Sosyal Politika: Tarihsel Zorunluluk Yaklaşımı Yerine Liberalizmle Ortaklaşan Temellerden Alternatif Kuramsal İnşalara

Sosyal politika yaklaşımlarını anlamak için, Batı düşünce geleneği üzerinde etkili olan farklı etik yaklaşımların izleri sürülmelidir. Böylelikle, sosyal politika önerileri oluşturulurken başvurulan yaklaşımlar sadeleştirilmekte ve toplumsal yaşam konusundaki seçimlerin hangi önkabuller üzerinden yükseldiği açıkça görülmektedir. Adalet, hak, özgürlük ve eşitlik kavramları, toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik olarak oluşturulan sosyal politika önerilerine atıf yapılan ana kavramlardır. Bu çalışmada, farklı etik yaklaşımları temsil eden klasik metinlerin, sosyal politika açısından neyi ima ettiği incelenmektedir. Liberal söylemlerin temeline oturmuş olan ‘doğal hukukçu’ ve ‘faydacı’ yaklaşımların, alternatif inşaların temeline de oturabileceği, bu temeller üzerinden alternatif kuramsal yaklaşımlar ve sosyal politika önerileri oluşturulabileceği ortaya konmaktadır. Makalenin ilk kısmında, antik Yunan’daki yaklaşımların ve Yahudi/Hıristiyan geleneğinin erdem ve adalet kavramsallaştırmaları karşılaştırılmaktadır. Daha sonra, bu yaklaşımların, Aydınlanma dönemi Batı düşüncesindeki adalet, hak, özgürlük, eşitlik kavramsallaştırmalarıyla bağlantısı kurulmaktadır. Son olarak, sosyal politikalar bağlamında, ‘insan olmaktan kaynaklı’ ve ‘insan(lık) yararı adına’ sorumluluklarımızın neler olması gerektiği hususunda çatışan kuramsal duruş noktaları ‘ekonomik adalet’ ve ‘gruplar arası adalet’ konularına odaklanarak değerlendirilmektedir.

Social Policy: To The Alternative Theoretical Constructions On Common Ground With Liberalism In Place Of Historical Necessity

For understanding the modern approaches on social policy, it is necessary to trace certain ethical approaches influential over the Western philosophical tradition. This would be useful for simplifying the approaches widely resorted to in the formulation of social policy proposals. The concepts justice, rights, freedom and equality are among the ones to which the social policy proposals for relatively disadvantaged groups make reference. In this article, the implications of the classical texts representing different ethical approaches are examined in relation to social policies. It is claimed that the aim of living in a world where exploitation and domination is minimized can be based on both ‘natural law’ and ‘utilitarian’ premises. It is asserted that it is possible for both the ‘natural law’ and ‘utilitarian’ approaches, at the heart of liberal discourse, to be located to the heart of alternative theoretical constructions and social policies. Firstly, the virtue and justice conceptualizations of the ancient Greek and Hebrew/Christian traditions are compared and contrasted. Secondly, their relevance with the justice, rights, liberty, and equality conceptualizations of the Western Enlightenment thought is discussed. Finally, controversial theoretical views with reference to the natural law and utilitarian approaches are considered by focusing on ‘economic justice’ and ‘justice between groups’, while impasses of liberalism and the weaknesses of historical materialism are examined.