İbn Hazm Teolojisinde Teşbîh ve Tecsîm İnancı: Müşebbihe ve Mücessime’ye Yönelik Teolojik Eleştiriler

Bu çalışma, Endülüs medeniyetinin önemli âlimlerinden olan İbn Hazm’ın (ö. 456/1064) el-Fasladlı eseri esas alınarak, Müşebbihe ve Mücessime’ye yönelik eleştirilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. İbn Hazm bu eserinde, İslam çatısı altında ortaya çıkan mezheplerin yanı sıra İslam dışı dinler hakkında da sistemli bilgiler vermekte, söz konusu din ve mezheplerin görüşlerini çeşitli açılardan eleştirmektedir. Eleştirilerini de Ehl-i Sünnet’in bilinen klasik anlayışı çerçevesinde yöneltmektedir. Müşebbihe ve Mücessime’nin antropomorfist bir Tanrı anlayışına sahip olduklarına dikkat çeken İbn Hazm, bu anlayışın tevhid inancıyla bağdaşmadığını vurgulamakta ve eleştirilerini “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur” (eş-Şûrâ 42/11) ayetini merkeze alarak yöneltmektedir. Eleştirilerinde Allah’ın bir olduğunu, eşi, benzeri ve denginin olamayacağını önemle belirtmekte, buradan hareketle O’nun isim ve sıfatlarının nasıl anlaşılması gerektiğini açıklamaya çalışmaktadır. İbn Hazm’ın söz konusu mezhepler hakkında aktardığı bilgiler, günümüze de ışık tutmakta, teşbîh ve tecsîm inancı ekseninde teşekkül eden düşünceleri daha yakından tanıma imkânını bizlere vermektedir.Özet: Batı’da İslam Medeniyeti’nin en önemli temsilcisi olan ve asırlarca Avrupa’yı aydınlatan Endülüs İslam medeniyeti, bilim-teknik ile sanat ve edebiyatta önemli aşamalar kaydetmiştir. Diğer taraftan dinî ve aklî ilimlerde de ileri bir seviyeye yükselmiş, bu alanlara önemli katkılar sağlayan birçok İslam âlimi yetiştirmiştir. Bu âlimlerden birisi de İslamî ilimlerin hemen hemen her sahasında telif ettiği kıymetli eserleriyle İslam düşüncenin gelişmesinde önemli rol oynayan Endülüslü İbn Hazm’dır (ö. 456/1064). Bu makalede, İbn Hazm’a asıl şöhretini kazındıran el-Fasladlı eseri esas alınarak, teşbîh ve tecsîm bağlamında Mücessime ve Müşebbihe gibi mezheplere yönelik eleştirilerinin tespit ve tahlil edilmesi amaçlanmaktadır.  İbn Hazm, söz konusu eserinde, İslam çatısı altında ortaya çıkan mezhepler ve İslam dışı din ve inançlar hakkında sistemli bilgiler vermekte, onların itikadî görüşlerini tek hakikat ve değişmez kabul ettiği İslâm’la ilişkileri ve farklılıkları açısından inceleyerek analitik, savunmacı ve reddiyeci bir yöntem ile eleştiriye tabi tutmaktadır. Başka bir deyişle mezheplerin görüşlerine diyalektik (cedel) bir yöntem ile yaklaşmakta, eleştirilerini de Ehl-i Sünnet’in bilinen klasik anlayışı çerçevesinde yöneltmektedir. İbn Hazm, eleştirilerinde oldukça keskin bir dil ve sert bir üslup kullanmıştır. Öyle ki onun bu sert tutumu, “İbn Hazm’ın dili Haccâc’ın kılıcından daha keskindir” şeklinde veciz bir ifadeyle sembolize edilmiştir.Bilindiği üzere Kur’ân-ı Kerîm’de tevhid inancına büyük önem verilmiş, bu anlamda Allah’ın yaratılmışlardan hiçbir şeye benzemediği, eşi ve benzerinin olmadığı vurgulanarak şirk inancını bertaraf etmede tavizsiz bir tutum sergilenmiştir. Diğer taraftan bazı âyetlerde Allah’tan bahsedilirken tevhid inancıyla bağdaşmaz gibi görünen birtakım teşbîh ve temsillere de yer verilmiş, müteşâbih ifadeler kullanılmıştır. İlk bakışta çelişkili gibi görünen bu durumun nasıl çözüme kavuşturulacağı, önemli bir tartışma konusu olmuştur. Tartışmanın merkezinde ise beşerî özellikleri çağrıştıran, zâhirî anlamlarıyla anlaşılması durumunda insanları teşbîh ve tecsîm fikrine götüren haberî sıfatlar yer almıştır. İslam düşünce tarihinde, bu tür sıfatların zâhirî anlamlarıyla mı yoksa te’vil edilerek mi anlaşılması gerektiği hususu tartışılmış ve neticede sıfatları