TERSÂNE-İ ÂMİRE’DE GEMİLERİN DENİZE İNDİRİLME MERASİMİ

Öz Tersâne-i Âmire’de gemilerin denize indirilmesi merasimi Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte daha çok önem kazanmıştır. Zira bu tarihten itibaren merasimlere artık padişahlarda katılmaya başlamıştır. Tersâne-i Âmire’den başka diğer Osmanlı tersanelerinde de -daha sade olarak- yapılan bu merasimlerde Müneccimbaşı’dan zaiçe alındığı ve uğurlu vakte mutlak surette uyulduğu görülür1 . Kaptanpaşa bu zaiçeyi Müneccimbaşı’dan aldıktan sonra Bâb-ı Âlî’ye iletir, Bâb-ı Âlî’den de Padişaha takdim edilerek merasim zamanı ile ilgili irâde alınırdı. Böylece merasim zamanının kesinleşmesinden sonra Sadrazam, devlet erkânına ve katılmak isteyen yabancı sefirlere davette bulunurdu. Geminin Şeyhü’l-İslâm’ın yaptığı dualarla denize indirilişinin hemen ardından davetlilerle birlikte tersane ricali, san’atkarları, hademeleri, Enderun-ı Hümâyûn ve Mehteran mensupları, yabancı mimar ve mühendisler Padişah ve Sadrazam tarafından atiyye ve hil’atlarla taltif edilirdi. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar devam eden bu merasimlere ağaç türü gemilerden demir ve zırha geçişle birlikte ara verilmemiştir.