II. Friedrich von Hohenstaufen'in İslam Dünyası ile İlişkileri ve Arapça Kroniklere Yansıması

Öz Kutsal Roma-Alman İmparatoru VI. Heinrich Norman krallığını fethederek Sicilya kralı da olunca, Hohenstaufen hanedanının elinde bulunan İmparatorluk, önde gelen bir Akdeniz gücü darak evrensel bir konuma erişmişti. İmparatorluğun ağırlık noktasını güneye kaydıran ve böylece Sicilya'nın İmparatorluğa katılması ihtimalini gündeme getiren İmparatorluk-Sicilya "personel birliği", tek bir güç tarafından çembere alınan Roma Kilisesini tehdit ediyordu. Heinrich'in, Sicilya kralının veraset hakkını İmparatorluk için de elde etme ve böylece Stauferlerin babadan oğula geçen, Akdeniz kıyılarına kadar uzanacak bir dünya egemenliği tasarıları, Tevcih Kavgasından beri birbirlerinin rakibi olan İmparatorluk ile Papalığın arasını daha da açmıştı. Ancak, VI. Heinrich'in ölümüyle (28.9.1197) Stauferlerin bu evrensel konumları çöktü, ve Kilise bu çatışmadan galip güç olarak sıyrıldı. Veresat hakkından dolayı Sicilya o zaman henüz üç yaşını doldurmamış olan Friedrich'e düştü. Onun yerine önce annesi, VI. Heinrich'in dul eşi ve Sicilyateyn'in ünlü Norman kralı II. Roger'nin kızı Constance, yönetimi ele aldı.