Deniz Hukuku ve Denizlerdeki Mineral Kaynakları

Birleşmiş Milletler Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı Sözleş- me'sinin 1982 yılı sonunda, uluslararası toplumun büyük bir ço- ğunluğunca imzalanmış olması uluslararası alanda yeni bir düzenin başlamasına yol açmıştır. Sözleşme, genişliği sınırsız iki boyutlu denizlerdeki alışılmış serbest kullanım ilkesini, yüzeyleri kadar derinliklerindeki kaynakların da söz konusu edildiği, sınırlı genişlikte ve üç boyutlu denizlerdeki işletmecilik ilkesine dönüştürmekte, Kuzey ile Güney arasında bilimsel ve endüstriyel alanda yeni işbirliği olanakları yaratmaktadır. Denizlerin «Özel Ekonomik Bölge» «Uluslararası Alan» olarak ikiye ayrıldığı Sözleşme'de; kıyı ülkelleri, özel ekonomik bölgelerindeki, başta petrol olmak üzere tüm mineral kaynakları üzerinde ulusal egemenlik haklarına sahip olmaktadır. İnsanlığın ortak mirası olarak kabul edilen Uluslararası Alan'daki, polimeta'lik yumrular ve son yıllarda bulunan polimetalik sülfitler gibi son derece önemli zenginliklerin araştırılma ve işletilmesi ise kurutacak «Uluslararası Denizyatağı Yönetimibnin denetiminde olacaktır. Uluslararası Alan'daki denizyatağı madenciliğinin gerçekleşmesi konusunda artık herhangibir kuşku yoktur, ve denizler dünya ekonomisinde çok önemli bir rol oynamanın başlangıç aşamasındadır.

The Law of the sea and Mineral Resources

The signing of the third United Nations Convention on the law of the sea by the overwhelming majority of the international community international order. The Convention replaces the tradional laissez faire system of freedom of the seas with an emerging system of management. In place of the two-dimensional boundless sea the Convention deals with a finite threai-dimensional resource; its depth is of as much economic interest qs its surface and it creates new forms of scientific and ndustral cooperaton between North and South. The Treaty divides the ocean into two large areas: «Exclusive Economic Zone» over which the coastal state has national jurisdiction on ail sort of resources, including petroleum and other minerals, and the «International Deep Seabed». All resources of international deep seabed nrluding the polimetaliic nodules and pollymetallic sulfides which have been found in recent years are considered als «Common Heritage of Mankid». These resources are proved to be of vital economical importance and their exploration and exploration and exploitation will ve dnder control of «International Seabed Authority» which ise being planned to be established.