İktisadi Güvenlik/leştirme: MENA ve Türkiye

İktisadi güvenlikleştirmenin konusu, bir ülkenin iktisadi çıkarlarının tatmin edilmesi ve güvenliğinin sağlanmasıdır. Klasik iktisat öğretisinin kurucusu A. Smith, güvenliğin zenginlikten önce geldiğini söylemiştir. ‘kü-yerelleşen’ dünyada tehdit özneleri ve algıları sürekli değişirken iktisadi güvenlikleştirme ya da güvenliksizleştirme açık uçlu süreçler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, dünyanın en zengin fakat en istikrarsız bölgelerinden biri olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA)ülkeleri (Mısır, Irak, İran, Suriye, vb.) ile, gelişen piyasalardan biri olarak öne çıkan Türkiye akla gelmektedir. MENA, şimdilerde, fokur fokur kaynayan bir kazana benzemekte ve bazı ülkeler bu durumdan kazanç elde etmeye çalışmaktadır. Kazan, çok büyük; içi çok karışık; altında hiç sönmeyen bir ateş var. Türkiye, kimi zaman bu kazanın içinde yer almakta; kimi zaman da istikrar ve barış arayan bir kepçe konumundadır. Hem kazanı hem de kepçeyi ilgilendiren sorunlardan biri de iktisadi güvenlikleştirmedir. Bu sorunun bileşenleri arasında; doğal kaynakların yerel mülkiyetinin korunması, göç denetimi, enerji dağıtımı güvenliği, kara paraya dayalı ticaret, terör, vb. bulunmaktadır. Bu çalışmada, MENA arka planında, çeşitli güvenlik okullarının (Kopenhag, vb.) yaklaşımları ışığında iktisadi güvenlik(siz)leştirme kavramı tartışılmaktadır

Economic Securit(y)ization: MENA and Turkey

The subject of economic securitization is the satisfaction and security of the economic interests of an country. A. Smith, the founder of the doctrine of Classical Economics, indicates that the security comes before welfare. While the threat subjects and perceptions are changing in “g-localization” world, the economic securitization or desecuritization appears to be open-ended processes. At this point, Middle East and North Africa (MENA) countries (Egypt, Iraq, Iran, Syria, etc.) which is the most unstable but one of the richest region in the world and Turkey as one of the emerging markets come to mind. MENA is a boiling pot that similar to scalding hot and some countries have tried to gain from this situation. The pot is too big, its contents are too complex and there is a fire which is no blinking. Turkey, who also take part in this boiler, sometimes a scoop position is also looking for stability and peace. One of the problems is concerning both the pot and the spoon is economic securitization. Among the components of this problem there are protection of local property of natural resources, immigration control, energy distribution security, land-based trade, terrorism, etc. In this study, the concept of economic (de)securitization has discussed in the background of the MENA, in light of various safety doctrines (Copenhagen, etc.)