İslâm Medeniyetinde Teşekkül Eden Eğitim Tasavvurunda Şer′î İlim Kavramı

Bu makalede şer′î ilim kavramının İslâm medeniyetinde teşekkül eden eğitim tasavvurunda kazandığı anlam incelenmiştir. Şer′î ilim kavramıyla yakından ilgili olan İslâm medeniyetinde teşekkül eden eğitim tasavvurunun, tamamıyla dinî eğitimden ibaret olduğu şeklinde yanlış bir algıyla değerlendirilmesi araştırmanın temel problemidir. İslâm medeniyetinin başlangıcı Kur’ân-ı Kerim’in inişine kadar geri götürülmektedir. Bu dönemden itibaren oluşmaya başlayan eğitim tasavvuru ilk başlarda Kur’ân-ı Kerim ve hadisleri anlama temeline dayanmaktadır.  İlerleyen zamanlarda varlığın tamamını kuşatacak şekilde eğitim tasavvurumuza; dil, edebiyat, mantık, hikmet, riyaziyat, tabiiyyat ve heyet gibi birbirinden çok farklı alan dâhil olmuştur. Sonraki yüzyıllarda medreselerin ders müfredatına da giren bu alanlar ilimler tasnifi eserlerinde ayrıntılı olarak incelenmiştir. Dolayısıyla eğitim tasavvurumuzun tamamıyla dinî eğitimden ibaret olduğu şeklindeki algının yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple makalede şer′î ilim kavramının nasıl tanımlandığı üzerinde durulmuştur. Problemin çözümüne yönelik tarihî veri analiz yöntemi kullanılmıştır. Makalenin iddiası ise şer′î ilim kavramının, insanın anlam dünyasına, zihnine ve özüne yönelik alanları kapsayacak şekilde geniş bir perspektife sahip olmasıdır. Makalenin sonucunda şer′î ilim kavramının, eğitim tasavvurumuzda öğretime konu olan bilgi alanlarının çoğunluğunu kapsayacak anlam genişliğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Özet: İslâm medeniyetinde teşekkül eden eğitim tasavvurunun oluşumu uzun vadede ilmî bir süreçten geçerek ortaya çıkmıştır. Bu zaman zarfında eğitim tasavvuruna ilişkin zengin bir ders müfredatı da şekillenmiştir. Ders müfredatını oluşturan ilimler İslâm’ın ilk dönemlerine nazaran sonraki dönemlerinde çeşitlenmiştir. Bu çeşitlenmeyi sağlayan ve ilk başlarda olmayan farklı ilimlerin gelişiyle birlikte tüm mevcut ilimler ulemâ tarafından farklı bakış açılarına göre tasnif edilmiştir. Eğitim tasavvurunun oluşumunda önemli katkısı olan tasniflerde ilimler tanıtılmaya ve bunların tahsil hayatındaki konumları belirtilmeye çalışılmıştır. Sınıflandırılan ilimler birbirinin karşıtı olacak şekilde değil, bilakis birbirini farklı yönlerden tamamlar şekilde ele alınmıştır. Tasniflerde ilimlerin ayrımı; lügavî, dinî, dünyevî, aklî, naklî, felsefî ve şer′î gibi farklı yaklaşımlar geliştirilerek mevzu bahis edilmiştir.İlimlerin genel bir tanımlaması olarak ifade edilebilen şer′î ilim kavramına, ismen veya farklı başlıklar altında da olsa ilimler tasnifi ile ilgili eserlerin hemen tamamında yer verilmiştir. Tasniflere bakıldığında dört farklı yaklaşımda şer′î ilim kavramının ele alındığı görülmektedir. Birinci yaklaşım olarak değerlendirebileceğimiz eserlerde şer′î ilimler, tasnifteki ana bölümlemenin temel unsurları arasındadır. Burada şer′î ilimler, genelde dil ilimleri ve aklî ilimlerle birlikte üst başlıkta yer almıştır. İkinci yaklaşımda ise tasniflerinde şer′î ilim tamlamasına ve bununla ilgili bir ayrıma yer vermeyip bu kapsamdaki ilimleri başka ilim terkipleri veya başka isim altında toplayan eserler bulunmaktadır. Şer′î ilimlerin ele alındığı üçüncü yaklaşımda, ilimlerin geneli hakkında bilgi veren eserler arasında söz konusu ilimlerle diğerlerini tasnif etmeden, hepsini bir arada zikredenler yer almaktadır. Son yaklaşımda yer alan tasnifler arasında şer′î ilimler, lügavî ilimler haricindeki diğer ilimlerin çoğunluğunu kapsayacak şekilde öğretime söz konusu olan bilgi alanlarının üst tanımlaması olarak görülmektedir. İlimler tasnifinde ortaya konulan yaklaşımlar meselenin çeşitliliğine işaret etmektedir. Meseleyi daha iyi anlayabilmek için şer′î ilim kavramının anlamına yakından bakılmasında fayda bulunmaktadır. Bu noktada sırasıyla hicrî II., VI. ve XII. yüzyıla ait üç tanıma yer verilmiştir. İlk olarak Câbir b. Hayyân şer′î ilmi, dünya menfaatlerinden ölümden sonrasına ait faydaları içermesinden dolayı kendisiyle, din ve dünya bakımından faydalı siyasetlerin en üstünü kastedilen ilim şeklinde tanımlamaktadır. İkinci olarak