Japonlaşmanın Getirdiği Örgütsel Bağımlılık ve Bu Bağımlılığın Kontrolü Açısından Japon Şirketlerinde İşgücü Seçimi ve Eğitimi

Japonlaşma terimi, batı endüstrisinin yönetim düşüncesinde meydana gelen değişimleri açıklamaktadır. Bu terim, firmaların örgütsel destekle birlikte belli üretim tekniklerini uygulamalarıyla gerçekleşen süreci tanımlamaktadır. Üretim sürecinde oluşan bu mekanizmalar nelerdir? Bu açıdan, Japonlaşmanın unsurları arasındaki teorik ilişki ortaya konulmalıdır. Japonlaş- ma terimi üzerinden, bir birine uyan belli yönetim teknikler setini tanımlamak mümkündür. Ancak bu uyumun bir bedeli, Japon sisteminin üretim sürecinde yer alan bütün aktörler arasındaki bağımlılığı da dramatik bir şekilde arttırdığı ortaya çıkmaktadır. Tam Zamanında Üretim ve Toplam Kalite Yö- netimi gibi Japon üretim sisteminin teknik yönleri, organizasyonun, onu oluş- turan aktörlere karşı bağımlılığını artırmaktadır. Bu yüzden organizasyonun bağımlılıktan gelecek kendine karşı bir güç kullanımı olasılığını engellemek için karşı bir adım atması zorunlu hale gelmektedir. Bu durum aynı amaca ya da eşit bir bağımlılığa doğru durumu dengeleyecek önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Japonlaşma içinde yer alan sosyal sürecin teorik çerçevesi güç ve kontrol arasındaki bir koordinasyonun resmini ortaya koymaktadır.

The term “Japanization” is used to introduce models promoted by various movements in management thinking that explain in the way in which Western industry manages its production process. Japanization includes a changing on the production process that was introduced as excellence movement, all of which encompass clusters of management practices that apparently share many elements in common. The term “Japanization is useful as a means of describing the process together with the necessary organizational support. What are the mechanisms by which this process occurs? The theoretical interrelationship among the elements of Japanization must clearly be unpacked. Japanese system of production, particularly JIT and TQC heighten the dependency of the organization on its agencies or constituents, especially employees. The obvious implication is that it is imperative that such organizations take steps to counterbalance this by averting the possibility of such power being used. This requires moves toward goal homogeneity or equal profound dependencies on both sides, a logic similar to “mutually assured destruction”.