anlamada farklı yöntemler benimsenmiştir. Bu yöntemlerden biri, bu çalışmanın ana konusunu teşkil eden teşbîh ve tecsîm yöntemi olup, Müşebbihe ve Mücessime tarafından benimsenmiştir. Onlar, nasslarda geçen haberî sıfatların zâhirî anlamlarını esas alıp, te’vil edilmesine karşı çıkmışlarladır. Bu yaklaşımlarının doğal bir sonucu olarak Allah’ı yaratılmışlara benzetip O’nun el, yüz, göz, ayak gibi beşerî ve cismanî unsurlara sahip bulunduğu iddia etmişlerdir. İbn Hazm da el-Fasladlı eserinde onların bu görüşlerine yer vermiş, eleştirilerini de Ehl-i Sünnet’in anlayışına uygun olup olmadığı çerçevesinde yöneltmiştir. Onun söz konusu mezheplere yönelik eleştirileri ise daha çok nasslarda Allah’a izafe edilen haberî sıfatların zâhirî anlamlarının esas alınması sonucu ortaya çıkan antropomorfist Tanrı tasavvurlarına yöneliktir. İbn Hazm’a göre Mücessime ve Müşebbihe taraftarları  “…O’nun benzeri hiçbir şey yoktur…” (eş-Şûrâ 42/11)  ve “O’nun hiçbir dengi yoktur.” (İhlâs 112/4) âyetlerinde ortaya konulan tenzih akîdesini dikkate almamışlar, neticede sıfatları ispat etmede aşırı giderek teşbîh ve tecsîme düşmüşlerdir. Onların Tanrı tasavvurlarının tevhid inancıyla bağdaşmadığını önemle belirten İbn Hazm, eleştirilerini mezkûr ayetleri merkeze alarak yöneltmiştir. Eleştirilerinde Allah’ın bir olduğunu, eşi, benzeri, rakibi ve denginin mevcut olamayacağını önemle vurgulamış, buradan hareketle O’nun isim ve sıfatlarının nasıl anlaşılması gerektiğini açıklamaya gayret etmiştir. Bu çerçevede Allah’ın vasıflandırılması konusunda tenzih ilkesini temel prensip edinmiş; vech, yed, ayn, cenb, ısbâ, sâk gibi beşerî özelliklerin zâhirî anlamalarıyla Allah’a isnad edilmeyeceğini; cisim, cevher ve araz gibi isimlerle de O’nun vasıflandırılamayacağını ispat etmeye çalışmıştır.İbn Hazm’ın bir taraftan nasslara zâhirî bir perspektif ile yaklaşması diğer taraftan nassların zâhirî anlamlarını esas alan Müşebbihe ve Mücessime’yi eleştirip, bazı nassları gerekli gördüğü durumlarda te’vil etmesi ilk bakışta çelişkili bir durum gibi görünse de onun bu tutumu, kendi sistemi içinde tutarlı görünmektedir. Çünkü o, mutlak anlamda te’vile karşı olmamış, bir delile dayanmayan te’vili reddetmiş, nasslardan veya aklî zaruretten gelen bir delilin olması durumunda te’vili kabul etmiştir. Bu anlamda o, eğer bir kelimeyi vaz’ olunduğu anlamdan farklı bir anlamayı gerektirecek ve te’vil yapmayı zorunlu kılacak bir delilin olması durumunda, bu lafzın te’vil edilmesini gerekli görmüştür. Bu teorisini de özellikle haberî sıfatların anlaşılması hususunda pratik olarak uygulamıştır. Nitekim o, her ne kadar sıfâtullah konusunda Selef metoduna yakın bir yol takip etse de, bilhassa haberî sıfatların anlaşılmasında Halef (te’vil) metoduna benzer bir yaklaşım sergilemiştir. Bu bağlamda o, teşbîh ve tecsîm inancını eleştirirken nasslarda Allah’ın cismaniliğine delalet eden birtakım sıfatları te’vil etmeden Allah’a izafe edilemeyeceğini savunmuş, bu tür sıfatları, lügat anlamlarını ve konuyla ilgili muhkem ayetleri göz önünde bulundurarak Allah’ın şanına layık ve Arap gramerine uygun düşecek şekilde te’vil etmiştir. Bu bakımdan İbn Hazm’ın selefî ve zâhirî yaklaşımından hareketle onun, aklı ve te’vili tamamen reddeden Selefiyye’den olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir. Ayrıca İbn Hazm’ın özellikle haberî sıfatlar hususunda yeri geldiğinde te’vile başvurması, aklı nasıl kullandığını ya da akla yüklediği fonksiyonel alanı açıklamakla beraber, aklın değerini küçümseyen Müşebbihe ve Mücessime gibi dinî oluşumlara karşı olan tavrını daha net ifade etmektedir. Diğer taraftan İbn Hazm’ın bir taraftan nasların zâhirî anlamlarını esas alan bir yaklaşımla Eş‘ariyye ve Mu‘tezile’yi nassları te’vil ettikleri gerekçesiyle sert bir dille eleştirmesi diğer taraftan nassların bir kısmını te’vil ederek onlarınkine benzer bir yöntem takip etmesi, müteşâbih ayetlerin anlaşılması hususunda net bir tutum sergileyemediğini, kendi görüşleriyle zaman zaman çelişkiye düştüğünü, diğer mezheplere karşı ön yargılı olduğunu ve savunmacı bir tutum sergilediğini göstermektedir.