Gazzâlî (ö. 505/1111) şer′î ilim tanımını, tecrübe ve işitmekle olmayıp ancak Şârî’den ve peygamberlerden öğrenilen ilim, şeklinde yapmaktadır. Buna göre şer′î ilim sadece vahiy ve vahye müteallik sünnet bilgisi şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımın dışında kalan bilgi alanlarına da şer′î ilme ulaşmaya vesile olan ilimler olarak bakılmaktadır. Şer′î ilmin üçüncü tanımına ilişkin perspektifi, Saçaklızâde (ö. 1145/1732) vermektedir. O yaşadığı dönemden önce yapılan üç tanımı kapsamı özel (hâs) olandan genel (âm) olana doğru sıralamaktadır. Saçaklızâde şer′î ilim kavramının birinci anlamında, Gazzâlî’nin yukarıda zikredilen tanımını ele alarak burada verilen anlamın tahsis edilmiş olduğuna işaret etmektedir. İkinci verdiği tanım ise Molla Hüsrev’e (ö. 885/1480) aittir. Ona göre şer′î ilim, Şârî’ye mahsus olan ilimlere kendisi aracılığıyla ulaşılabilen ilimlerdir. Yani kendisinden Şârî’den elde edilen ilimleri elde etmenin dışında yararlanılmayan ilimlerdir. Bu mana Gazzâlî’nin tanımındaki gibi kayıt konulmadığı için biraz daha kapsamlıdır. Ayrıca bu tanıma ‘kendisinden yararlanılan ilimler de dâhildir. Birincisinde olmadığı halde, bu mananın kapsamında usûl-i fıkıh ilmi yer almaktadır. İbn Hacer el-Heytemî’ye (ö. 974/1567) ait olan üçüncü tanımda şer′î ilim, Şârî’den kaynaklanan veya Şârî’den kaynaklanan şeylere dayanak teşkil eden ilimlerdir. İbn Hacer, yukarıda verilen ikinci anlamdaki kısmî tahsisi de dikkate almamış ve şer′î ilim tanımına bütün alet ilimlerini dâhil etmiştir. Buradaki üçüncü tanımın aynı zamanda Câbir b. Hayyân’ın şer′î ilim kavramına yüklediği anlamla ilk çizdiği tabloya, ilimlerin birçoğunu kapsama bakımından yaklaşmış olduğu da görülmektedir. Saçaklızâde verdiği tanımlardan hareketle yaşadığı dönemden önce yapılan üç şer′î ilim yaklaşımını özelden genele doğru sıralayarak bir bakıma şer′î ilim bakış açısının umumî şeklini resmetmektedir. Bu tanımlara bakıldığında şer′î ilim kavramının üç şekilde ele alındığı müşahede edilmektedir. Şer’î ilim birincisinde Gazzâlî’de olduğu gibi mahza Allah Teâlâ’nın vahyi ve Hz. Peygamber’in (sav) vahye müteallik bilgisi şeklindedir. İkincisinde ise Câbir b. Hayyân’ın yaklaşımındaki gibi ahirete ilişkin fayda sağlayan din ve dünyaya ait bilgi olarak ifade edilmektedir. Üçüncüsünde de Şâri’in maksadını anlamaya yönelik bilgi alanlarını kapsayacak şekilde tanımlanmıştır. Gazzâlî kavramın anlamını tahsis ederken diğerleri umumileştirmiştir. Umumileşme şeklindeki yaklaşımla eğitim öğretime söz konusu olan alanların çoğunluğunu kuşatan bir şer′î ilim bakış açısının geliştiğini söyleyebiliriz. Saçaklızâde’nin ön plana çıkardığı şer′î ilmin üçüncü anlamında eğitim ve öğretime söz konusu olan bilgi alanlarının çoğunluğunun bir çatı altında toplanmış olduğu görülmektedir. İlimleri bir araya toplayan en önemli etken ise bütün varlık alanının sahibi olan Şârî’in maksadını anlama gayretidir. Bu maksada ulaşmak için gereken bilgi alanları ve ilimler şer′î ilim tanımının içine dâhil edilebilmektedir. Şârî’in maksadını anlama gayreti İslâm eğitim tasavvurunun da gaye merkezinde bulunmaktadır. Varlığın çeşitli boyutları olduğu için bunları anlamaya ve öğrenmeye yönelik atılan her adım bir manada Şârî’in kendisine irca edilmektedir. İster dil ve edebî ilimler olsun ister riyazî, tabiî ve hikemî gibi diğer ilimler olsun bütün eğitim öğretim faaliyet alanına giren şeylerin tahsilinden maksat Şârî’i tanımak ve anlamaktır. Şer′î ilim yaklaşımıyla Allah Teâlâ’nın sahibi olduğu varlık alanının tamamının öğretimi, eğitim tasavvurunun dâhilinde mümkün görülmüştür. Daha önceki yüzyıllarda örnekleri bulunmakla birlikte XVIII. yüzyılda eğitim müfredatına yönelik yazılan eserlerde de üçüncü şer′î ilim tanımındaki ilimlerin çoğunluğunu kapsayan bakış açısının muhafaza edildiği görülmektedir. Şer′î ilim bakış açısının aldığı nihaî şekil ile o döneme kadar yerleşmiş olan eğitim tasavvurumuzda ön plana çıkan hususları şu şekilde ifade edebiliriz. Öncelikli olarak şer′î ilim kavramının kazandığı anlam bütünlüğü tespit edilmiştir. Burada verilen üç farklı döneme ait tanımlamalarda eğitimde öğretime konu olan ilimlere yaklaşımın dışlayıcı değil kapsayıcı olduğu görülmektedir. Özellikle üçüncü manadaki anlam genişliğine bakılarak eğitimde, öğretime söz konusu âlet ilimlerinin ve aklî ilim alanlarının çoğunluğu şer′î ilim tanımı içine dâhil edilmiştir.

