Palamutdüzü: Antalya Beydağları'nda Bir Ortaçağ Bizans Köy Yerleşimi

Palamutdüzü: A Medieval Byzantine Village Settlement in the Bey Mountains

Antalya'nın Doyran beldesi sınırları içersindeki Palamutdüzü mevkiinde Bizans Dönemi'ne ait yirminin üzerinde konuttan oluşan bir köy yerleşimi ile bir manastır kompleksinin kalıntıları bulunmaktadır. Yer aldığı topografyanın mükemmel bir koruma sağladığı yerleşme, tipik bir Ortaçağ Bizans köy yerleşmesi özellikleri göstermektedir. Köy, önemli ticari yollar üzerinde bulunmanın avantajı yerine, kolay savunulabilir ve gözlerden uzak bir alanda kurulmuştur. Hem bu topografik avantajı, hem de güçlü orduların ilgisini çekecek bir zenginliğe sahip olmadığından, yerleşme surlarla çevrilmemiştir. Yerleşimin belirli bir kentsel tasarım planına göre kurulmuş olmadığı, zamanla ortaya çıkan gereksinmeler doğrultusunda organik bir biçimde gelişmiş olduğu görülmektedir. Konutların arasından dar ve düzensiz sokaklar geçmekte, yerleşimin içinde herhangi bir meydan, kamusal alan ya da kamu yapısı bulunmamaktadır. Konutların birçoğu birbiri ile bağlantılı, tek katlı birkaç dörtgen mekandan oluşmaktadır ve çoğu konut grubunun bir avlusu bulunmaktadır. Hiçbir su kaynağının bulunmadığı bu mevkide, evlerin su gereksinimleri tamamen avlularda ya da yakınlarında bulunan, yuvarlak planlı, kuyu ağızlı sarnıçlarla karşılanmaktaydı. Evlerin avlularında ya da yakınlarında bulunan işlik kalıntıları ve işlik taşları da yerleşimin tarımla geçindiğini göstermektedir. Mekan sayısı esas alınarak bir tahmin yürütecek olursak Palamutdüzü'ndeki köyün nüfusunun 200-250 civarında olduğunu öne sürebiliriz ki, bu da Bizans Ortaçağ'ı için ortalama ve tipik bir kırsal yerleşimin nüfusudur.Yerleşimin tek kamusal yapısı konutlar bölgesinin 50 m kadar doğu tarafındaki manastır kompleksidir. Manastır, ortada bir kilise, kiliseyi kuzey ve doğu taraflarından çevreleyen ve aynı zamanda arka duvarları ile manastırı çevre duvarı olarak sınırlayan keşiş hücreleri dizisi, çevre duvarı dışında doğu taraftaki bir mezar şapeli ile işlevi tam anlaşılamamış olan bazı mekanlardan oluşmaktadır. Bu manastır yirmiden az keşişi bandıran küçük, tipik bir Ortaçağ manastırıdır. Kilisede nefin batı tarafında açılmış bir kaçak çukurun molozu içinde bulunan opus sectile zemin döşemesi parçaları yapının son evresinin büyük olasılıkla 12. yüzyıla ait olduğunu göstermektedir. Yerleşimin kuruluşunun genel olarak Ortaçağ'm başlarına, olasılıkla da kıyılardaki önemli ve zengin kent yerleşmelerindeki yaşamın Arap akınları sonucunda olumsuz etkilendiği 7.-8. yüzyıllarda olduğunu düşünebiliriz. Bu dönem bölgede kentsel yaşamın parlaklığını yitirip büyük köyler biçimindeki kırsal yerleşmelerin önem kazandığı dönemdir. Palamutdüzü'nün hemen 1-2 km güney-batısmda yer alan Neapolis kentinin, arkeolojik bulgular değerlendirildiğinde, bir nedenle 8. - 9. yüzyıllardan önce terk edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Neapolis kentinin terkedilmesi ile Palamutdüzü'ndeki köy yerleşmesinin ortaya çıkmasının tarihsel olarak örtüşmesi, kenti terk edenlerin bugün adını bilemediğimiz bu büyük köyü kurmuş olabileceği ihtimalini araştırmaya değer kılmaktadır.

___