‘râba dair mevzuların ele alınış biçimiyle ilgili olarak şu sonuçlara ulaşılmıştır: Lütfullah el-Erzurûmî çoğunlukla Beyzâvî’nin görüşüne tabi olmuştur. Beyzâvî’nin çoğu görüşünü özetleme yoluna gitse de bazı durumlarda açıklama yapma ihtiyacı hissetmiştir. Çalışmada bazı örnekleri sunulan bu konuya dair daha çok örnek her iki müellifin eserinden verilebilir. İhtilaf ettiği konularda ise diğer tefsirlerde daha isabetli gördüğü görüşleri sunmuştur. Beyzâvî’ye katılmadığı noktalarda ise başta Zemahşerî’nin Keşşâf’ı olmak üzere Râzî’nin Mefâtîhu’l-gayb’ı, Ebû Hayyân’ın el-Bahru’l-muhît’i ve daha başka tefsirlerdeki i‘râba dair görüşlerden yararlanmıştır. Bazı görüşlerinde ise gerek Beyzâvî gerek diğer müfessirlerin görüşlerine katılmayarak kendi görüşünü belirtmiştir. İraba dair bu değerlendirmeler, önceden dile getirilmemiş müellife ait bir görüş olabildiği gibi anlamı belirlemede açık etkisi olan herhangi bir görüşün üstün tutulması tarzında da tezahür edebilmiştir. Lütfullah el-Erzurûmî, Beyzâvî’nin görüşlerine katıldığı durumlarda bunu çeşitli deliller sunarak gerekçelendirmiştir. Bu husus, kadim müfessirleri takip eden sonraki müfessirlerin tefsirdeki rolünün sadece özetleme veya şerh etme şeklinde gerçekleşmediğini, bilakis kendilerine has yöntem, değerlendirme ve kıstaslarının bulunduğunu göstermektedir. Öte yandan çalışmaya konu olan iki eserin karşılaştırılmasıyla ortaya çıkan bu sonuçlar, kadim âlimlerin gerek dil alanında gerek diğer alanlarda sonrakilere bıraktığı bilgi birikimi ve teliflerin bolluğuna rağmen kapsamlı inceleme ve araştırmalar neticesinde onların elde edemedikleri bir takım neticelere sonrakilerin ulaşabileceğini de ortaya koymaktadır.

The Phenomenon of Iʿrāb in the Tafsīrs of Bayḍāwī and Lutfullāh al-Ardurūmī

Iʿrāb is a phenomenon which has carried on its importance since the beginning of codification activities on Arabic language and Islamic sciences. For this reason, it has been one of the basic elements taken as a foundation for most of the Islamic sciences. Iʿrāb is a part of tafsīr, which is one of these sciences and whose primary purpose is to contribute understanding the Qur’ān. As a matter of fact, it is possible to speak about a truly conducted tafsīr only by pursuing the qualities that a language has in the strict sense. One of the most obvious qualities of the Arabic language related to tafsīr is iʿrāb. Therefore, iʿrāb takes an important place in the mufassirs’ (interpreters) methodology of tafsīr. Bayḍāwī, who is one of the mufassirs giving remarkable coverage to iʿrāb in their tafsīrs, is a mufassir who is widely respected in the Islamic world and especially in the eyes of Ottoman scholars. Hence, his tafsīr has been subject to many other studies in terms of some aspects such as sharḥ, hashiya, abbreviations etc. Furthermore, some of the other tafsīr books have been written using this tafsīr as the base.  In this study, the tafsīrs of the two interpreters, Bayḍāwī and Lutfullāh al-Ardurūmī – an Ottoman period mufassir – are compared in terms of their approach to iʿrāb. It is understood that the source of most of Lutfullāh al-Ardurūmī’s opinions on iʿrāb was Bayḍāwī and that Lutfullāh al-Ardurūmī preferred to summarize, explain and comment on Bayḍāwī’s ideas on the subjects he agreed. However, in some cases, he disagreed with Bayḍāwī’s opinions in a manner that shows his competence in the language and especially in iʿrāb. In this case, he supported his opinions with the opinions of other mufassirs, al-Zamakhshari, al-Rāzī and Abū Ḥayyān being in the first place. In this study which makes a comparative analysis of the opinions of two mufassirs based on some examples, apart from the books of these two mufassirs, the books of other mentioned mufassirs, in whose tafsīrs the subject of iʿrāb holds an important place and is analyzed as part of the topic.Summary: Iʿrāb means explanation and specification. It functions through the rules by which edits the signs at the end of words in the Arabic language and makes them connect with each other, and thus it determines their values of meaning. Hence, in a