“Ölümsüz Baba “Ölümsüz Baba Ölümsüz Baba” Orhan Pamuk’un “Babamın Bavulu”nda, Oğuz Atay’ın “Babama Mektup”unda, Franz Kafka’nın “Babaya Mektup”unda Baba İzleği Franz Kafka’nın “Babaya Mektup”unda Baba İzleği “Babaya Mektup”unda Baba İzleği

Öz Bu makalede amacımız, ikisi Türk (Oğuz Atay ve Orhan Pamuk) biri de Alman (Franz Kafka) yazarın eserlerinde baba izleğini araştırmaktır. Bu eserleri birbirine yakın kılan, tümünde de baba izleğinin ağır basmasıdır. Orhan Pamuk’un “Babamın Bavulu” eseri bir Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasıdır. Edebi konuşmalar da yazılı olarak hazırlandıklarından lirik ve edebi bir içeriğe sahiptirler. Bu bakımdan edebi bir tür olma değerini hak ederler. Bu Nobel Edebiyat Ödülü konuşması bir metin olarak hazırlandığı ve sunulduğu için daha sonra da kitap olarak basılmıştır. Pamuk’un “Babamın Bavulu” adlı bu eser baba izleğini araştırdığımız ilk metindir. Diğer yazarımız ise Oğuz Ataydır. “Korkuyu Beklerken” adlı hikâye kitabında “Babama Mektup” adlı bir hikâye vardır. Bu hikâye de incelenmiş ve psikanaliz yardımıyla Kafka’nın “Babaya Mektubu” ile karşılaştırılmıştır. Franz Kafka’nın “Babaya Mektup”adlı eseri zaten baba oğul ilişkisini en iyi veren ve katı, sıkı baba izleğinin görüldüğü en güzel eserlerden biridir. Bu eser de diğer iki eserlerle birlikte karşılaştırılmış, Franz Kafka’nın babası olan Hermann Kafka’nın nasıl bir baba modeli çizdiği araştırılmıştır. Bu üç eserde baba izleğinin nasıl bir görünümünün olduğu, babanın nasıl bir izlek olarak ortaya çıktığı araştırılmıştır. Baba izleği tüm yazarlarda da katı bir izleğe mi sahiptir, ben-anlatıcıyı iğdiş eden, onu ezen, sıkı eğitimiyle ben-anlatıcıya zulmeden bir baba mıdır bu baba; yoksa naif, oğullarına hiçbir baskısı olmayan, oğlunu özgür bırakan bir baba izleği midir eserlerdeki baba izlekleri? Makalemizin asıl amaçlarından biri de Alman ve Türk yazarların üç eseri ışığında bu eserlerde babanın görünümünü (iyi mi, kötü mü oldukları) ortaya çıkarmaktır.