Öz İnsan yaşamını zenginleştiren, yeri doldurulamaz kültürel mirası koru­ ma alanında ilginin artışı ve çabaların yoğunluğu, haklı bir iyimserliğe ka- pılabileceğimiz bir düzeye ulaştı. Tarihe göz attığımızda sokaktaki adamın yüzyıllar boyunca bu konuda çok yavaş bir bilinçlenme süreci geçirdiğini görüyoruz. Sokak, kent ve doğal çevre özelliklerinin korunması için ortak hareket çağrısı ancak 19. yüzyılda duyulabildi. Kentlerin büyümesi, yeni karayolu sistemleri, ve mevcut kent dokusunun ölçeğini ve biçimini etkile­ yen hızlı gelişme sonucu, kültürel mirasın tahribine karşı ve daha üstün çevre değerleri adına mücadeleden yana halk tepkisinde de bir artış oldu.