The Concept of Sharʿī Science in Educational Conception Formed in Islamic Civili-zation

In this article, the meaning of concept of sharʿī science gained in the conception of education, which was established in Islamic civilization, was studied. The main problem of the research is to evaluate the idea of education in Islamic Civilization, which is closely related to the concept of sharʿī science, with a false perception that it consists entirely of religious education. The beginning of Islamic Civilization is traced back to descent of the Qur'an. The conception of education that started to emerge after this period is based on the understanding of the Qur'an and hadiths at first. In later times, a wide variety of fields, such as language, literature, logic, wisdom, riyāzat, nature, and astronomy, have been included in the concept of education to encompass the whole existence of the entity. In the following centuries, these fields, which were included in the course curriculum of the madrasahs, were examined in detail in the works of classification of sciences. Therefore, the false perception needs to be reconsidered. For this reason, the article focuses on how the concept of sharʿī science is defined. Historical data analysis method was used to solve the problem. The claim of the article is that the concept of shar′i science has wide perspective to cover the world of meaning, mind and essence of man. As a result, this article, it was determined that the concept of sharʿī science has a meaning to cover the majority of information fields that are subject to instruction in our educational conception.Summary: The formation of the conception of education in Islamic civilization has emerged in the long term through a scientific process. During this time, a rich curriculum on the concept of education was shaped. The sciences that form the curriculum have been diversified in later periods compared to the early periods of Islam. With the advent of the different sciences, which provided this diversification and which were not at first, all the existing sciences were classified according to different perspectives by the ulama (muslim scholars). In the classifications, which have important contributions to the conception of education, the sciences were tried to be introduced and their position in the education life was tried to be explained. The sciences classified have not been dealt with against each other but rather to complement each other in different ways. The distinction of sciences in classification; different approaches such as linguistically, religious, secular, mental, transportation, philosophical and sharʿī have been developed.The concept of sharʿī science, which can be expressed as a general definition of the sciences, is given in almost all of the works related to the classification of sciences, even under the name or different titles. When we look at the classification, it is seen that sharʿī sciences are handled in four different approaches. As the first approach, the sharʿī sciences are among the main elements of main division in the classification. Here, the sharʿī sciences, in general, with the linguistic sciences and mental sciences were included in the top title. In the second approach, there are works in their classification that do not include the sharʿī sciences and the distinction between it. In addition, these works collect the sciences within this scope under other scientific compositions or other names. In the third approach, among the works that give information about the general of the sciences, there are those who mentioned all together without classifying these sciences and others. In the last approach, the sharʿī sciences are seen as the upper description of the knowledge fields that are included in the teaching, which covers the majority of the other sciences except for the linguistic sciences.The approaches presented in the classification of