ORHAN PAMUK ROMANLARINDA “ÖTEKİ”

Öz Birey, toplum hayatı içinde bir kimlik oluşturabilmek için öncelikle kendisini tanımladığı bir “ben” kavramı geliştirir. Sonra kendini “diğerleri”nden ayıran noktalar üzerinde durur ve kendisini diğerlerinden ayırırken onların kendisinden farklı yönlerinin de açığa çıkmasına sebep olur. Böylece “ben” kimliği oluşurken iki taraflı bir ayrılık süreci yaşanır. Bu durum, özne diğerlerini kendinden daha aşağıda konumlandırdığında “ötekileştirme”ye dönüşür. Benzer durum toplumlar için de geçerlidir. Gerek bireysel gerek toplumsal düzeyde olsun ötekileştirme olgusuna, edebiyat eserlerinde sıklıkla rastlanır. Orhan Pamuk da romanlarında yoğun bir şekilde “öteki” kavramı üzerinde durur. Hatta çoğu romanının çatışma ve entrik unsurunu sağlayan dinamiğin “öteki” olduğunu söylemek gerekir. Yazar özellikle son romanlarında 1980 sonrasında Batı kültür dairesine Amerikan tipi tüketim alışkanlıklarıyla hızlı bir geçiş yapan ve ciddi bir dönüşüm yaşayan Türk toplum yapısını irdeler. Temelsiz ve hızlı işleyen bu değişimin yol açtığı ideolojik ve ekonomik kutuplaşmalara yoğunlaşır. Toplumun laikdindar, zengin-fakir, Türk-Kürt vb. çok çeşitli yapılara bölünmesinin yol açtığı sorunları romanlarına taşır. Orhan Pamuk’un romanlarında bu sorunsallar kimlik-öteki ilişkisinin çeşitli boyutlarıyla ele alınır. Bu mak

___

ALMOND, I. (2013), Yeni Oryantalistler, Nietzsche’den Orhan Pamuk’a İslam’ın Postmodern Temsilleri, İstanbul: Pinhan Yayıncılık.