sentence iʿrāb has a role which -by removing ambiguity- helps reveal the elegant meanings, and makes it easier to understand the deep meanings of the statement. Therefore, iʿrāb has always been one of the most fundamental properties that Arab linguists hold to as well as other scholars who work in fields where the qualities of language are looked after, such as ḥadīth, fiqh and kalām, and write books. In the tafsīr of the Qur’ān, iʿrāb has been one of the leading factors. Hence, the basic dynamic for the establishment of iʿrāb rules is to keep the Qur’ān safe from the misreading called lahn. The mufassirs (commentators) have greatly benefited from iʿrāb in understanding the Qur’ān as well. One of the scholars who benefit from iʿrāb in understanding the Qur’ān is the famous mufassir  ʿAbdallāh b. Muḥammad al-Bayḍāwī (d. 685/1286) in his work Tafsīr al- Bayḍāwī which is also known as Anwār al-Tanzīl wa-Asrār al-Ta'wīl. This book is a tafsīr which has gained wide acceptance in the scholar circles.  Another scholar to use iʿrāb frequently like Bayḍāwī in his tafsīr is Muḥammad b. Lutfullāh al-Ardurūmī (d. 1202/1788) who is also known as Göğsügür Lütfullah Efendi. The title of Lutfullāh al-Ardurūmī’s tafsīr, who is one of the Ottoman period scholars and wrote books in various fields, is Rāmūzu't-Tahrīr ve't-Tafsīr. As this tafsīr gives wide coverage to the properties of language and iʿrāb, it is also possible to be called a lugawī tafsīr. The commentator mostly preferred to explain Bayḍāwī’s opinions as well as benefiting from his opinions on iʿrāb. In addition to this, he benefited from the opinions of other mufassirs such as al-Zamakhshari, al-Rāzī and Abū Ḥayyān and many others for the subjects related to iʿrāb. In this study, Anwār al-Tanzīl wa-Asrār al-Ta'wīl by Bayḍāwī and Rāmūzu't-Tahrīr ve't-Tafsīr by Lutfullāh al-Ardurūmī are compared in terms of their approach to iʿrāb. The determinant for choosing these two tafsīrs is that the way these books approach iʿrāb show similarities. The aim of this study, which comparatively analyzes the subject through some examples, is to determine the quality of the relationship in terms of their evaluating iʿrāb by determining the approach of these two mufassirs to iʿrāb in understanding the Qur’ān verses. Another aim of this study is to analyze the evaluations of Lutfullāh al-Ardurūmī, who lived later than Bayḍāwī, on the subjects he thought similarly or he disagreed.  At this point, the subject, which is analyzed through examples of iʿrāb in both works, is discussed comparatively with the opinions of al-Zamakhshari, al-Rāzī, Abū Ḥayyān and other mufassirs who gave wide coverage to iʿrāb in their works.The two scholars, whose opinions on iʿrāb are analyzed in this study, undoubtedly have been the subject of many other studies with their various aspects. Over the years, there are more and more studies on Bayḍāwī who gains more and more reputation and whose works draw more attention. Related to our subject some studies analyze the way he used iʿrāb in interpreting the method in his tafsīr and verses of the Qur’ān. However, this study, unlike previous ones, discusses the way Bayḍāwī and Lutfullāh al-Ardurūmī, who lived later than him, used iʿrāb in their tafsīrs rather than explaining the method in Bayḍāwī’s tafsīr and how he used the properties of language and iʿrāb in tafsīr. On the other hand, though Lutfullāh al-Ardurūmī was not studied as much as Bayḍāwī, it is seen that some of his works have been the subject of various studies. Some studies analyze his works in terms of language. However, this study, by making a comparison of the opinions of these two writers on this subject, tries to present the subjects that Lutfullāh al-Ardurūmī agreed or disagreed with Bayḍāwī in his tafsīr book when he appealed to Bayḍāwī’s opinion on iʿrāb and the sources of the opinion differences between them as well as evaluating Bayḍāwī’s approach to ʾiʿrāb. In addition, this study aims to evaluate by determining which forms Lutfullāh al-Ardurūmī used from quoting, explaining or referencing in points about which he had