sciences indicate the diversity of the issue. In order to have better understanding of the issue, it is useful to look closely at the meaning of the concept of sharʿī sciences. At this point, three definitions of 2nd, 4th and 12th centuries are given respectively. Firstly, for Jābir b. Hayyān sharʿī science is the most useful politics in terms of religion and the world, because it contains the benefits of the world's interests after death.Secondly, al-Ghazali (d. 505/1111) describes the sharʿī science as the knowledge learned from Şārī ʿ and prophets, but not by the experience and hearing. According to this, the sharʿī science is defined as the knowledge of the sunnah that only gives information about revelation. The information fields outside this definition are also considered as the sciences, which are instrumental in reaching to sharʿī science.The perspective of the third definition of sharʿī science is given by Saçaklızāde (d. 1145/1732). He lists the three definitions made before the time of his life from the specific (hās) to the general (ām). Saçaklızāde gave the aforementioned definition of al-Ghazali in the first sense of the concept of sharʿī science. He points out that the meaning given here is allocated. The second definition belongs to Molla Husraw (d. 885/1480). According to him, the sharʿī science is the sciences that can be reached through the sciences of the Şārīʿ. In other words, it is the sciences that are not used except for obtaining the sciences obtained from Şārīʿ itself. This meaning is a bit more extensive since there are no records as described in al-Ghazali. This definition is also included in the sciences benefited from it. Although it is not the first, there is usūl-i fiqh (Islamic legal theory) within this meaning.In the third definition, sharʿī science is the sciences that form the basis for things arising from Şārīʿ or originating from Şārīʿ. This definition belongs to Ibn Hajar el-Haytamī. He did not consider the partial allocation of the second meaning as given above, and included all the instrument sciences in the definition of sharʿī science. Based on the definitions he gave, three sharʿī science approaches made before the time he lived were listed from specific to general. Thus, in a sense, he depicts the general shape of the sharʿī science perspective. With the approach to generalization, we can say that a sharʿī science perspective that encompasses the majority of the fields involved in education is developing. In the third meaning of sharʿī science, it is seen that the majority of the fields of knowledge in education and training are gathered under one roof. The most important factor gathering the sciences together is the effort to understand the purpose of Şārīʿ, who owns the whole area of existence. The fields of knowledge and sciences needed to achieve this aim can be included in the definition of sharʿī science. The effort to understand the purpose of Şārīʿ is also at the center of the idea of Islamic education. Since there are various dimensions of being, each step taken to understand and learn them is directed in a way to Şārīʿ itself. Whether it is language and literary sciences or other sciences, such as mathematics, physics and philosophies, the aim is to recognize and understand Şārīʿ for the collection of things that fall within the scope of all educational activities. With sharʿī science approach, teaching the whole of the area of existence owned by Allah is possible within the concept of education. In the works written for the education curriculum, it is seen that the perspective covering the majority of the sciences in the definition of third sharʿī science is preserved. First of all, the meaning integrity of the sharʿī science concept has been determined. In the definitions of three different periods given here, it is seen that the approach to the sciences, which are the subject of instruction in education is not exclusive but inclusive. Especially because of the width in the third sense, the majority of the instrument sciences and mental science fields in the curriculum are included in the definition of sharʿī science.

