Red Bed" Tipi Bakır Yatakları ve Türkiye'den Örnekler

Stratiform sedimanter cevher yataklarının bir türü olan "red bed" tipi bakır yatakları büyük boyutları, kalınlıklarının az oluşu ve arazide evaporit serilerine yakınlıkları ile tanı­nırlar ve kırmızı renkli kalın kumtaşı, çakıltaşı, çamurtaşı ya da şeyller içerisinde bulu­nurlar. Genellikle bakır sülfür, bakır karbonat, nabit bakır ve kuprit gibi cevher mineralleri içerirler. Ekonomik yan element olarak 100-200 gr/ton'a kadar gümüş içerebilirler. Kara­sal, fluvial ve deniz çökel ortamlarında oluşmuşlardır. Bu yatakların oluşumu sinjenetik, epijenetik ve diyajenetik modellerle açıklanmaktadır. "Red bed tipi oluşumlar Orta Anadolu'da Çankırı-Çorum, Delice-Yerköy, Haf ik-ZaraSuşehri-imranlı Oligo-miyosen sedimanter havzalarında stratigrafi bakımından evaporitlerle yakın konumlarda bulunurlar. Kilometrekarelerce geniş alanda dağınık bir şekil­de yüzeyleyen ve son yıllara kadar üzerinde ciddi bir biçimde durulmayan bu oluşumla­rın jeolojik, madencilik ve metalurjik yönlerinin incelenmesi yararlı olacaktır

Red Bed Type Copper Deposits and Examples from Turkey

"Red bed" type copper deposits which are one of the varieties of the sedimentary stratiform ore deposits are characterized by their considerably large lateral extent, small thickness, association with evaporite series in the field, and occurence in typically red, thick sandstone, conglomerate, mudstone or shales. In general, they are composed of copper sulfide, copper carbonate minerals, native copper and cuprite. They may contain up to 100 - 200 gr/ton Ag as a by-product. The "red bed" copper deposits are formed in continental sabhka, fluvial and marine sabhka environments and their formation is usu­ally explained by syngenetic, epigeneticordiagenetic models. In Middle Anatolia, the "red bed" type occurences are found in the Çankırı-Çorum, Delice-Yerköy, Hafik-Zara-Suşehri-lmranlı Oligo-miocene sedimentary basins, stratigraphically in close association with evaporities. These deposits which are exposed sporadically in a vast area and are not investigated seriously until recent years need ur­gent geologic, mining and metallurgical study