Rationality Question of Turkey’s Central Asia Policy

1991 yılından bu yana, tarihi, kültürel ve dini bağlarından ötürü, Türkiye, Orta Asya devletleriyle yakın ilişkiler kurmayı arzulamıştır. Bu düşüncelerin etkisiyle, 1990’ların başında, Türk siyaset adamları, aktif bir politika izleyerek, Türkiye’nin bölgedeki etkisini arttırmaya çabaladılar. Çünkü Türk karar vericileri, bölgede etkisini arttıran Türkiye’nin zamanla bölge ve dünya siyasetinde etkili olacağını düşünüyorlardı. Bu amaçla, Orta Asya devletleri ile ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri alanlarda karşılıklı ilişkileri geliştirebilmek için ciddi girişimlerde bulundular. Fakat günümüzde Türkiye’nin bölgeye ilişkin dış politika hedeflerinin hayata geçirildiğini söylemek mümkün değildir. Bu sonucun nedenleri arasında, karar vericilerin yanlış algılamaları, bölgeye ilişkin değerlendirmelerde güvenilir bilgileri kullanmamaları, duyguları ve ideolojik anlayışlarına göre hareket etmeleri ve uygun olmayan araçları kullanmaları sayılabilir.

Since 1991, due to its historical, cultural and religious ties, Turkey desired to have close relations with the Central Asian states. At the beginning of the 1990s Turkey was really very active in the region, and Turkish policymakers assumed that by having an influence in the region Turkey would become more influential actor in the regional and world politics. With this aim, they made serious concrete attempts to develop their relations with these states in the economic, political, cultural and military fields. But today as far as analyzing Turkey’s Central Asia policy, it did not bring its aims into life, because of the wrong perceptions of the policy makers about the regional realities as well as lack of its effective instruments.