Tashbīh and Tajsīm Belief in the Theology of Ibn Ḥazm: The Theological Critics for Mushabbiha and Mujassima

The aim of this study is to determine the criticism to Mushabbiha and Mujassima on the basis of al-Faṣl fī l-milal wa-l-ahwāʾ wa-l-niḥal whose writer is Ibn Ḥazm (d. 456/1064), one of the eminent scholars of the Andalusian civilization. In this work, Ibn Ḥazm gives systematic information about the non-Islamic religions as well as the sects emerging under the Islamic roof, criticizing the views of religion and religious sects from various perspectives. In doing so, he approached the views of the sects with his identity as a kalam theologian, and he made his critics in the light of classical conception of the Ahl al-Sunnah. Ibn Ḥazm pointed out that Mushbbiha and Mujassima had an anthropomorphic understanding of God, and emphasized that this understanding does not correspond with the belief in monotheism. He strongly emphasizes that God is one and nothing is equal to Him.Summary: Islamic Civilization of Andalusia was the most important representative of Islam in the West and enlightened Europe for centuries, has made important successes in science-technic, art and literature. Also made improvements on other areas such as religous and philosophical knowledge, in these eras raised important Islam scholars who made important contributions to those areas. One of those scholars undoubtedly is Ibn Ḥazm who was born in Andalusia (d. 456/1064). The aim of this paper is to analyze and determine Ibn Ḥazm’s critiques on Mushabbiha and Mujassima, based on Ibn Ḥazm’s thought found in his al-Fasl,who was one of the leading scholars of Anatolia civilization and played an important role in development of Islam thought nearly in all areas by his precious writings.Ibn Ḥazm, in his work gives systematic information on sects under Islamic thought and beliefs and religions out of Islam, their relations and differences with Islam, which he accepts as one and unchangeable, and analyzes them gives in an analytic, defensive and rejective method, puts them under critique. In other words, with his theologian identity and dialectical method, under the Sunnī classical tradition, he criticizes other sects’ thoughts. Ibn Ḥazm used a very sharp language and rough method in his critiques. This kind of attitude was symbolized by a traditional saying “Ibn Ḥazm’s language is sharper than Hajjāj’s sword”.   As it very well known in the Qurʾān, oneness (tawhīd) was emphasized very much, God does not look like anything ever created, and does not have any resemblance or sameness with anything, in order to eliminate polytheist (shirk) belief.  On the other hand, in some verses representations and resemblances were used that does not seem in line with oneness (tawhīd). This problem which seems to be contradiction at first sight has been subject to many debates of how that can be solved. In the center of discussion informing attributes (revealed attributes) that drive people to comparison (tajsīm) and anthropomorphism (tashbīh) that recall humanly attributes if they are understood in artificial meanings. In history of Islamic thought, in order to understand those kind of attributes, in their artificial meanings or their changed and decided meanings (ta’wīl), has been subject to discussion and to understand the attributes different methods have been used. One of these method which is the main subject of this paper is tajsīm and tashbīh method and was accepted by Mushabbiha and Mujassima. They take informing attributes artificial meanings as base and were against the changing of the meaning.  