İslami Fundamentalizmden İslam Fobisine: Batı Dünyasında Gelişmekte Olan İslamophobia Yeni Bir Eşitsizlik Kaynağı Olarak Görülebilir mi?

: İslamî köktencilik son yirmi yılda gerek ülkemizde gerekse dünyada en çok tartışılan konularından biri ola geldi. 1920’lerde ABD’de ortaya çı- kan Protestanlık orijinli fundamentalizm (köktencilik) kavramı son yirmi yıldır Müslüman ülkelerinde çok yaygın olan İslam kaynaklı siyasal hareketi tanımlamak için kullanıldı. Fakat fundamentalizm tartışmaları söz konusu bu hareketler arasındaki temel farklılıklar ile bu hareketlerin ortaya çıktığı toplumların kendilerine özgü tarihsel sosyopolitik ve kültürel farklılıklarını hiçbir zaman hesaba katmamaktadır. Bu makale İslamcı köktencilikten İslam-fobisine geçiş sürecini tartışmakta ve batıda yaygınlaşmakta olan İslam-fobisi veya “Müslüman karşıtlığı”nın yeni bir eşitsizlik kaynağı olarak görülüp görülemeyeceğini tartışmaktadır.

Islamic fundamentalism has been one of the most commonly discussed issues of the last two decades. As a concept, it was originated from the Protestant fundamentalism in the United States in the 1920s. Despite its historical roots, and ambiguities the term of fundamentalism has been commonly used to define Islamic political movements in the Muslim countries. It has been observed that the discourse of fundamentalism has been neglecting the fundamental differences between these socio-political movements, and the historical, socioeconomic, political and cultural diversity that existed among the Muslim societies. The main research question that this paper tries to answer is that whether the rise of the Islamophobia or “anti- Muslimism” in the West can be considered as a new source of social inequalities or not?