the same idea as Bayḍāwī. On the other hand, it is tried to be determined for the subjects he disagreed with Bayḍāwī whether it was the writer’s own opinion or it was opting for one over another after evaluating the opinions of previous scholars. About the approaching styles to subjects related to iʿrāb in the two works that are the subjects of this study, these conclusions have been reached: Lutfullāh al-Ardurūmī mostly agreed with the opinions of Bayḍāwī. Although he preferred to summarize most of Bayḍāwī’s opinions, he felt the need to make explanations in some cases. More examples for this subject, about which some examples are given in the study, can be given from the works of both writers. For the subjects he disagreed, Lutfullāh al-Ardurūmī presented some other opinions in other tafsīrs he considered more to the point. For the subjects he disagreed with Bayḍāwī, he primarily benefited from the Al-Kashshāf by al-Zamakhshari, Mafātihu'l Ghayb by al-Rāzī, al-Baḥr al-muḥīṭ by Abū Ḥayyān and from different opinions related to iʿrāb in other tafsīrs. In some of the opinions, he neither agreed with Bayḍāwī nor with other mufassirs and he stated his own opinion. These evaluations on iʿrāb have been able to appear in the form of valuing one opinion above any other that has an obvious effect in determining the meaning as they can be from a writer who has never been mentioned previously. Lutfullāh al-Ardurūmī justified it when he agreed with Bayḍāwī’s opinions by presenting various evidence. This shows us that the role of mufassirs who follow the previous ones is not only to summarize and gloss them but on the contrary they have some methods, evaluations and criterion special to themselves. On the other hand, these results obtained by comparing the two works that are the subjects of this study show us that although the accumulation of knowledge and compilations left by the previous scholars to the later ones are abundant in either language or other fields, a group of conclusions that were not reached by them can be reached by the later ones as a result of extensive evaluations and researches. 

___

  • Aclûnî, İsmail b. Muhammed el-Cerâhî. Keşfu’l-hafâ ve muzîlu’l-ilbâs ‘ammâ iştehera mine’l-ehâdîs ‘alâ elsineti’n-nâs. Kahire: Mektebetu’l-kudsî, 1932.
  • Beyzâvî, Nâsiru’d-dîn Ebû Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed. Envâru’t-tenzîl ve esrâru’t-te’vîl. Beyrut: Dâru ihyâi turâsi’l-‘Arabi, 1997.
  • Buhârî, Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah el-Cagfî. Sahîhu’l-Buhârî. Beyrut: Dâru tavki’n-necât, 1422.
  • Bursalı Mehmed Tâhir. Osmanlı Müellifleri. İstanbul: y.y., ts.
  • Cebûrî, Mey Fâdıl. İ‘râbu’l-Kur’âni’l-Kerîm dırâse fî menheciyyeti’t-te’lîf. Bağdat: Vizâretu’s-sekâfeti’l- ‘âmme, 2001.
  • Ebû Ali el-Fârisî, el-Hasen b. Ahmed b. Abdulgaffar. el-Hucce li’l-kurrâi’s-seb‘a. 3. Baskı. Beyrut: Dâru’lMe’mûn li’t-turâs, 1993.
  • Ebû Hafd, Sirâcu’d-dîn Ömer b. Ali b. Âdil ed-Dimeşkî el-Halebî. el-Lubâb fî ‘ulûmi’l-kitâb. Thk. Adil Ahmed
  • Abdulmevcûd – Ali Muhammed Mu‘avvıd. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, 1998.
  • Ebû Hasan, Muntasır Muhammed Necib Sıdkî. Risâle fî ‘usûl’t-tefsîr. Yüksek Lisans Tezi, Câmi‘atu’nnecâhi’l-vatanî, 2014.
  • Ebû Hayyân, Esîru’d-dîn Muhammed b. Yusuf b. Ali b. Yusuf el-Endelûsî. el-Bahru’l-muhît fi’t-tefsîr. Thk. Sıdkı Muhammed Cemil. Beyrut: Dâru’l-fikr, 1999.
  • Elhut, Mücahit. Lütfullah el-Erzurûmî’nin “Râmûzu't-Tahrîr ve't-Tefsir” Adlı Eserinin (1-160 Varakları Arası) Edisyon Kritik. Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi, 2019.
  • Enbârî, Kemaleddin Ebu’l-berekât Abdurrahman b. Muhammed b. Ubeydullah el-Ensârî. Nuzhetu’l-elibbâ fî tabakâti’l-udebâ. 3. Baksı. Ürdün: Mektebetu’l-menâr, 1985.
  • Ezherî, Ebû Mansur b. Ahmed el-Herevî. Tehzîbu’l-luga. Beyrut: Dâru ihyâi’t-turâsi’l-‘Arabî, 2001.
  • Ezherî, Halid b. Abdillâh b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Curcâvî el-Mısrî: Şerhu't-Tasrîh ale’t-Tavdîh ev etTasrîh bi madmûni't-Tavdîh fi'n-nahv. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-'ilmiyye, 2000.