As a natural conclusion of this, they resemble God to the created and asserted God has concrete parts such as hand, face, eye, leg, etc. In his work al-FaṣlIbn Ḥazm mentions ideas of Mushabbiha and Mujassima, and criticized whether it is appropriate for Sunnah or not. His critique against these sects are mostly based on the informing attributes being taken as visual attributes in nasses, where as a result the God imagination turns to be anthropormorphist imagination. According to Ibn Ḥazm, the verses “… He does not resemble anything…” (Ṣūra 42/11) and “He is not equal to anything” put forward the onlyness and soleness of God and they do not give attention to this and try to prove the attributes fall into anthropormorphism (tashbīh) and corporealisim (tajsīm). Ibn Ḥazm believes and says that their God imagination is not in line with oneness (tawhīd) understanding and puts the verses into the center. In his critiques he emphasizes God’s oneness, he does not have pair, not resemble anything, does not have equal and tried to explain how his attributes should be understood. In this respect, in qualification of God his main principle was exploitation (tanzīh) and asserts that humanly attributes (face, eye, foot) in their visual understandings cannot be attributed to God and tried to prove that names like object (jism), accident (symptoms), substance (ore) he cannot be put into qualification. Ibn Ḥazm’s consideration of nass through an exterior perspective, his criticism of Mushabbiha and Mujassima, who take visual attributes as principles, and his re-interpretation (ta’wīl) of some nass whenever necessary may be seen as a contradiction but it is consistent in his system.  Because he is not definitely against re-interpretation (ta’wīl) but he rejects re-interpretation without proof, he accepts ta’wīlthat comes from nasses and rational necessity with a proof. From this perspective if there is an occasion a word’s meaning in the Qurʾān that needs understanding different from its written meaning and there is a proof for that, he sees this a requirement for re-interpretation (ta’wīl).  He practically used this theory of him in informing attributes. As a result, in attributes of God, he follows the madhhab of the Salaf (predecessors), where as in informal attributes and their understanding, he uses ta’wīlmethod and takes the path of Halaf (successors). By this way, he departed from the madhhab of the Salaf and created his own method. In this context while he was criticizing anthropormorphist and corporealist methods. Also he defended that since comprehension of God is not possible without re-interpretation of these attributes, it is necessary. He explained these attributes in verses with their dictionary meanings and related verses, with appropriate Arabic grammar and God’s greatness. From that perspective Ibn Ḥazm’s Salafī and artificial understandings, we cannot say he is from Salafī which rejects rationale and explanation all together. In addition to that when necessary in informal attributes he uses ta’wīland uses reason and the function he put upon reason, shows his position against sect like Mushabbiha and Mujassima who underestimates the value of reason.  

