‘Global Modernite’de Kentlileşme Karşısında Alt Kültür, Dil ve Yerel Kimlik

Türkiye’de kırdan kente göç 1950’lerde başlamış ve 2000’li yıllara kadar devam etmiştir. Kentleşme süreci boyunca nüfusun büyük kesimi Batı Anadolu ve Marmara bölgesindeki metropollere yığılmıştır. Ulaşım imkânlarının gelişmiş olması ile iş sahalarının bu bölgelerde yoğunlaşmış olması göçün yönünü etkilemiştir. Bölgeye göç etmiş olan yığınlar kentte karşılaştıkları kültür ile kentteki insan ilişkilerinin kırsal kesimdekine göre farklı olduğunu görmüşlerdir. Buna ek olarak kente taşımış oldukları kendi kültürlerini de korumuş, kentte niteliğini başkalaştırarak devam ettirmişlerdir. Çalışmamızda küresel kent toplumuna kırsal kesimden iç göç yoluyla gelen insanların kente uyum süreçleri ile kentte kendi yerel kültürlerini ne ölçüde koruyarak yaşatabildikleri incelenmiştir. Kendi yerel kültürleri ile sahip oldukları yerel kimliklerine kıyasla oldukça baskın olan modern kent kültürüne uyum sağlayabilme durumları araştırılmıştır. Konuya ekonomik yönden bakıldığında ise, gelir durumları yaşadıkları bölgenin ortalamasının altında kalan bu grubun kent hayatıyla ilgili beklentileri ve kentin kendilerine sunmakta olduğu imkânlardan yararlanabilme çabaları değerlendirilmektedir. Araş- tırmada bu kişilerin yetişkinleri ile çocuklarının başta yerel dilleri olmak üzere sahip oldukları yerel kültürel değerleri küresel değerler karşısında ne ölçüde koruyabildikleri ve sürdürebildikleri incelenmektedir.

Sub-Culture, Language and Local Identity against Urbanity in Global Modernity

Migration from rural towards urban areas started in the 1950s and has continued up to the 2000s in Turkey. A large segment of the population is stacked during the process of urbanization in Western Anatolia and Marmara region metropolises. With the improved transportation facilities and the concentration of job opportunities in this region has influenced the direction of migration. Who had migrated to the area in the city faced heaps of culture and different human relations in the city than in rural area. In addition, they have conserved their own culture after moving to the city and maintained meta-morphisly them. In our study internal migration coming from rural areas to urban society was examined. Also their harmonization process with the city and what extent they could have preserved their local culture in the global city have been examined. They have their own local culture and local identity, which is quite non-dominant in comparison to the modern urban culture to adapt to situations, was investigated. When viewed from the economic aspect of the subject, we have found that the group’s economic capacity compared to the city’s ordinary capacity is far below. This group’s expectation from the city will be investigated. In addition their efforts to take advantages of the urban life’s opportunity will be evaluated. In this work, we will examine how they can retain and sustain group’s sub cultural values and ethnic languages against modern city’s global cultural values