___

  • Ali İhsan Gencer, Ali Arslan. “Edebiyat Fakültesi Meclis-i Muallimîn Zabıt Defteri”. İstanbul Dârulfünûnu Edebiyat Fakültesi Tarihçesi ve İlk Meclis Zabıtları. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 2004.
  • Ahmed Zâid. “Islah-ı Medâris Bugün Ne Suretle Kabil Olabilir?”. Sırât-ı Müstakim, (3 Şubat 1326/16 Safer 1329/16 Şubat 1911) 128: 390-392.
  • Akkanat, Hasan. “İbn Sina'nın Aklî Bilimlerin Bölümleri Adlı Risalesinin Çeviri ve İncelemesi”. Dini Araştırmalar. 11/31 (Mayıs-Ağustos 2008): 195-234.
  • Âmirî, Ebu’l-Hasan. Kitâbü’l-İ’lâmi bi Menâkibi’l-İslâm. Thk. Ahmed Abdülhamid Gurâb. Riyad: Dâru’l-Asâle, 1408/1988. Arıcı, Mustakim. “İlimler Tasnifi Literatüründe Ahlâk İlmi”. Mukaddime: Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 7/1 (2016): 1-29.
  • Atay, Hüseyin. “Bazı İslam Filozof ve Düşünürlerine Göre İlimlerin Sayımı ve Tasnifi”. İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. 4 (1980): 1-41.
  • Bahadırov, Raik. “Ebû Abdullah el-Hârizmî ve Mefâtîhu’l-’Ulûm Adlı Ansiklopedik Eseri Üzerine Birkaç Söz”. Trc. Fegani Beyler. Dörtöge: Felsefe ve Bilim Tarihi Yazıları. 6/11 (2017): 201-214.
  • Bakar, Osman. İslâm Düşüncesinde İlimlerin Tasnifi. Trc. Ahmet Çapku. İstanbul: İnsan Yayınları, 2012.
  • Baltacı, Cahit. XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri. 2 cilt. İstanbul: İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2005.
  • Bedir, Murtaza. “İbn Haldun’un Gözüyle Naklî İlimler”, Geçmişten Geleceğe İbn Haldun: Vefatının 600. Yılında İbn Haldun’u Yeniden Okumak, Uluslararası Sempozyum, İstanbul, (İSAM, 2006): 219-233.
  • Bedir, Murtaza. “İslâm Düşünce Geleneğinde Naklî İlim Kavramı ve İbn Haldûn”, İslâm Araştırmaları Dergisi 15 (2006): 5-31.
  • Bilge, Mustafa. İlk Osmanlı Medreseleri. İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi, 1984.
  • Bozkurt, Nebi. “Medrese”, Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi. 28: 324-325. Ankara: TDV İslâm Ansiklopedisi, 2003.
  • Câbir b. Hayyân. Tanımlar Kitabı: Kitâbu’l-Hudûd. Trc. Aygün Akyol, İclal Arslan. Ankara: Elis Yayınları, 2015.
  • Cürcânî, Seyyîd Şerîf. Şerhu’l-Mevâkıf: Mevâkıf Şerhi. Trc. Ömer Türker. 3 cilt. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2015.
  • Çelebi, Ahmed. İslâmda Eğitim-Öğretim Târihi. Trc. Ali Yardım. İstanbul: Damla Yayınevi, 1976.
  • Dağ, Mehmet-Hıfzırrahman R. Öymen. İslâm Eğitim Tarihi. Ankara: Milli Eğitim Basımevi, 1974.
  • Ebû Hayyân et-Tevhîdî, Ali b. Muhammed b. Abbas. Risâletü Ebî Hayyân fi'l-Ulûm. Mektebetü's-Sekâfeti'd-Diniyye, b.y., ts.
  • Farabi, Mehmet. İlimlerin Sayımı: İhsâü’l-ulûm. Trc. Ahmet Ateş. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1986.
  • Fazlıoğlu, Şükran. “Manzûme Fî Tertîb El-Kutub Fî El-Ulûm ve Osmanlı Medreselerindeki Ders Kitapları”. Değerler Eğitimi Dergisi 1/1 (2003): 97-110.