  • Habeşî, Abdullah b. Muhammed. Câmi‘u’ş-şurûh ve’l-havâşî. Abudabi: el-Mecma‘u’s-sekâfî, 2004.
  • Halil, Münzir Casim. et-Tevessu‘ fi’l-ma‘nâ fi’t-ta‘bîri’l-Kur’ânî ‘inde’l-kâdi’l-Beyzâvî. Yüksek lisans tezi, Câmi‘atu Diyâlâ, 2011.
  • İbn Babşâz, Tahir b. Ahmed. Şerhu’l-mukaddimeti’l-muhsibe. Kuveyt: el-Matba‘atu’l-asriyye, 1977.
  • İbn Cinnî, Ebu’l-feth Osman el-Mevsılî. el-Hasâis. 4. Baskı. Mısır: el-Heyetu’l-Mısriyyetu’l-‘amme li’lkitâbe, ts.
  • İbn Hişâm, Abdullah b. Yusuf b. Ahmed el-Ensârî. el-Mesâilu’s-sefriyye fi’n-nahv. Thk. Hâtim Sâlih edDâmin. Beyrut: Muessesetu’r-risâle, 1983.
  • İbnu’n-Nâzım, Ebû Abdillah Bedreddin Muhammed b. el-İmâm Cemaleddin b. Mâlik. Şehu İbni’n-Nâzım ‘alâ Elfiyeti İbn Mâlik. Thk. Muhammed Bâsil ‘Uyûnu’s-Sûd. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, 2000.
  • İshâk, Ali Şevvâh. Mu‘cemu musannafâti’l-Kur’âni’l-Kerîm. Riyad: Dâru’r-rufâ‘î, 1983.
  • Kabâve, Fahreddin. “el-Menheciyye fî i‘râbi’l-Kur’âni’l-Kerîm” Mecelletu’l-buhûs ve’d-dırâsâti’lKur’âniyye 9 (Yûnyû / Huzeyrân 2010): 95-152.
  • Kara, Ömer. Göğsügür Lütfullah Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları, 2015.
  • Kâtip Çelebi, Mustafa b. Abdillah Hacı Halîfe. Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kutub ve’l-funûn. Bağdat: Mektebetu’l-musennâ, 1941.
  • Kızılkaya, Yakup. İ‘râbu’l-Kur’ân Çalışmaları (H. VII / M. XIV. Yüzyıla Kadar), Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, 2003.
  • Kirmânî, Muhammed b. Hamza. Garâ‘ibu’t-tefsîr ve ‘acâibu’t-te’vîl. Thk. Şemrân Serkâl Yûnus el-‘İclî. Cidde: Dâru’l-kıble li’sekâfeti’l-İslâmiyye, 1983.
  • Konevî, İsamuddin İsmail b. Muhammed el-Hanefî. Hâşiyetu’l-Konevî ‘ale’l-Beyzâvî ve ma‘ahu hâşiyetu İbni’t-Temcîd. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, 2001.
  • Latreş, Abdusselam Süleyman Ali. Tavzifu’l-Beyzâvî şâhide’n-nahvi’ş-şi‘rî li tevcîhi’l-kırââti’l-Kur’ânî fî tefsîrih. Libya: Câmi‘atu Trablus, ts.
  • Lütfullah el-Erzurûmî. Tahrîr fî fenni mustalahi’l-hadîs. Thk. Hasan b. Ali er-Rehhâlî. Ribât: er-Ribâtu’lMuhammediyye, 2018.
  • Mukrim, Abdulal Salim. el-Kur’ânu’l-Kerîm ve eseruhu fi’d-dırâsâti’n-nahviyye. Mısır: el-Mektebetu’l-Ezheriyye li’t-turâs, 1965.
  • Murâdî, Alaaddin Ebu’l-Hasan Ali b. Suleymân. et-Tahrîr Şerhu’t-Tahrîr fî usûli’l-fıkh. Thk. Abdurrahman el-Cebreyn vdğr. Riyad: Mektebetu’r-ruşd, 2000.
  • Müslim, İbnu’l-Haccâc Ebu’l-Hasan el-Kuşeyrî en-Neysabûrî. Sahîhi Muslim. Beyrut: Dâru ihyâi’t-turâsi’lArabî, ts.
  • Neysabûrî, Nizameddin el-Hasen b. Muhammed b. Hüseyn el-Kamî. Garâibu’l-Kur’ân ve rağâibu’l-furkân. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, 1995.