___

  • Abdülhamid, İrfan. İslam’da İtikādî Mezhepler ve Akāid Esasları. Trc. M. Sait Yeprem. İstanbul: Marifet Yayınları, 1994.
  • Akoğlu, Muharrem. “İbn Hazm’ın Mutezileye Yönelik Eleştirileri”. Bilimname 10/1 (2006): 63-92.
  • Altıntaş, Ramazan. “Haşviyye’nin Doğuşu ve Kelâmî Görüşleri”. Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal 3 (1999): 57-100.
  • Aydın, Ömer. “Haberi Sıfatları Anlama Yolları”. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 1 (1999): 133-158.
  • Bağdâdî, Abdülkāhir. el-Fark beyne’l-fırak. Nşr. Muhyiddin Abdülhamid. Kahire: Mektebetü dâri’t-türâs, 2007.
  • Cüveynî, Ebü’l-Meâlî Rüknüddîn Abdülmelik b. Abdillâh b. Yûsuf, Kitâbu’l-irşâd. Nşr. Zekeriyâ Umeyrât. Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye,1995.
  • Çelik, İbrahim. “Kur’ân’da Haberî Sıfatlar ve Mukātil b. Süleyman’a İsnâd Edilen Teşbîh Fikri”. Uludağ Üniver- sitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2 (1987): 151-159.
  • Durmuş, İsmail. “İbn Hazm-Dil ve Edebiyat”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 20: 58-61. İstanbul: TDV Yayınları, 1999.
  • Ebû Zehra, Muhammed. İbn Hazm. Kahire: y.y., 1954.
  • Ebû Hanîfe, Nu‘mân b. Sâbit b. Zûtâ b. Mâh. “el-Fıkhu’l-ekber”. İmam-ı A’zam’ın Beş Eseri. Trc. Mustafa Öz İs- tanbul: MÜİF Yayınları, 2002.
  • Eş‘arî, Ebü’l-Hasen Alî b. İsmâîl b. Ebî Bişr İshâk b. Sâlim. Makālâtü’l-İslâmiyyîn ve ihtilafu’l-musallîn. Thk. Navâf el-Cerrah. Beyrut: Dâru Sâdır, 2006.
  • Güneş, Hüseyin. İslam'da Zâhirî-Sünnî Düşüncenin Çekişmesi İbn Hazm ve Eş‘ariîik Örneği. Konya: Kitap Dünyası yay., 2007.
  • Gazzâlî, Ebû Hâmid Muhammed b. Ahmed. İtikadda Orta Yol. Trc. Kemal Işık. Ankara: Ankara Üniversitesi İla- hiyat Fakültesi Yayınları, 1971.
