Çevre Hukukunda Sorumluluk

Yalnızca idari yaptırımlar yoluyla çevrenin korunması ve çevre suçlarının önlenmesi olanaklı değildir. Bu nedenle, çevre suçlarına karşı hapis cezaları da öngörülmüştür. Bazı ülkelerde çevre suçlarına yönelik ağır cezai yaptırımlar bulunmaktadır. Ülkemizde çevre suçlarına yönelik hapis cezası uygulaması, Çevre Yasası’nın 26. maddesinde öngörülen hüküm dışında uygulanmamaktaydı. Ancak, 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, “çevre suçları” başlığı altında çevre kirlenmesine neden olan fiilleri toplamış ve bu filleri işleyenlerin 5 yıla varan hapis cezaları ile cezalandırılabileceğini öngörmüştür. Türk Çevre Hukukunda cezai yaptırımlar yanında, idari yaptırımlar da kullanılmaktadır. Türkiye’de Çevre Hukukunda sorumluluk konusunda başlangıçta komşuluk hukukuna ilişkin kurallardan yararlanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde ise çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda özel yasaların ve hukuksal düzenlemelerin benimsendiği görülmektedir. Son aşamada ise çevreyle doğrudan ilgili bir düzenleme olarak Çevre Yasası çıkarılmış ve bu yasada çevre hukukunda sorumluluğun temel kuralı olarak “kusursuz sorumluluk” ilkesi kabul edilmiştir. Ayrıca, son aşamada, yeni Türk Ceza Yasası ile “çevre suçları” kavramı geliştirilmiş ve bu başlıkta çeşitli çevre suçları belirlenip bunlara ilişkin idari ve cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Çevre Yasası ve Türk Ceza Yasası’nın çevreyi kirletenlere karşı doğrudan ilgili hükümler getirmesi, çevre hukukunda sorumluluk konusunda geldiğimiz son aşamayı ifade etmektedir. Ne var ki, bütün bu gelişmelere ve hukuksal düzenlemelerdeki çeşitlenmeye karşın, uygulamada bazı sorunların yaşandığı ve duraksamaların varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Yeni Türk Ceza Yasası’nda çevreye ilişkin suçlardaki uygulamaya ilişkin erteleme, bu duraksamanın en çarpıcı örneğini oluşturmaktadır.

Responsibility in the Environmental Law of Turkey

This article has focused on responsibility concept in law and in the Environmental Law of Turkey. The authors draw attention to that, protecting the environment and preventing environmental crimes only by using administrative sanctions are impossible. For this reason, prison sentences are considered against environmental sanctions. There are serious sanctions against environmental crimes in some countries. Prison sentence was not seen except the 26th Article of Environmental Law in Turkey. But, new Turkish Criminal Law consists of actions which cause environmental pollution under the title of environmental crimes and it might punish people who pollute the environment. In addition to prison sentences, administrative sentences are used in Turkish Environmental law. In the first term on responsibility in environmental law in Turkey rules regarding with neighbourhood law were adopted. It is seen particular laws, and regulations on preventing environmental pollution which are adopted in the later term. Finally, the Environmental Law which is a direct regulation on the environment in Turkey was made and responsibility principle as a basic (or main) principle of responsibility on environmental law was adopted in the law. Additionally, in the last stage, "environmental crimes" concept was employed in the new Turkish Criminal Law and also, administrative sanctions and prison sentences which were determined at this title have been considered ön various environmental crimes. Adopting directly relating regulations against environmental polluters is the final stage of the subject "responsibility on environmental law" in Turkey. Yet, in spite of these improvements and various regulations on environmental law in Turkey, particular issues and hesitations are seen in the process of implementation. Postpone on environmental crimes at new Turkish Criminal Law is the best example of this hesitation.

___

  • Aral, Vecdi (1983), Hukuk ve Hukuk Bilimi Üzerine, Üçdal Neşriyat, İstanbul.
  • Çörtoğlu, İ. Sahir (1986), "Çevrenin Kirletilmesinden Doğan Sorumlulukla Taşınmaz Mülkiyetinin Aşkın Kullanılmasından Doğan Sorumluluğun Karşılaştırılması", Yar­gıtay Dergisi, Cilt 12, Sayı: 1-2, Ocak-Nisan.
  • Gürseler, Güneş (2003), "Çevre Zararının Manevi Giderimi ve Bir Yargıtay Kararı", Legal Hukuk Dergisi, Ağustos, Sayı: 8.
  • İçel, Kayıhan ve Süheyl Donay (1993), Karşılaştırmalı ve Uygulamalı Ceza Hukuku, İs­tanbul.
  • Kaboğlu, İbrahim (1996), Çevre Hakkı, İmge Kitabevi, Ankara.
  • Kılıçoğlu, Mustafa (2002), Sorumluluk Hukuku, Cilt 1, Turhan Kitabevi, Ankara.
  • Kuntalp, Erden (1999), "Medeni Hukuk Açısından Çevre Kanununa Bakış", Çevre Ka-nununun Uygulanması, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara.
  • Kuzu, Burhan (1997), Sağlıklı ve Dengeli Bir Çevrede Yaşama Hakkı, Fakülteler Mat­baası, İstanbul.
  • Özen, Muharrem (1998), Ceza Hukukunda Objektif Sorumluluk, US-A Yayıncılık, An­kara.
  • Şen, Ersan (1994), Çevre Ceza Hukuku, Kazancı Yayınları, İstanbul.
  • Tandoğan, Haluk (1986), "2872 sayılı Çevre Kanunu'na Göre Çevrenin Kirletilmesin­den Doğan Sorumluluk", Yargıtay Dergisi, Cilt 12, Ocak-Nisan, Sayı: 1-2.
  • Topçuoğlu, Metin (1998), Çevre Hakkı ve Yargı, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara.
  • Ulusan, İlhan (1986), "Çevre Kirlenmesinden Doğan Sorumlulukta Fedakarlığın Denk­leştirilmesi İlkesi", Yargıtay Dergisi, Cilt 12, Sayı: 1-2, Ocak-Nisan.
  • Resmi Gazete, Türk Ceza Kanunu, Kanun No: 5237, Kabul Tarihi: 26 Eylül 2004, Ta­rih ve No : 12 Ekim 2004 / 25611.
  • Yargıtay Kararları Dergisi, 1989/5.