Denizsel Çökelti Demir ve Manganez Cevher Oluşumlarının Spilitik, Keratofir - Vaylburjitik Kayaç Birlikleri ile İlişkisi Üzerine Düşünceler

Minette tipi (denizsel çökelti» demir cevheri ve Karadeniz tipi (Tschiaturi, Nikopol v.s.) manganez cevheri yatakları (4) oluşumlarının herhangibir mağ- matik olayla ilişiği olmayıp, bunlar tamamen, denizlere taşınan detritik karasal malzemenin ve muhtelif denizsel çözeltilerin Fe ve Mn ihtivalarının, kısmen kapalı epikontinental deniz havzalarındaki alkali şartları haiz C02 - zonlarında çözülerek yeniden çökelmeleri sonucu oluşmuşlardır. Buna kar­ şılık kuvars-şist ve spilitlere ilişkin olarak oluşan Lahn-Dill tipi «volkanik çökelti» demir cevherleri (5) ve manganez zenginleşmelerini jeosenklinal deniz tabanlarındaki eksalasyon ve termal kaynaklara bağlamak gerekir. Burada cevher getiren çözeltiler inisial mağmatizmanın son ayrışma ürünleridir. Bu tip cevher yataklarının bazaltik, kuvarskeratofir - vaylburjitik lâv ve tüflerle yakın alâkası çok karakteristik olup, spilitik kayaç birliklerinin jeosenklinal havzalar altında, az veya çok derinliklerde yatan juvenil bazaltik intruzyonun ayrışması sonucu meydana gelen ağır metal ve uçucu madde birikimi ile ilişkisini kabul etmek icabeder.

Die marin sedimentaeren Eisenerze vom Minette Typ und die Manganlagerstaetten vom Schwerzmeer Typ (Tschiaturi, Nikopol etc.) haben keine Beziehung zu irgendwelchen magmatischen Vorgaengen, sondern entstehen durch Auslaugung (und spaeteren Absatz) von Fe und Mn aus kontinentalem Detritus und marinen Sedimenten unter reduzierenden Bedingungen in C02 -Tonnen mehr oder minder abgeschnürter epikontinentaler Meer esbecken. In völligem Gegensatz hierzu entstehen die vulkano - sedimentaeren Eisenerze des Lahn -Dill Typs und die Mangankonzentrationen in Verbindung mit Kieselschiefern und Spiliten durch Exhalationen und Thermalquellen, die am Meeresboden von Geosynklinalen austreten. Dabei sind die rezbringenden Lösungen die letzten Differentiationsprodukte eines initialen Magmatismus. Für diesen geneticchen Typ sehr charakteristisch ist die enge Verbindung der Erzlager mit basaltischen bis quanzkeratophyrisch-weilburgitisctien Laven und Tuffen. Die Eisen - und Manganerze ebenso wie die spilitischen Gesteinstypen müssen in Beziehung gesetzt werden zu der Anreicherung von Schwermetallen und flüchtigen Bestandteilen im Verlauf der Differentiationsprozesse von mehr oder minder tief sitzenden Intrusionen juvenil basaltischer Magmen unter Geosynklinalbereichen.