  • Goldziher, Ignaz. Zâhirîler: Sistem ve Tarihleri. Trc. Cihad Tunç. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1982.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Alî b. Ahmed b. Saîd el-Endelüsî el-Kurtubî. el-Fasl fi’l-milel ve’l-ehvâ ve’n-nilal. Nşr. Ahmed Şemseddin. Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 1999.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Alî b. Ahmed b. Saîd el-Endelüsî el-Kurtubî. Din ve Mezhepler Tarihi. Trc. İbrahim Bulut. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurulu Başkanlığı Yayınları, 2017.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Alî b. Ahmed b. Saîd el-Endelüsî el-Kurtubî. el-Usûl ve’l-furû‘. Thk. Muhammed Âtıf el-Irâkî v.dğr. Kahire: Dâru’n-Nahda el-Arabiyye, 1978.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Alî b. Ahmed b. Saîd el-Endelüsî el-Kurtubî. en-Nebzetü’l-kāfiye fî ahkâmî ‘usûli’d-dîn. Thk. Ahmed Abdülaziz. Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 1985.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Alî b. Ahmed b. Saîd el-Endelüsî el-Kurtubî. İbtâli’l-kıyâs ve’r-re’y ve’l-istihsân ve’t- taklîd ve’t-ta‘lîl. Thk. Saîd el-Efgānî. Beyrut: Dâru’l-fikr, 1969.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Alî b. Ahmed b. Saîd el-Endelüsî el-Kurtubî. Resâ’ilü İbn Hazm el-Endelüsî. thk. İhsan Abbas. Beyrut: Müessesetü’l-Arabiyye li’d-dirâsât ve’n-neşr, 1983.
  • Kādî Abdülcebbâr. Ebü’l-Hasen Kādı’l-kudât Abdülcebbâr b. Ahmed b. Abdilcebbâr el-Hemedânî. Şerhu’l- usûli’l-hamse. Nşr. Hüseyin Ebû Haşim. Beyrut: Dâru ihyâi’t-türasil-Arabiyye, 2001.
  • Karadaş, Cağfer. “İbn Hazm ve Eş‘arîlik Eleştirisi”. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 18/1 (2009): 89- 102.
  • Kılıç, Muharrem. “Dini Bilginin Doğruluğu Bağlamında Zahiri Epistemolojinin Dayandığı Dil Kuramı”. Bilim- name 2 (2003): 157-169.
  • Koç, İsa. “Haşviyye Zihniyeti”, IV. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi Bildirileri (Kütahya 14-17 Mayıs 2015). Ed. Hümeyra Dinçer - Ümit Güneş. 4: 215-231. İstanbul: Matsis Matbaası, 2015.
  • Mâtürîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Mahmûd, Kitâbü’t-Tevhîd. Trc. Bekir Topaloğlu. Ankara: İSAM Yayınları, 2009.
  • Neşşâr, Ali Sami. İslâm’da Felsefî Düşüncenin Doğuşu. Trc. Osman Tunç. İstanbul: İnsan Yayınları, 1999.
  • Sâbûnî, Nureddîn. Mâtürîdiyye Akāidi. Trc. Bekir Topaloğlu. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2005.
  • Saruhan, Selim. “Zahiriliğin Öncüsü İbn Hazm’da Felsefî Meseleler”. Dini Araştırmalar 9/25 (2016): 159-179.
  • Sayar, Süleyman. “Dinler Tarihçisi Olarak İbn Hazm: Genel Bir Bakış”. Milel ve Nihal 6/3 (Aralık 2009): 41-79.
  • Serdar, Murat. “Endülüs Âlimlerinin Allah’ın İsim ve Sıfatları Konusundaki Görüşleri: İbn Hazm ve İbnu’l- Arabî Örneği”. Bilimname 8/2 (Ağustos 2005): 51-74.
  • Serdar, Murat. İbn Hazm’ın Kelâmî Görüşleri. Doktora Tezi. Erciyes Üniversitesi, 2005.
  • Şehristânî, Muhammed b. Abdilkerîm b. Ahmed. el-Milel ve’n-Nihal. Nşr. Fehmi Muhammed. Beyrut: Dâru’l- kütübi’l-ilmiyye, ts.
  • Topaloğlu, Bekir - Çelebi, İlyas. Kelâm Terimleri Sözlüğü. İstanbul: İSAM Yayınları, 2010.
  • Ünlüsoy, Abdullah. Sözedimleri Kuramı Açısından Din Dili. Bursa: Emin Yayınları, 2017.
  • Yurdagür, Metin. “Haberî Sıfatları Anlamada Metod”. Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 1 (1984): 249- 64.
  • Yurdagür, Metin. “Haşviyye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 18: 426-427. Ankara: TDV Yayınları, 1997.