  • Nuveyfid, Adil. Mu‘cemu’l-mufessirîn min sadri’l-İslâm hatta’l-‘asri’l-hâdır. Beyrut: Muessettu Nuveyfidi’s-sekâfiyye, 1988.
  • Ören, Halis. Göğsügür Lütfullah Erzurumî ve Râmûzu’t-Tahrîr adlı Eseri. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, 1995.
  • Özdemir, Faruk. Lütfullah bin Muhammed Erzurumî’nin Râmûzu’t-Tahrîr ve’t-Tefsir’i. Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 1999.
  • Radî. Necmuddin Muhammed b. el-Hasen el-Esterabâzî. Şerhu’r-Radî ‘ale’l-Kâfiye. Libya: Câmiatu Bingâzi, 1978.
  • Râzî, Fahreddin Muhammed b. Ömer et-Temîmî eş-Şâfi‘î. Mefâtihu’l-gayb. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, 2000.
  • Seâlîbî, Abdurrahman b. Muhammed b. Mahlûf. el-Cevâhiru’l-hisân fî tefsîri’l-Kur’ân. Beyrut: Dâru ihyâi turâsi’l-‘Arabi, 1997.
  • Sefâkusî, Ebû İshak Burhaneddin İbrahim b. Muhammed b. İbrahim el-Kaysî. el-Mucîd fî i‘râibi’l-Kur’âni’lMecîd. Kahire: Dâru İbni’l-Cevzî, 2008.
  • Sîbeveyhi, Ebû Bişr ‘Amr b. Osman b. Kanber. el-Kitâb. 3. Baskı. Kahire: Mektebetu’l-Hâncî, 1988.
  • Sîrâfî, Ebû Sa‘îd el-Hasen b. Abdillah. Şerhu Kitâbi Sîbeveyhi. Beyrut: Dâru kutubi’l-ilmiyye, 2008.
  • Suyûtî, Celalettin Abdurrahman b. Ebî Bekr. Buğyetu’l-vu‘ât fî tabakâti’l-lugaviyyîn ve’n-nuhât. Lübnan: el-Mektebetu’l- ‘asriyye, ts.
  • Suyûtî, Celalettin Abdurrahman b. Ebî Bekr. el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. Mısır: el-Heyetu’l-Mısriyyeti’l- ‘amme, 1984.
  • Suyûtî, Celalettin Abdurrahman b. Ebî Bekr. Hem‘u’l-hevâmi‘ fî şerhi cem‘i’l-cevâmi‘. Thk. Abdulhamid Handâvî, ts.
  • Tântâvî, Muhammed. Neş’etu’n-nahv ve târîhi eşheri’n-nuhât. 3. Baskı. Kahire: Dâru’l-me‘ârif, ts.
  • Tûfî, Necmeddirn Ebu’r-rebi‘ Süleyman b. Abdulkavi b. Abdulkerim b. Sa‘îd. Şerhu Muhtasari’r-Ravda.
  • Thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Turkî. Beyrut: Muessesetu’r-risâle, 1987.
  • Yıldırım, Zeki. “Erzurumlu Müfessir Lütfullah Efendi’de Nazarî Sufî Tefsir Örneği”. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 40 (2013): 1-40.
  • Zebîdî, Ebu’l-fîd Muhammed b. Muhammed Abdurrezzak el-Huseynî el-Murtazâ. Tâcu’l-‘arûs min cevâhiri’l-Kâmûs. Kuveyt: Vizâretu’l-a‘lâmi’l-Kuveyt, ts.
  • Zemahşerî, Cârullah Ebu’l-kâsım Muhammed b. Amr b. Ahmed. el-Keşşâf. Thk. Halil Şeyhâ. 3. Baskı. Beyrut: Dâru’l-me ‘ârif, 2009.
  • Zemahşerî, Cârullah Ebu’l-kâsım Muhammed b. Amr b. Ahmed. el-Mufassal fî san‘ati’l-i‘râb. Beyrut: Mektebetu’l-hilâl, 1993.
  • Zerkeşî, Bedruddin Muhammed b. Bahadır b. Abdullah. el-Bahru’l-muhit fî ‘usûli’l-fıkh. Thk. Muhammed Muhammed Tâmir. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, 2000.
  • Zuhaylî, Muhammed. el-Kâdî el-Beyzâvî el-mufessiru’l-usûlî. Dimeşk: Dâru’l-kalem, 1988.
  • Zurkânî, Muhammed Abdulazim. Menâhilu’l-‘irfân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. 3. Baskı. Halep: Matbaatu ‘İsâ el-Bânî el-Halebî, ts.