  • Fazlıoğlu, Şükran. “Nebî Efendi-zâde'nin ‘Kaside fi el-Kutub el-Meşhure fi el-'Ulum’una Göre Bir Medrese Talebesinin Ders ve Kitab Haritası”. Kutadgubilig: Felsefe - Bilim Araştırmaları. 3 (2003): 191-221.
  • Fazlıoğlu, Şükran. “Talim ile İrşâd Arasında: Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Medrese Ders Müfredatı”. DÎVÂN İlmî Araştırmalar. (2005/1), 18: 115-173.
  • Gazzâlî, İmam Huccetülislâm Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed. el-Mustasfâ min İlmi'l-Usûl. 2 cilt. Beyrut: Dâru İhyâi't-Türâsi'l-Arabî, ts.
  • Gazzâlî. Mustasfâ: İslâm Hukuk Metodolojisi. Trc. Yunus Apaydın. 2 cilt. İstanbul: Klasik, 2006.
  • Gökbulut, Süleyman. “İlim Tasnîflerinde Tasavvufun Yeri”. Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi 8/19 (2007): 245-264.
  • Gözütok, Şakir. İlk Dönem İslâm Eğitim Tarihi. Ankara: Fecr Yayınları, 2002.
  • Halim Sabit, Kazanlı. “Islah-ı Medâris Münasebetiyle”. Sırât-ı Müstakīm. (17 Muharrem 1329/5 Kānunusani 1326/18 Ocak 1911) 124: 324-336.
  • Hârizmî, Muhammed bin Ahmed bin Yusuf. Mefâtîhu’l-Ulûm. Thk. İbrahim el-Ebyârî. Beyrut: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 1409/1989.
  • İbn Abdü’l-berr. Câmiu Beyâni’l-İlmi ve Fazlihi. 2 cilt. Medine: el-Mektebetü’s-Selefiyye, 1388/1968.
  • İbn Ferîgūn. Cevâmiü'l-ulûm. Edited by Fuat Sezgin. Series C. Facsimile editions. Frankfurt am Main: Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften, 1985.
  • İbn Haldun. Mukaddime. Hazırlayan: Süleyman Uludağ. İstanbul: Dergâh Yayınları, 2016.
  • İbn Haldun. Mukaddime. Thk. Derviş el-Cüveydî. Beyrut: el-Mektebetü’l-Asriyye, et-Tab’u’sSânî, 1416/1996.
  • İbn Hazm. “Risâletü Merâtibi’l-ulûm”. Resâilu İbn Hazm el-Endülüsî. Thk. İhsan Abbas. 4 cilt. Beyrut: el-Müessesetü’l-Arabiyyetü li’d-Dirâsâti ve’n-Neşri, 1983.
  • İbnü’l-Ekfânî, Şemseddin Ebû Abdullah Muhammed b. İbrahim b. Sâid el-Ensârî es-Sincârî. Kitâbü İrşâdi’l-kâsıd ilâ Esna’l-makâsıd. Thk. Jan Justus Witkam. Leiden: Ter Lugt Press, 1989.
  • İhvân-ı Safâ Risâleleri. Editör: Abdullah Kahraman. 4 cilt. İstanbul: Ayrıntı, 2012.
  • İmam Gazâlî. İhyâu Ulûmi'd-din Tercümesi. Trc. Ahmed Serdaroğlu. 4 cilt. İstanbul: Bedir Yayınevi, 1974.
  • İmam Gazâlî. Tevhîd ve Ledün Risâleleri. Türkçesi: Serkan Özburun, Yusuf Özkan Özburun. İstanbul: Furkan Basın Yayın, 1995.
  • İmam-ı Gazalî. Fatihatü’l-Ulûm (İlimlere Giriş). Trc. Abdulkadir Akçiçek. İstanbul: Gonca Yayınevi, 1984.
  • Kalkaşendî, Ebu'l-Abbas Ahmed b. Ali. Subhul-A'şâ fî Sınâati’l-İnşâ. 14 cilt. Kahire: Vizâreti’sSekâfeti ve’l-İrşâdi’l-Kavmiyyi el-Müessesetü’l-Mısriyyeti’l-Âmmeti, ts.
  • Kâtip Çelebi. Keşfü’z-Zunûn an Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünûn (Kitapların ve İlimlerin İsimlerinden Şüphelerin Giderilmesi). Trc. Rüştü Balcı. 5 cilt. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2007.
