Eretnalı Beyliğinin Paraları

Cengiz-Moğol İmparatorluğunun bölümlerinden olup bu devletin İran, Irak ve Anadolu kolu olan İlhanlılar'ın Anadolu valileri ve kumandanları, Anadolu'da kendilerinin hükümdar olacağı müstakil bir devlet kurmak sevdası ile sık sık isyana kalkışıyor, bu isyanlar hemen her zaman İlhanlı Sultanları tarafından kanlı şekilde bastırılıyor, bu arada olan hadiselerin geçtiği Anadolu’daki mazlum halka oluyordu. Anadolu Türkleri, isyana kalkışan bu vâli ve tayin edilen diğer idareciler tarafından zalimane şekilde soyulduğu gibi, bu isyanları bastırmak üzere Anadolu'ya giren İlhanlı ordusunun kanlı kıtalleri ve aldıkları ağır vergileri ile de perişan hâle düşüyordu.Bu dönemde (XIII. yüzyılın ikinci yarısı ve XIV. yüzyılın başı) güya idarede bulunan, İlhanlılar’ın tayin ettiği sözde son Selçuklu sultanları da metbularının isteklerine boyun eğmekten ve hatta kendileri de onlara iştirak etmekten başka bir şey yapamıyorlardı. Bu sırada Moğollar'a karşı Anadolu'nun istiklâl mücadelesini, başta Karamanoğulları olmak üzere Anadolu'da teşekkül eden beylikler veriyor, yaptıkları savaşlarla dağları, taşları kanları ile suluyorlar, sıkıştıklarında da Mısır'daki Türk Memluklu Devleti'nden medet umuyorlardı.

Coinage of the Eretna Principality

Following the rule of the Ilkhanides in Asia Minor and succeeding to the former Seljuq seats of Sivas and Kayseri, Alaeddin Eretna, the founder of the Eretna Principality, originally served as a vassal to the Ilkhanides and the Egyptian Mamlukes and minted coins in the name of these two realms in the cities over which he had power. In 1343, on the defeat of the Ilkhanide army at Karanbük, he and the other independent Turkic principalities in Asia Minor proceeded to mint coins in their own names. Until Eretna's death in 1352, gold and silver coins were minted at the fifteen centers under his rulemost prominently, Sivas and Kayseri. After his death, coins continued to be minted at various dates at an even greater number of urban sites in the names of his sons, Gıyaseddin Mehmed and Izzeddin Cafer, and his grandson, Alaaddin Ali. Control over the principality, upon the death of Alaaddin Ali, passed to Kadı Burhâneddin Ahmed in 1380.