  • Kaya, Veysel “Abdurrahman Bistâmî’nin Bilimler Tasnifi”. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (2016) 35: 187-216.
  • Kazıcı, Ziya. Anahatları ile İslâm Eğitim Tarihi. İstanbul: Bir Yayıncılık, 1983.
  • Kindî. Felsefî Risâleler. Trc. Mahmut Kaya. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, 2015.
  • Koçinkağ, Mansur. “Kādî Beyzâvî’ye (ö. 685/1286) Göre İlimlerin Tasnifi ve Munîf Fî Sinâ ̍ati’t-Tarîf/Ta‘rîfâtü’l-‘Ulûm Adlı Eserinin Edisyon Kritiği”. İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi (2015) 26: 383-404.
  • Kutluer, İlhan. “Bir Bürokratın Gözüyle Kelâm ve Felsefe”. Akıl ve İtikād: Kelâm-Felsefe İlişkileri Üzerine Araştırmalar. İstanbul: İz Yayıncılık, 1996.
  • Lütfullah [Molla Lütfî], Tokatlı Hasanoğlu. Dil Bilimlerinin Sınıflandırılması (el-Metalib el-ilahiyye fi mevzuat el-ulum el-luğaviyye). Trc. Şükran Fazlıoğlu. İstanbul: Kitabevi, 2012.
  • Makdisi, George. Ortaçağ’da Yüksek Öğretim: İslâm Dünyası ve Hıristiyan Batı. Trc. Ali Hakan Çavuşoğlu-Hasan Tuncay Başoğlu. İstanbul: Klasik Yayınları, 2012.
  • Molla, Kemal Faruk. “Mehmed Şah Fenâri'nin Enmûzecu'l-Ulûm Adlı Eserine Göre Fetih Öncesi Dönemde Osmanlılar'da İlim Anlayışı Ve İlim Tasnifi”. Dîvân: İlmî Araştırmalar. 10/18 (2005/1): 245-273.
  • Ocak, Ahmet. Selçuklu Devri Üniversiteleri: Nizamiye Medreseleri. İstanbul: Nizamiye Akademi, 2017. Resâilü İhvâni’s-Safâ, 4 cilt. Beyrut: Dâru Sâdır, h.1386/m.1957.
  • Saçaklızâde eş-Şeyh Muhammed b. Ebî Bekr el-Mer’aşî. Tertîbü’l-Ulûm. Trc. Zekeriya Pak-M. Akif Özdoğan. Kahramanmaraş: Ukde, 2009.
  • Talas, M. Asad. Nizamiyye Medresesi ve İslâm’da Eğitim ve Öğretim. Trc. Sadık Cihan. Samsun: Etüt Yayınları, 2000.
  • Taşköprîzâde Ahmet Efendi. es-Se’âdetü’l-Fâhira fî Siyâdeti’l-Âhira: İlimler Tasnifi. Thk. ve Trc. Sami Turan Erel. İstanbul: İstanbul Medeniyet Üniversitesi Yayınları, 2016.
  • Taşköprîzâde Ahmet Efendi. Mevzûâtü’l-Ulûm. Mütercimi: Kemâleddin Mehmed Efendi. 2 cilt. Dersaâdet: İkdâm Matbaası, 1313.
  • Teftâzânî, Sa‘deddin Mesud b. Ömer b. Abdullah. Şerhu'l-Makāsıd. Thk. Abdurrahman Umeyre. 5 cilt. Beyrut: Âlemü’l-Kütüb, 1409/1989.
  • Türker, Ömer. “İslam Düşüncesinde İlimler Tasnifi”. Sosyoloji Dergisi 3/22 (2011): 533-556.
  • Türker, Ömer. “Kelam İlminin Metafizikleşme Süreci”. Dîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi 12/23 (2007/2): 75-92.
  • Ubeydullah, Muhammed. Islâh-ı Medâris-i Kadime. İstanbul: Matbaa-i Hayriyye, 1328.
  • Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1965.
  • XVIII. Asrın Ortalarına Kadar Türkiye’de İlim ve İlmiyeye Dâir Bir Eser: Kevâkib-i Seb’a Risalesi. Trc. Nasuhi Ünal Karaarslan. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2015.
  • Yıgın, Adem. “Fıkıh Usûlünün İlimler Arasındaki Konumu”. Usûl: İslam Araştırmaları. 20 (2013): 7-46.